English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sahil güvenlik

Sahil güvenlik translate Spanish

686 parallel translation
Ama İngiltere'nin bu kanunsuz köşesinde, sahil güvenlik birimi kurulmadan önce... elde edecekleri ganimetler için kasıtlı olarak deniz kazalarına neden olan ve gemileri yanıltıp Cornwille'in korkunç kayalıklarına sürükleyen çeteler vardı.
Había bandas que planeaban deliberadamente los naufragios guiando las naves hacia un destino fatal contra las rocas de la salvaje costa con el objeto de saquearlas.
Sahil Güvenlik adamlarısınız.
Se supone que son Guardacostas.
Sahil Güvenlik'e benziyorlar.
Parece la Guardia Costera.
- Sahil Güvenlik ofisi nerede?
- Sí. - ¿ Dónde está ese puesto?
- Alo, Sahil Güvenlik.
Hola, Bull Star.
Amerikan Donanması'na, Ordu'ya, Sahil Güvenlik'e ve Stratejik Hizmetler Bürosu'na göstermiş oldukları işbirliği için şükranlarımızı sunuyoruz.
Expresamos nuestro más profundo agradecimiento a la Armada, al Ejército, Guarda Costas y al Departamento de Servicios Estratégicos de los EE.UU., cuya magnífica colaboración ha hecho posible llevar a cabo esta película
Sahil güvenlik, kurtarıcıların gemiye yanaşmayacağını söylüyor.
Nadie puede ir.
Sahil güvenlik ne olacak?
¿ Qué tal la guardia costera?
Ya Sahil Güvenlik?
- ¿ Y la guardia costera? .
Sahil Güvenlik imdat çağrısı almış.
La Guardia Costera recibió una llamada de socorro.
Sahil Güvenlik ve Ordu bu savunma planını uygulamaya çalışacak.
La Guardia Costera y el Ejército trabajarán para implementar un plan de defensa.
Sahil Güvenlik geliyor.
Es la Guardia Costera.
Hayır, sahil güvenlik helikopteri.
No, un helicóptero de la guardia.
Sahil güvenlik dışarıda. Sessizce gitsene.
La patrulla de tierra está fuera. ¿ Por qué no os vais?
Sahil güvenlik mavi üniforma almasını ya da evde kalmasını bekliyor.
No me han pagado. La patrulla de tierra espera que vaya de uniforme azul.
Sahil güvenlik seni yakalar.
- Si no, te detendrá la patrulla.
Burası KO V Deniz Radyosu, Sahil Güvenlik raporunu tekrarlıyoruz.
Aquí canal marítimo repitiendo un boletín meteorológico.
Geminin kaptanı oldukça tecrübeli olduğundan Sahil Güvenlik tüm yolcuların kurtulabileceğini bildiriyor.
Aoyuki Sakuda, el patrón del yate, y un marinero de nombre Senzo Yokoyama. Por la experiencia del capitán del barco la Oficina de Marina cree que puede haber sobrevivido a la tormenta...
Kısa dalgası var. Polis, sahil güvenlik telsizleri...
Coge onda corta, el canal de la policía, barcos.
- Sahil Güvenlik kontrol yapacak.
- Nada, es la Policía Marítima, querrán inspeccionar, es todo.
Sahil güvenlik elbiselerini bulmuş ve Budsmouth'a getirmiş.
Parece que fue llevado por la corriente.
Sahil Güvenlik.
GUARDA COSTA
Düz Geçiş'ten Sahil Güvenlik'e.
Se trata de pasar directamente llamando a la Guardia Costera.
- Düz Geçiş, burası Sahil Güvenlik.
Paso recta, esto es Guardacostas.
Hayırsever bir insan, kilisenin temel direği, iyilik savaşçısıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sahil Güvenlik'e katılmıştı.
Era un filántropo, un pilar de la iglesia... un cruzado incansable de todo lo decente... y un guardacostas durante la Segunda Guerra Mundial.
Onlar siyah-beyaz izleyecek. Törende, valiler. senatörler, kongre üyeleri, anayasa mahkemesi hakimleri A.F.L, C.I.O, Sahil Güvenlik Akademisi'nin çok sesli korosu olacak.
Y asistirán gobernadores, senadores y diputados... jueces de la suprema corte, el AFL-CIO... la sociedad coral de la Academia de Guardacostas.
Hayırsever bir insan, kilisenin temel direği, bir iyilik savaşçısıydı. İkinci Dünya Savaşı sırasında Sahil Güvenlik'e katılmıştı.
Era un filántropo, un pilar de la iglesia... un cruzado incansable por todo lo decente... y un guardacostas durante...
( Hava Tümgeneral Wilfred Oulton, Sahil Güvenlik Komutanlığı ) Sahil güvenliğe verilen bu uçaklar tamamen farklı tipte uçaklardı.
Había sido trasladado de misiones completamente diferentes se pusieron en Comando Costero.
Alo, SOS, Orca. Sahil güvenlik mi?
Hola, S.O.S. Aqu ¡, Orca. ¿ Guardacostas?
Sahil güvenlik, burası Orca. Beni...
Guardacostas, aqu ¡ Orca. ¿ Me...?
- Sahil Güvenlik için işaret.
- Una señal para el Guardacostas.
- Sahil Güvenlik için bize ihtiyacınız olur mu?
- ¿ Nos necesitará para el Guardacostas?
Bıraktığın işaret, Sahil Güvenlik için değil onun içindi.
La marca que dejaste, era para él.
Bırakalım da bunu Sahil Güvenlik yapsın.
Dejemos que lo haga el Guardacostas.
Ne kötü, bu sabah Sahil Güvenlik istasyonunda biraz daha fazla kalmadınız, ya da en azından büronuzu sık sık aramadınız.
Debió quedarse con los guardacostas. O llamar a la comisaría.
Şey, bliyor musunuz, Sahil Güvenlik diyor ki, şişkinlikler sadece 50 ya da 75 cm idi.
El guardacostas dice que las olas... medían menos de un metro.
Tekneyi Sahil Güvenlik istasyonundan geçirerek okyanusa ulaştı, ve sonra her nasılsa tekneyi bir kazaymış gibi görünecek şekilde ayarladı.
Pasó por la caseta del guardacostas y salió al océano. Preparó el barco para que pareciera un accidente.
Amerikan sahil güvenlik hücumbotu.
Un guardacostas estadounidense.
1963'de, Sahil Güvenlik'ten emekli olduktan sonra ailem ve geçmişim hakkında daha çok bilgi edinmeyi aklıma soktum.
En 1963, tras jubilarme como guardacostas de EE.UU me obsesioné con saber más sobre nuestra familia sobre su historia.
1963'de, Sahil Güvenlik'ten emekli olduktan sonra ailem ve geçmisim hakkïnda daha çok bilgi edinmeyi aklïma soktum.
En 1963, tras jubilarme como guardacostas de EE.UU me obsesioné con saber más sobre nuestra familia sobre su historia.
Sahil güvenlik araştırmayıda izliyoruz.
Rastreamos también con el guardacostas.
Donanma Araştırma Üs, burası Sahil Güvenlik Tehlike Önleme botu arama bölgesine doğru ilerliyoruz.
Salvamento base, aquí guardacostas rumbo a zona de búsqueda.
Amity Teknesinden Sahil Güvenlik'e
- Amity Launch a Patrulla del Puerto.
Burası sahil güvenlik.
Esta es la Guardia Costera.
Sahil Güvenlik onları arıyor.
La Guardia Costera está buscándolos.
Sahil güvenlik bana bir not bıraktı. Bugün öğleden sonra Sea Grass'ı bulmuşlar...
La Guardia Costera ha encontrado esta misma tarde el Sea Grass.
Sahil Güvenlik raporları körfezden gelen bir fırtına olduğunu söylüyor.
Los reportes del guardacostas dicen que viene una tormenta desde el golfo.
Manny'nin Bermuda üçgeninde yutulduğu iddialarına rağmen, Sahil Güvenlik tekneyi iki yıl sonra Galveston'da tamamen sökülmüş halde buldu.
Manny dijo que se hundió en el triángulo de las Bermudas... pero la Guardia Costera la encontró desmantelada en Galveston.
- Sahil Güvenlik ofisindeki telsizle.
Por radio, desde el puesto de guardacostas.
Sahil boyunda yaşayan insanları tahliye etmek zorunda kalacağız tabi. Tel örgü çevresinde 500 metrelik güvenlik mesafesi bırakacağız.
Por supuesto, tendremos que evacuar a la gente a lo largo de la costa y mantener una distancia segura de 500 metros de todo el perímetro de la cerca.
Sadece çalıntı bir atım var. Sahil Güvenlik dışında herkes peşimde. Kilometrelerce açık araziden başka bir şeyim yok.
Sólo tengo un caballo robado, todos me persiguen menos los guardacostas, y estoy con una chiflada que lleva zapatos de Bloomingberg's y cree haber visto serpientes en un rodeo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]