Peşimdeler translate Spanish
344 parallel translation
Hala peşimdeler.
Siguen tras de mí.
- Evet, cinayet yüzünden peşimdeler.
- Sí, me buscan por asesinato. - ¿ Qué?
Peşimdeler, bana biraz mangır atsanıza?
Me sigue la pasma. Me piro. ¿ Me prestas algo de pasta?
Peşimdeler, Katie.
Me persiguen, Katie.
Peşimdeler ama beni yakalayamayacaklar.
Me persiguen, pero no me atraparán.
Üstelik artık peşimdeler.
Y ya me están buscando.
Aranıyorum, her an peşimdeler.
Buscada, perseguida contínuamente.
Peşimdeler.
Está lleno de cazadores.
Hepsi de benim peşimdeler.
Me perseguían como lobos en la nieve.
Büyük bir iş üstlendim ve peşimdeler.
¡ Pues entérense los dos! He hecho un gran trabajo y me buscan.
Yapmadığım birşey için peşimdeler ve yakalanmayacağım.
Me están buscando por algo que no he hecho y no me van a coger.
Çoktan benim peşimdeler, Robbie, ve çoktan senin de peşindeler.
Ya andan tras de mí, Robbie, y también andan tras de ti.
Peşimdeler.
Están tras de mí.
Benim peşimdeler, anlamadın mı?
Me reconocieron
Onun değil, benim peşimdeler.
No le buscan a él. Sino a mí.
Seni kovalayan şu adamlar - - Peşimdeler!
- Los hombres que te seguían...
Pekala, Onlar benim peşimdeler.
Si quieren saberlo, me persiguen a mí.
- Peşimdeler Jagade, bana yardım etmelisin.
- ¡ Tienes que ayudarme! ¡ Me buscan!
Yaptığım onca şeyden sonra, yapmadığım bir şey için peşimdeler.
Después de todo Io que he hecho... me buscan por algo que no he hecho.
- Başpiskopos ve adamları peşimdeler.
Los hombres del Arzobispo me siguen. Vengo desde Suiza.
Bırak şimdi bunları, peşimdeler!
No estoy loco. ¡ Me pisan los talones!
Peşimdeler!
No hice nada.
Şimdi benim peşimdeler ve her zaman da öyle olacak.
Ahora me buscan, y no pararán jamás.
- Sanırım peşimdeler.
- Creo que están detrás de mí.
Bırak onu. Benim peşimdeler, ama o varken yanıma yaklaşamazlar.
Me buscan a mí, pero no me harán nada si está conmigo.
İki eyalettir peşimdeler.
Me vienen siguiendo a través de dos estados.
- Peşimdeler dostum.
- Están detrás de mí, tío.
Peşimdeler.
Están detrás de mí.
- Evet, terörist bir örgüte üye. - Uzun zamandır benim peşimdeler.
De un grupo terrorista que ha estado tras de mi muchos años.
Her zaman benim peşimdeler.
- Están atrás mío todo el tiempo...
Peşimdeler, Prens!
¡ Vinieron a buscarme, príncipe!
Ben de kaçtım ve şimdi benim peşimdeler.
Me escapé, y ahora me están persiguiendo.
Bu hayvanlar altı haftadır kaynaklarım yüzünden peşimdeler ve...
Estos cabrones me han estado siguiendo por mis fuentes y tú...
Benim peşimdeler, Angie, senin değil.
Están detrás de mi, Angie, no de ti.
Capetown'dan beridir peşimdeler.
Me vigilan desde Ciudad del Cabo.
Peşimdeler.
Van detrás de mí.
Naziler neden benim peşimdeler?
Oiga, ¿ y por qué quieren matarme los nazis?
Peşimdeler, ama beni yakalayamıyorlar.
Están detrás mío, pero no me agarran.
Ve şu anda peşimdeler.
Y andan detrás de mí.
- Benim peşimdeler.
- Están atrás de mí. - Por que?
- Yardım et, peşimdeler.
- Ayúdeme, me persiguen.
Peşimdeler Frank.Peşimdeler.
Están detrás de mí Frank. Están detrás de mí.
Peşimdeler.
Me persiguen.
Ehliyetimi aldığımdan beri, o kamikaze pilotları peşimdeler.
Desde que tengo licencia, esos kamikazes han estado sobre mi.
- O yüzden şimdi peşimdeler.
Lamentablemente, me reconocieron.
Peşimdeler.
Me andan buscando.
Peşimdeler.
por qué me traicionaste? Van a alcanzarme,?
PEŞİMDELER!
¡ ME PERSIGUEN!
silahlı adamları peşimdeler.
Sus hombres armados me pisan los talones.
Peşimdeler!
Me siguen.
- Üşüteceksin! - Peşimdeler!
- Así pescarás un resfriado.