Punchy translate Spanish
65 parallel translation
Punchy, rozetin nerede?
Punchy, ¿ y tu placa?
- Punchy. Ne yapıyorsun?
- Punchy, ¿ qué estás haciendo?
Punchy. Jeff'in parasını bulmalıyız.
Punchy, tenemos que encontrar el dinero de Jeff.
Punchy, dikkatli ol!
¡ Punchy, cuidado!
Punchy, bu rol yapmak olmuyor ama!
¡ Punchy, eso no es actuar!
Pekala, bak Punchy.
Bueno, a ver, Punchy.
Punchy, senin neyin var?
Punchy, ¿ qué pasa contigo?
Bu sefer hırsız benim. Punchy!
Esta vez el caco soy yo. ¡ Punchy!
Punchy bu puroyu Jeff'in yumruğu yediği yerde buldu.
Punchy ha encontrado este puro donde tumbaron a Jeff.
Punchy, sen karışma.
Punchy, tú quédate fuera.
Punchy, çadırıma gidip düşüneceğim.
Punchy, me voy a mi tienda para poder pensar.
Uyansana Punchy.
Despierta, Punchy.
Punchy, uyan.
Punchy, despierta.
Punchy, ne yapıyorsun?
Punchy, ¿ qué haces?
Punchy, in aşağı.
Punchy, bájate.
Hadi Punchy.
Venga, Punchy.
Sağol Punchy.
Gracias, Punchy.
Göster ona Punchy. Hadi bakayım.
A por él, Punchy. ¡ Vamos!
Gibraltar önde, Carter ve Punchy ona yapıştı.
Gibraltar va primero, pero Carter y Punchy aguantan.
Punchy topuk farkıyla üçüncü.
Punchy es 3 ° por un talón.
Sana müthiş haberlerim var. Punchy'yle ilgili.
Tengo novedades maravillosas de Punchy.
Punchy'mizle gurur duymalıyız.
Podemos estar orgullosos de Punchy.
Kont d'Algout, Punchy'yi bana doğum günümde verdi.
El conde d'Algout me dio a Punchy en mi cumpleaños.
Punchy kadar müthiş bir şey bulmak haftalarını almıştır herhalde.
Debes haber buscado semanas antes de hallar algo tan divino como Punchy...
Belki de insanlar bu yüzden bana Punchy diyordur.
Quizá es por eso que los chicos me llaman El Activo.
Ben hallederim Kum Torbası.
Yo iré, Punchy.
Benim adım Kum Torbası değil.
Mi nombre no es Punchy.
Teğmen'i, Punchy'i, Limey'i, Bebek Surat'ı, Doktor'u, Şair'i, Tatlı'yı ve Pasaklı'yı, şimdiye kadar yapılmış en güzel savaş filmlerinde izleyin.
Vean al Teniente, a Punchy, Limey, Baby-Face, Doc Poet, Pretty Boy y Slattery en algunas de las películas de guerra más interesantes.
Bak Punchy, daha bağırmamı istiyorsan, kendin buyur.
Punchy, si quieres seguir gritando, hazlo. Yo he acabado.
Bana Punchy dedi bağır diye. Punchy dedi.
Punchy me dijo que gritara.
Duydun mu Punchy?
- Ya lo has oído, Punchy.
Punchy sana geç diyor.
Puedes pasar.
Ne zaman Ted'in arkadaşı Punchy şehre gelse Ted birden lisedeki günlerine döner.
Cada vez que el amigo de Ted, Punchy, viene a la ciudad es como si Ted estuviera en la secundaria de nuevo.
- N'aber Punchy?
- ¿ Qué, Punchy?
Yerimi biliyorsun Yumruk.
Sabes dónde encontrarme, Punchy.
Seni sarhoş pislik. Hata yapıp duruyorsun.
Es tu culo borracho que siempre nos hace tropezar, Punchy.
Bak şimdi. - Schmosby! - Punchy!
Observa. ¡ Schmosby!
- Punchy!
¡ Schmosby!
Doğru söze ne hacet. N'aber Shmosby! Punchy, ne işin var burada?
Sin discusiones. ¡ ¿ Qué pasó Shmosby?
Punchy kanlı canlı karşınızda.
Punchy está aquí en la carne.
- Punchy gelmiş.
Mira, mira, Punchy está aquí. Si, si.
"Punchy, ada konseyi kararını verdi."
Adiós. Punchy, la tribu ha hablado.
- Punchy, gitmenin zamanı geldi.
Punchy, es hora de volver.
- Schmosby! - Punchy!
¡ Schmosby!
Çok iyi birine benziyor, Punchy.
Vaya. Ella suena muy bien, Punchy.
... geçen günlerde sağdıcı olmamı isteyen lisedeki en iyi arkadaşım Punchy'le telefondaydım.
Yo hablaba con mi amigo del bachillerato, Puños... que me pidió que fuera su padrino.
Selam, Punchy. Oturup düşündüm de...
Puños, lo pensé mucho.
- İnan ki annem kızacak. - Punchy, 20 doların var mı?
Se pondrá furiosa.
Ben Punchy'le hâlâ görüşüyorum.
Nadie mantiene la amistad con los amigos del instituto. Yo todavía soy amigo de Punchy.
- Schmosby!
¡ Punchy!
- Sesini duyduğuma sevindim, Ted.
¡ Punchy!