Okuldayken translate Spanish
635 parallel translation
Daima bana yardım edeceğini söyledin, fakat okuldayken bunu hiç yapmadın.
Siempre dices que me soplarás, pero luego en clase no lo haces nunca.
Okuldayken kayık kullanmıştım.
Bueno, yo remé en la escuela.
- Okuldayken oyunculuk yapmayı severdim.
Me encantó la actuación, en la escuela.
Tıpkı okuldayken tatilin gelişini beklediğim gibi.
Como cuando estaba en la escuela y se acercaban las fiestas.
Okuldayken sol bek oynamıştı, yani ona kefilim.
- Es un gran tipo. Jugaba de extremo en mi último año de escuela.
Okuldayken iki yıl boyunca eskrim birinciliğini o kazandı.
A Shuggy es imposible que le pase nunca nada malo.
Biliyor musun, okuldayken bir şiir öğrenmiştim.
Recuerdo un poema que aprendí en la escuela.
Peki ondan önce, okuldayken erkeklerle çıkıyor muydun?
Antes, en la escuela, ¿ salió con chicos?
Okuldayken gazetede bu konuda bir yazı okumuştum, sanırım Otto Rank idi.
Una vez lei en un periodico cuando estaba en pre - universitario acerca de esto, creo que era Otto Rank..
Bana, "Okuldayken Kartopu zehir koleksiyonu yapmayı hayal ettiğini söylerdi ama şimdi onu ben yapıyorum" dedi.
Me dijo : "Dile a Bola de nieve, que soñaba con coleccionar venenos, que ahora soy yo quien los colecciona." Toma.
Shoji ve ben okuldayken buraya daha sık gelirdik. Gerçekten?
Shoji y yo solíamos venir a menudo
Okuldayken sırasından aşırmıştım.
Lo robé de su pupitre de la escuela.
Okuldayken hepimiz verebileceğinizin en fazlasını verdiğinizi düşünürdük.
En la escuela todos pensábamos que era usted el mejor.
Okuldayken müzik aletim vardı.
Tengo un fonógrafo de cuando era estudiante.
Sanırım okuldayken başlamıştı.
Supongo que fue cuando era un niño en el colegio.
Okuldayken okumuştum.
Lo leí en la escuela.
Okuldayken onu klasikler üzerine çalıştırmıştım.
Le di clases de historia clásica.
Ve ona çocuklar okuldayken iş alırım diye cevap verdim.
Y he encontrado un trabajo mientras las niñas están en el colegio.
Ben okuldayken böyle öğretmenler yapmıyorlardı.
Cuando yo iba al colegio no había maestras así.
Çocukların ikisi de okuldayken sen neyle meşgul olacaksın?
¿ Qué vas a hacer con los dos niños en la escuela?
Okuldayken bu kelimeye hayrandım.
En otro tiempo en la escuela, yo admiraba esta palabra.
Okuldayken ayakkabı temizlemeyi öğrenmiştim. O konuda süperim.
En la escuela, limpiaba los zapatos.
Okuldayken, beni matematikte geçenler olduğunda ağlardım.
En la escuela, si alguien sabía cuánto era 4 + 4, yo lloraba.
Okuldayken de çizimin hep iyiydi.
Recuerdo que en el colegio siempre fuiste muy bueno dibujando.
Okuldayken Teruyo ile aranda bir şeyler var mıydı?
¿ Sucedió algo entre Teruyo y tú cuando estabais en la escuela?
Seni okuldayken hatırlıyorum da.
Te recuerdo en el colegio.
Okuldayken her zaman rahiplerin dediğin oluyordu.
Yo no había hecho nada, pero fue igual.
Okuldayken hep şu Fransız mağaralarından birine gitmek istemişimdir.
Cuando iba a la escuela, soñaba con entrar en una caverna en Francia.
Dedi ki : Fabio okuldayken bile konseydeki yerini korumalı.
Dijo que Fabio debe conservar su puesto en el Consejo aún cuando esté en la universidad.
Okuldayken bana talimatlar yollardı.
En el colegio me mandaba informes.
Sen okuldayken, Ann yalnız mıydı?
Cuando estaba en la escuela, ¿ Ann, no se quedaba sola?
Daha okuldayken bile vardı. Aklımdan hep intihar etmek geçiyor.
Recuerdo haber tenido pensamientos suicidas cuando estudiaba.
Okuldayken atışta gümüş madalya kazandığını söyledin.
Dijiste que habías ganado una medalla en una competición de tiro.
Yalnızca okuldayken 250 kişinin içinde 8 kişiydik.
Sólo en la escuela cuando éramos ocho entre 250.
Okuldayken okulu bırakmak istersiniz.
Cuando estás en la escuela y quieres dejarlo, la gente te dice :
Ben okuldayken öldüler.
- ¿ Están vivos? - Murieron cuando yo era universitario.
- Keşke... okuldayken okusaydım.
- Deseo... Lo leí cuando estuve en la escuela.
Okuldayken de söylerdim.
Lo cantábamos en la escuela.
Turczynek'de okuldayken gençlerin kafası bu teoriyle doluydu.
En la escuela, en Turczynek,... los jóvenes estaban llenos hasta los bordes con la teoría.
Daha okuldayken anladım. Ira isminde bir kız vardı.
Pues, sepa Nadia, yo nunca he tenido éxito con las mujeres.
Okuldayken basketbol oynardım.
Solía jugar al básquet en la escuela.
Okuldayken en çok teneffüsleri severdim.
El recreo era mi hora preferida en el colegio.
Okuldayken ne kadar da sıska, ciddi, gıcık bir şeydin.
De niño era enclenque y ya respondón.
Okuldayken sana "Eğil, Bender." demez miydik, hah?
¿ No te apodábamos "La disponible"?
Orta okuldayken almıştım.
Lo compré cuando tenía 14 años.
Bir okul çocuğu bile kolaylıkla açabilir,... ben daha okuldayken böyle bir kasayı açmıştım.
Un colegial podría abrirla. De hecho, yo abrí una cuando iba al colegio.
Okuldayken... tehlikeye yakın olmak gerektiğini düşünürler.
En el instituto creen que tienen que vivir al límite.
Okuldayken de böyleydi.
Es lo mismo que cuando estaba en la escuela.
Benim annem... bir gün ben okuldayken bir şişe hap içti.
Mi vieja... se tomó un par de botes de pastillas cuando yo estaba en el colegio.
Yatılı okuldayken aynı odada dirt kız kalıyorduk.
Éramos igualmente curiosas en cuanto a los chicos.
Üçü okuldayken oldu.
Tres pasaron cuando yo estaba en la escuela.