English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ P ] / Patrón

Patrón translate Spanish

5,445 parallel translation
- Saldırgan bir davranış biçimi görülebilir mi?
¿ Podría haber un patrón de conducta violenta? Sí.
Hep ayni davranisi sergiler.
Entonces su patrón es el mismo.
Ve kurban şablonu.
Y el patrón de víctimas.
Filmlerden alıntı yapmalar, lakaplar. Siz ikiniz aynı birbirinize benziyorsunuz.
Las referencias cinéfilas, los apodos, es como si estuvierais cortados por el mismo extraño patrón.
Bu yüzden başarısız olduğunda bir başka aileyi hedef seçiyor.
Y el patrón se repite.
Ama bir "matrix" dolusu Morty alıp onları acı içinde bırakırsan sürüyle Rick'ten bile saklanmanı sağlayacak bir düzen oluşturur.
Pero si creas una matriz de Mortys que agonizan de dolor eso genera un patrón que puede ocultarte hasta de otros Ricks, ¡ c * * * * *!
- Görünüşe göre bir kalıbın parçası ; bence bundan daha çok alakalı.
- Parece que es parte de un patrón ; creo que es más que relevante.
Belli bir döngü olmalı.
Debe haber un patrón.
Burada bir düzen var.
Hay un patrón.
Şimdi, bu şablonu kırmalıyız.
Bueno, tenemos que romper el patrón.
Tutarlı bir şablon var mı?
¿ Algún patrón?
Bu spiral altın oran ve kendisini doğada tekrarlayan bir matematiksel desen. Taç yapraklarda, bal arılarında ve bilirsin işte galaksideki yıldızlarda ve DNA'mızdaki her molekülde.
Verás, esta espiral es el número áureo y es un patrón matemático que se repite en la naturaleza, en los pétalos de las flores, en los panales de abejas, y, ya sabes, las estrellas en la galaxia,
Bir üslubu olmalı.
Debería haber un patrón.
Herhangi birine bak.
Buscar algún patrón.
- Biyolojik bir doku.
El patrón es biológico.
Yeterince örneği inceledikten sonra ortaya çıkan bir düzen var.
Es un patrón que surge al estudiar una muestra suficientemente grande.
Ve atomlari, molekülleri veya iyonlari hangi düzende siralanmis kristal katidir?
Y un cristal es un sólido cuyos átomos o moléculas o iones están ordenados, ¿ en qué tipo de patrón?
Görevi kötüye kullanma var mı diye kadın adımın geçtiği her davaya bakmış.
La mujer rebuscó en todos mis casos ante el tribunal... insinuando un patrón de mala praxis.
Sıçrama izlerine göre birisi kurbanın kafasını duvara vurarak parçalamış.
El patrón de salpicadura indica como si alguien aplastó la cabeza de la víctima contra la pared.
Birinin olsa şans veya tâlih derdik ama ikisinin de örneği var.
Bueno, si solo fuera una, pensaríamos que fue por suerte o casualidad pero dos son un patrón.
- Bu iz yangını artıran şeyden olmuş.
El patrón concuerda con un acelerante.
Blake aynı izi yanan diğer 10 binada da bulmuştu.
Blake encontró el mismo patrón en otros diez edificios quemados.
Bir düzen veya başka bir şey.
Sigue un patrón o algo así.
Ama nasıl? Kundakçının düzenini bir şekilde çözmüş olması lazım.
Debe haber descubierto de alguna forma el patrón del pirómano.
Demek ki ortada bir düzen var.
Lo cual significa que hay un patrón.
Sizin için yapmak istediğimiz çok daha fazla şey var. Aslında okyanuslardakiyle benzer bir düzen oluşturuyor mu diye kutup buzlarındaki kurşun miktarını ölçmeyi düşünüyorum.
Bueno, he estado pensando en medir el plomo del hielo polar para ver si muestra el mismo tipo de patrón que los océanos.
Bu hücum düzenini tanıyorum.
Reconozco este patrón de juego.
Kayıp eşyaların ve kayıp kişilerin koruyucu azizi.
Santo patrón de las cosas perdidas y las personas desaparecidas.
Koruyucu azizi...
El patrón de...
N.A.C. doğru füziform desen
Con un patrón fusiforme hacia el complejo aureola-pezón.
Kayıp ruhların azizi. Kayıplarımızla ve ümitsiz durumlarla ilgilenir.
Santo Patrón de las almas perdidas, además de las causas perdidas y las situaciones imposibles.
Ama bir düzen var.
Pero ahí es donde está el patrón.
- Kayıp ve umutsuzların aziz koruyucusu.
El santo patrón de las causas perdidas y desesperadas. Perfecto.
Morarmanın biçimine bakılırsa... geniş bir şeyle.
¿ Aplicada cómo? El patrón de magulladuras sugiere algo...
Adamın birinden bir itiraf aldım ve tüm bu gerçekleri destekliyor!
Tengo la confesión del tipo y un patrón de hechos para apoyarla!
Onlar da miras için efendisini öldürmez.
- Tampoco matan al patrón por la herencia.
Ve yüce liderleri de, anlayacağın şekilde söylemem gerekirse, kuralları koyan kişi çok ama çok güçlü bir Tanrıça.
Y el santo patrón para ponerlo en términos que pueda entender es una muy poderosa semidiosa.
Bir çeşit şifre gibi göründü bana.
- A mí me parece que es un patrón.
Yoldaki sürtünme kuvveti ve fren izlerini analiz ettirdik.
El análisis de la superficie de la carretera muestra un patrón definido y marcas de fricción.
O ödül bizim altın standartımızdı.
Ese premio fue nuestro patrón de oro.
Hep aynı davranışı sergiler.
Entonces su patrón es el mismo.
Kumaşınız aynı.
Estáis hechos del mismo patrón.
Herkes bu sevimli motifin demirin alameti farikası olduğunu düşünüyordu.
Todo el mundo tenía asumido que este encantador patrón era algo que el hierro hacía.
Bütün bu suçluların peşinde olduğu bir düzen var.
Hay un patrón con lo que todas estas pandillas están detrás.
Bu, beni sana ve babana götüren sanat eserlerinin çalınma düzeni ile aynı düzen.
Es el mismo curioso patrón de artefactos robados, el mismo patrón que me llevó a tu padre y a ti.
Katil hamlelerini değiştirdi.
El asesino ha cambiado el patrón.
Ana Ortiz olarak aynı desen.
Mismo patrón que Ana Ortiz.
Doz aynı desen.
El mismo patrón de dosificación.
Bu kalıba uymuyor ki.
- Eso no encaja con el patrón.
Bu şekilde de, bir mesaj var.
Dentro del patrón, un mensaje.
Hayır.
¿ Hay algún patrón aquí que no hayamos visto?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]