Rıca translate Spanish
5,199 parallel translation
Henüz kampanya yöneticisi değilsin. - Ayrıca yedek telefon saklaman beni hayal kırıklığına uğrattı Dan. - Göreceğiz.
No eres director de campaña todavía.
Ve ayrıca, aynı tarihte, Burada ; Mısır civarında.
Y casi al mismo tiempo, no muy lejos de aquí, en Egipto.
Kirlenme derecesine bakın. Ayrıca farklı bölgelerdeki suyla karşılaştırın.
Compruebe el grado de contaminación y la cruz coincide con agua calidad de las diferentes áreas.
Ayrıca her türlü teşviki olacaktır.
Bueno, también tendría todos los incentivos.
Hiç borcum yok ayrıca acil ihtiyaç fonum ayda yüzde 1.25 kazandırıyor.
No tengo deudas, y tengo un fondo de emergencia al 1.25 % de rentabilidad.
Her şey ters gitmeye başlar. Ayrıca inanılmaz güzel bir şarkısı vardır.
Todo comienza a andar mal y suena esa música increíble.
Ayrıca burası aşırı sıcak.
Aquí también está sofocante.
Ayrıca yerde yatmak sırtın için çok iyi olacaktır.
Además, puedes dormir en el suelo, es muy bueno para la espalda.
Uzak olması onun için pek önemli değil ayrıca bu ev de kaçırılmayacak kadar ucuzdu.
Y no sé, no le importa viajar, y este lugar era demasiado barato para dejarlo pasar.
Hayır çevirmedi, ayrıca adını söyleyebilirsin.
- No lo hizo y... Puedes decir su nombre.
Ayrıca hayır, öldüğün zaman oğlun seni hiç özlemeyecek.
Y no. Tu hijo no te echará de menos cuando estés muerta.
Ayrıca ikimiz de biliyoruz ki sen sıçıp batırırdın.
Además, ambos sabemos que usted lo arruinaría.
Boğazında tüp varmış ayrıca yatıştırıcı vermişler.
Él está intubado y su mujer está sedada.
Ayrıca, tecavüz edilmenizi kolaylaştırır.
Además, así va a ser más fácil violarte.
Vakit ayırıp sana söyleyecektim, ama anlaşmak zaman aldı, ayrıca...
Iba a decirte, pero ha habido mucho con lo que lidiar, y...
Ayrıca düşünmüştüm ki kulübeyi gerçekten kullanırız.
Y pensé que de verdad íbamos a poder usar la cabaña.
Ayrıca Lucas'ın partisinde umarım seni utandıracak bir şey yapmamışımdır.
Y sobre la fiesta de Lucas, Espero no haber hecho algo demasiado embarazoso.
Kocam açgözlü, işbirlikçi zampara ve saygısızdır, ayrıca tanıdığım en büyüleyici adamdır.
Mi marido es un ambicioso manipulador y un pervertido blasfemo y es también el hombre más fascinante que he conocido jamás.
Ayrıca halkım, onları iyi ama çok konuşkan bir insan için riske attığımı öğrenirse bunun sonuçları olacaktır.
Y si mi gente descubriera que les he puesto en peligro para salvar a una humana agradable pero muy charlatana, habrá consecuencias.
Ayrıca ana girişten itibaren her yer kirlenmeyi önlemek için uzay gemisi gibi kapanmış durumda. Ama hava temizleyicileri kapatabilirsek en fazla altı saat içinde yukarıdakiler havasız kalır.
Pero si apagamos los depuradores de oxígeno se les acabará el aire en 6 horas máximo.
DNA dizileme cihazlarını durmaksızın çalıştırıyorum. Ayrıca multipleks ligasyon bağımlı prob amplifikasyonunu bilinen tüm virülans etmenlerde sürdürüyorum. - Güzel.
Tengo los secuenciadores de ADN las 24 horas y estoy usando amplificadores de ligadura dependientes múltiples para todos los factores de virulencia conocidos.
Elimizde saldırıyı Dryden'ın ayarlattığına dair ses kaydı vardı. - Ayrıca şu fotoğraflar da bulundu. - Şimdi de gerekçesi var.
Tenemos a Prasad en su declaración de moribundo diciendo que fue Dryden quien organizó la emboscada, y ahora tenemos el motivo.
Ayrıca her zaman kitaba bağlı kalırım.
Y siempre lo hago acorde a la ley.
Ayrıca seks işçileri de insandır.
Los profesionales del sexo son personas tambien.
Ayrıca henüz beni affetemeye yeterince... hazır olmadığını da biliyorum.
Te conozco muy bien para saber que no estás preparado para perdonarme.
Ayrıca sanırım zaten bir şey bilmediği anlaşılıyor.
Además, sabes, estoy empezando a darme cuenta de que probablemente no sepa nada.
Ayrıca, sanırım bir daha sormamı istemezsin.
Más allá de eso... NO creo quieras preguntarme nuevamente.
Ayrıca birkaç adet delinme izi var ve galiba ağır birşey olmalı, metal veya taş.
Hay también un par de perforaciones... y fueron fuertes, probablemente metal o piedra.
50 mg physostigmine hazırla aynı zamanda lorazepam da hazırla. ayrıca epinephrine iğnesi de hazır olsun. her hangi bir ters reaksyona karşı tetikte olun.
Prepara 50 miligramos de fisostigmina, pero ten preparadas inyecciones de de lorazepam y epinefrina por si reacciona mal.
Ayrıca hayır, neden öyle dedin?
No. ¿ Por qué me preguntas si me voy de discotecas?
- Hayır. Ayrıca başağrısı, bulantısı ve vücudunun sağ kısmında güçsüzlük var.
Además tiene dolores de cabeza, náuseas... y debilidad en el lado izquierdo del cuerpo.
İşi bitince geri dönecek. Ayrıca kimse R katına inmeyecek.
Volverá cuando esté terminado, y nadie va bajar al Nivel R.
- Ayrıca,... Bay Greene'in yasaların getirdiği cezanın bu suçun etkilerine ağır geldiği savunmasında da haklı yönler buldum.
- Dicho esto, También me parece justificado el argumento del Sr. Greene que las sanciones previstas en la ley superan en gran medida el impacto del crimen.
Ayrıca üstat, umarım seni veya bu büyük kurumun değerlerini hayal kırıklığına uğratmamışımdır.
Y, maestro, espero no decepcionarte, ni a los valores de esta gran institución.
Yıllardır bunu yapmayı düşünüyordum, ayrıca parfümlerim ve bira kapaklarım ve spor elbiselerim...
Sí, he tenido la intención que lo haga por año, además de I... Tengo que liberar espacio estante para mi colonia, lata colección cerveza,
Ayrıca pazar günü bir gösterimiz olacaktır. Okul konseri.
Además están citados este domingo a las 3 p. m. a la Secundaria, para el musical de la escuela de este año, que comenzará a las 7 p. m.
Ayrıca hazır çıkmışken Bonwit Teller'a uğrayıp kendime de bir şeyler yaptırmak istiyorum.
Y mientras yo estaba fuera, pensé que tal vez tendría un poco de mirada para mí en Bonwit Teller.
Hatırla, - sıkıca doğru köşeye bastır.
Recuerda, presiónala con fuerza en un ángulo correcto.
Tarikat'a doğrudan bir saldırı yapacağınızı ona söylemenin akıllıca olacağını düşündüm.
Pensé que era prudente informarle de su plan de enfrentarse directamente a la Orden, señor.
Bazen işleri oluruna bırakmak akıllıca bir davranıştır.
A veces... es más juicioso dejar las cosas estar.
Ana Tanrıça Mut'u çağırıyorum.
Invoco a Mut, la Madre Diosa.
Bir Eski Mısır bilimciyle görüştüm. Peşinde olduğumuz mahlukun tanrıça Amunet'in Bayan Ives'da vücut bulduğuna inanıyor olabileceğini söyledi.
Según un egiptólogo, la criatura que buscamos podría creer que la Srta. Ives es la encarnación de la diosa Amonet.
Sanırım bu akıllıca.
- Sí. Qué astuta, creo.
Ayrıca zırh takımı da ağır birşey.
Y un traje de armadura es pesado.
Çok akıllıca. Gurur duymalıyım sanırım.
Supongo que debería sentirme orgulloso.
Etraflıca bakınca, aşırı göz makyajına rağmen, buradaki genç hanıma vermek istiyorum.
Globalmente, a pesar del excesivo maquillaje de ojos, tendré que dárselo a esta joven señorita de aquí.
Kampıı terk etmek akıllıca olur sanırım.
Creo que es sabio dejar el campamento
Doğru bir tavır sergilendiği takdirde, kötü bir ayrılık yepyeni bir başlangıça dönüşebilir.
Con la actitud adecuada, una mala ruptura puede volverse un nuevo comienzo.
Düşünmeden hareket etmek hiçbir zaman akıllıca bir eylem olmamıştır.
Ser impulsivo nunca es bueno.
Kalemle veya bir şeyle sıkıca bastırıver.
Sólo presiónalo con una pluma o algo así.
Hayır, düğün kahrolasıca süslemeleri almaktan ibaret.
No, la boda es elegir los malditos centros de mesa.