Sadece merak translate Spanish
2,769 parallel translation
Sadece merak ediyorum.
Solo tengo curiosidad.
Ben sadece merak ettim çünkü bu uzun zamandır sürüyor gibi.
Sólo me lo estaba preguntando porque la verdad es que parece mucho tiempo.
Bilmem, sadece merak ettim.
No sé, me lo preguntaba.
Sadece merak ettim.
Sólo... Sólo siento curiosidad.
Hiçbir yere. Sadece merak ettim.
A nada, solamente me parece curioso.
Sadece merak ettim.
Um, no, sólo me lo estaba preguntando.
Sadece merak ediyorum, çünkü işler onun için çok hızlı ilerliyor.
Desde que llegó aquí, y me pregunto si es porque las cosas suceden muy rápido para él.
Sadece merak ettim.
Mira, solo tenía curiosidad.
Sadece merak ettim.
Tenía la duda.
Sadece merak ettim.
Es pura curiosidad.
Bilmiyorum, sadece merak etmiştim o kadar.
No lo sé, solo me preguntaba eso es todo.
- Sadece merak ediyorum, - Morris ve Baker'ında vakada olması tesadüf değildi dimi?
Sólo por curiosidad, no es una coincidencia que trabajemos con Morris y Baker, ¿ verdad?
Sadece merak ediyorum.
Es sólo curiosidad.
Sadece merak ediyorum. Bana ne zaman- - halen evli olduğunu söylecektin.
Me pregunto cuándo me vas a decir que sigues casado.
Sadece merak ettim.
Sólo tenía curiosidad.
Sadece merak ediyorum bu iki olayın birbiriyle alakası olabilirmi.
Me preguntaba si por un casual, esos dos acontecimientos estaban conectados.
Sadece merak ettim.
¿ No has pensado que solo trae problemas?
Sadece merak etmiştim, uydurma olduğunu sanmıştım.
Solo tenía curiosidad, pensé que era falso.
Sadece merak etmiştim.
Es sólo curiosidad.
Söylediklerim için beni affedin, ama sadece bu akşam olanlar yüzünden mi beni burdan gönderiyorsunuz merak ediyorum.
Perdóname por decir esto pero anoche, yo me preguntaba si alguna vez me liberaría de este lugar. Y aquí está mi expulsión.
Sadece büroda işler yolunda mı diye merak ettim.
Solo me preguntaba cómo iba todo en la oficina.
Sadece bu hafta hafta sonunda buradaysan bebeğin isim koyma seremonisine gelmek ister misin diye merak ediyordum.
Si vas a estar el fin de semana, ven al nombramiento de la bebé.
Sadece geceleri nasıl uyuduğunu merak ediyorum.
Solo me preguntaba como duermes de noche.
Ve ben sadece seninle tanıştığımda tekrar biriyle tanışabilecek miyim diye gerçekten merak ediyordum.
Y yo... cuando te conocí, realmente, me preguntaba la verdad si alguna vez iba a volver a conocer a alguien.
Sadece sutyen giyip giymediğinizi merak ettim.
Sólo quería saber si llevabas sujetador.
Sadece neden çıkmaza girmiş bir davayı bana soruyorsun merak ettim.
Es que me extraña que me hagas preguntas sobre un caso cerrado.
Merak etme. Sadece bir kabus olmalı.
No te preocupes, será una pesadilla.
Merak etme, sadece arkadaşız.
No te preocupes, sólo somos amigos.
Biliyor musun, bir şey merak ediyorum bütün akrabalarını mi becerdi, yoksa sadece ikinizi mi?
Sabes, me preguntaba... ¿ Ella se acostó con toda tu familia, o sólo con ustedes dos?
Merak etme, sadece meyve suyumuz var.
No hay problema.
Sadece nereye gömüldüğünü merak ettim.
Sólo me preguntaba donde está enterrado.
Sadece soruyordum, kontrol ediyordum, merak ediyordum bütün annelerin yaptığı gibi.
Sólo estaba preguntando, comprobando, preguntándome, como hacen las madres.
Sadece onunla konuşup konuşmadığını merak ediyorum.
No. ¿ Por qué tendría que saberlo? Solo me... preguntaba si tú habías, ya sabes, hablado con ella.
Başının dertte olduğunu biliyorum bir şekilde yardım edebilir miyim onu merak ediyorum sadece.
Sé que estás en problemas, y me preguntaba si había algo que pudiera hacer para ayudar. Eso es todo.
- Sadece nasıl olduğunu merak ediyordum.
Me estaba preguntando cómo has estado.
Sadece kimleri araştırıp, ortaya çıkardığını merak ediyorum Michael?
Me pregunto a quién habrás conseguido convencer, Michael.
Bize ne kadar eşlik edeceğini merak ettim sadece.
Sólo quiero saber cuánto tiempo vamos a estar disfrutando de tu compañía.
Sadece söylüyorum Paige'i hep özel okula göndermek istemiştin. Ben de yatta uyumak nasıl olur hep merak etmişimdir.
Bueno, sólo digo, siempre quisiste llevar a Paige a un colegio privado, y yo siempre quise saber qué se siente al dormir en un yate.
Sadece tüm sıcak suyu kullanma. Merak etme.
Ve primero, pero no uses toda el agua caliente.
Sadece dinlenmesi gerek, merak etmeyin.
De hecho, él está bien. Sólo necesita un poco de descanso y tomarlo con calma.
Sadece şimdi ne yapacağız, onu merak ediyorum.
Me preguntaba qué hacer al respecto ahora.
- Merak ettim sadece.
- Curiosidad.
Sadece izle.. gözüm üzerinde olur merak etme
- ¿ Oso en inglés? - Sí, el nombre le hace honor. Pero no te preocupes, te estaré vigilando.
Tamam, sadece sana bağırmayı kesince ona ne söylediğini merak ediyorum.
Muy bien. ¿ Me preguntaba qué era lo que dijiste cuando paró de gritarte?
Merak etme, sabah kusmaları sadece 9 ay sürüyor.
Descuida, el asco matutino solo dura unos nueve meses.
Hayır, sadece bunu merak ediyorduk.
No, era ésa la preocupación.
En başından beri, insanlar bu gizemli adaya ne olduğunu ya da onun sadece bir efsaneden mi ibaret olduğunu merak ettiler.
Desde entonces... la gente se ha preguntado dónde pudo estar esta misteriosa isla, o si sólo se trata de un mito.
Entellektüel merakımın önüne sezgilerimi koyduğumu nerde gördün? Sadece bir doz EPI kaldı.
¿ Cuándo me has visto anteponer el sentido común a la curiosidad intelectual? Solo queda una dosis de EPI.
Sadece emin olup olmadığını merak ettim.
Quería asegurarme de lo que estabas haciendo.
Ben sadece neden hayaletin gitmediğini merak ediyordum.
Solo quiero entender, porqué el fantasma no se ha ido.
Sadece neden Ayim'i, bu kadar zaman sonra görmek istediğinizi merak ettik. Size anlatmış.
Entonces todo lo que tengo que hacer es encontrar una forma de entrar a su mundo
sadece merak ettim 133
sadece merak ediyorum 23
sadece merak ediyordum 28
merak 30
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21
sadece merak ediyorum 23
sadece merak ediyordum 28
merak 30
merak ettim 184
merak etme 3690
merak ediyorum 460
merak etme sen 40
merak ediyordum 51
meraklı 21