English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ O ] / Oğlu

Oğlu translate Spanish

13,121 parallel translation
Oğlu, benim kocam, ülkesi adına ölmek için bu evden ayrıldı.
Su hijo, mi marido, dejó esta casa para morir por su país.
Mesela şuradaki Leventhal Merkezi bağışçısının oğlu lösemi.
El ala Leventhal fue donada porque su hijo tenía leucemia.
Kyle'ın ölen oğlunun reenkarnasyonu olduğuna inanıyor. Oğlu da aynı hastalıktan ölmüş.
Ella cree que Kyle podría ser la reencarnación de su hijo, quien murió de la misma enfermedad.
Boz'ın oğlu varmış.
Boz tiene un hijo.
O kaltağın kocamı çalmaya çalışması yetmiyormuş gibi bir de psikopat oğlu gelip kadını bahçeme gömüyor.
- No era lo suficiente malo que esa zorra intentara robarme a mi marido que ahora su hijo psicópata tenía que enterrarla en nuestro jardín.
Virüsü oğlu üstünde denemişler, en yakın muhtemel genetik eşleşme.
Probó el virus en su hijo, la posible coincidencia genética más cercana.
Babası da oğlu gibi ciddi şekilde beceriksizmiş.
Tu padre era seriamente incompetente, como lo es su hijo.
Oğlu Brant'in Cambridge'de olduğunu söylemişti.
Dijo que su hijo Brant estaba en Cambridge. No lo está.
Bu Mary'nin oğlu George. Bu, merhum kız kardeşim Sybil'in kızı Sybbie.
Este es el hijo de Mary, George... y la hija de mi difunta hermana Sybil, Sybbie.
Bir oğlu daha olduğunu öğrenmesinin vakti geldi.
Es momento para que sepa que tiene otro hijo.
Hala da olamadım... Oğlu babasını öldürdü.
Aún no puedo... que un hijo pueda matar a su propio padre.
- İki tatlı oğlu var.
Tiene dos hijos encantadores.
Ariadne kötü bir durumda. Görebiliyorum. Ama oğlu Jason'u karşısına nasıl alıyor anlamıyorum.
Ariadne está en una posición difícil, lo entiendo... pero no puedo creer que le diera la espalda a Jason.
Ve oğlu Christopher II. Paylaşım Savaşındaydı.
Y su hijo Christopher fue en la Segunda guerra mundial.
Oğlu var, niye?
Con su hijo, ¿ por qué?
Belki de oğlu Alex Sena'yı aramaya çıkmıştır.
- Quizás busque a su hijo, Alex Sena.
Ama şimdi oğlu.
Pero es su hijo.
Nanadaime'nin oğlu ve aynı zamanda Yondaime Hokage'nin torunu olan birinden de bu beklenirdi. değil mi?
Déjaselo al hijo del Séptimo y nieto del Cuarto quizá se vuelva un Hokage también.
Hokage'nin ismine leke sürecek kadar aptal bir oğlu varmış demek.
Nara Shikadai de la Aldea de Konoha. El Hokage tiene un hijo idiota que enloda su nombre.
Nanadaime Hokage'nin oğlu ve Yondaime'nin torunu- -
Boruto, eres hijo del Séptimo Hokage y nieto del Cuarto Hokage- -
Seni vaftiz ediyorum, Katherine. Tanrı...,... oğlu.. .... ve Kutsal Ruh adına.
Yo te bautizo, Katherine, en el nombre del Padre y del Hijo y del Espíritu Santo.
Yani o hepimizin oğlu.
Quiero decir, es de todos, de hecho.
Perşembe sabahı bir adam arayıp oğlu için randevu almak istedi.
El jueves en la mañana, un hombre llamó pidiendo una cita para su hijo.
Becky Simon'a mesaj atar mısın? Söyle oğlu ofiste onu bekliyor eve dönerken pizza ısmarlasın.
¿ Podrías mandarle un mensaje a Simon, diciéndole que su hijo lo espera en la oficina... y necesita pizza antes de ir a casa?
Çünkü sen onun gerçek oğlu değilsin.
Porque no eres su hijo verdadero.
Bu inatçı ihtiyar savaşçının oğlu olamayacak kadar zekisin.
Eres demasiado listo para haber venido de este viejo y terco guerrero.
Sara oğlu Corwin'e bakıyor,... oğlu mantıklı işlemler yapabilen hayatta kalmak için sıkı analizler yapan bir sayı dizisi. Bir başka deyişle algoritma.
Sara ve a su hijo, Corwin, como una colección de procesos lógicos trabajando duro para resolver los problemas de seguir con vida... en otras palabras, un algoritmo.
Ailesi olarak sadece oğlu görünüyor.
La única familia que aparece es un hijo.
İbrahim'e emrederek oğlu İsmail'in boğazına bıçak dayayıp korkunç bir ölüme gönderenle aynı Tanrı.
El mismo dios que ordenó a Abraham poner el cuchillo en Isaac, El cual dejó que su propio hijo muriera de la más horrible muerte.
Çocuk, Yüzbaşı Alden'in oğlu.
El chico es el hijo del capitán Alden.
Evet, arkadaşımın oğlu olur.
Sí, es el hijo de una amiga.
Hap'in oğlu olmaman çok kötü.
Qué mal no ser hijo de Hap.
Basit bir çiftçinin oğlu.
El hijo de un granjero.
Sabahın oğlu, o yaşıyor.
El Hijo de la Mañana, vive.
- Ben de. Seher'in Oğlu'nun sizin izninize ihtiyacı yok.
El Lucero de la Mañana no necesita su permiso.
Oğlu bir rahip olarak yetiştirilmek üzere Nicomedes istemektedir.
Nicomedas quiere que su hijo sea sacerdote.
Bir oğlu için bir hain var daha ziyade ı ölecekti.
- Prefiero morir... que tener un hijo traidor.
İlk oğlu, şimdi onun yeğeni.
Primero su hijo, ahora su sobrina.
Bir sonraki bir oğlu alabilirsiniz.
Puede tener un niño con el siguiente.
Oğlu. eldiveninin geçen yaz kaybolduğunu söylüyor.
El chico dijo que su guante desapareció... el verano pasado.
Eğer bir oğlu olursa. ailesi ona şirketten hisse verecekti.
Pensaba que si tenía un hijo, entonces sus padres le darían una parte de la compañía.
Çobanın oğlu da der ki 1 milyon 200 yıl geleceğe...
Y el hijo del pastor dice... 1.200.000 años al futuro.
Çobanın oğlu da der ki 2 milyon yıl geleceğe...
Y el hijo del pastor dice... Dos millones de años al futuro.
Çobanın oğlu da der ki 20 milyon yıl geleceğe...
Y el hijo del pastor dice... 20 millones de años al futuro.
Çobanın oğlu da der ki...
Y el hijo del pastor dice...
Longshank'in ölümünden sonra, Fevri Oğlu Kral 2'inci Edward Tahta Geçer.
SU IMPULSIVO HIJO, EL REY EDUARDO II SE HACE CON EL TRONO.
Peder Ruskin ve Üstat Gawain'in oğlu Luca 2 gündür kayıp.
El Padre Ruskin y el hijo del Maestro Gawain, Luca, llevan desaparecidos dos días.
Lord Cradoc'un oğlu Morgan.
El hijo de Lord Cradoc, Morgan.
Caleb, Miranda'nın oğlu olduğunu söylüyor.
Caleb dice que es el hijo de Miranda.
Onun oğlu da burada mı?
¿ Su hijo viene aquí?
Sen su oglu sey olan...
Eres la agente cuyo hijo...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]