Sangre translate Spanish
59,322 parallel translation
Evet, kan onu besliyor parlatıyor.
Sí, la sangre lo alimenta, le da su brillo.
Kan en iyi gün doğumunda akar sığır dinlendirildiğinde, doyurulduğunda ve sakin olduğunda.
Sabes, la mejor sangre fluye al amanecer, cuando el ganado descansa, se alimenta y se calma.
Artık gün doğumu kanı yok.
No más sangre al amanecer.
Söz geçirecek gücün var kanıma
El poder de mover mi sangre a tu antojo
Kan dolaşımını sağla, tamam mı?
Haz que la sangre se mueva, ¿ sí?
Kanın benim losyonum olacak.
Tu sangre será mi loción.
Blood Dome mu demek istedin?
Eh, ¿ quieres decir el domo de la sangre?
Kanım benzinden.
¡ Mi sangre es gasolina!
Hayır sıradan kan.
Nop. Sangre normal.
Ya Blood Dome'a dönseydik ve sen tanımadığımız insanların ağzını burnunu kırmaya devam etseydin?
¿ Y si volvieramos al domo de sangre y siguieramos desahogandonos con gente desconocida?
Blood Dome eleme maçı var.
Son los playoffs del domo de sangre.
Kendi evreninin efendisi olmana rağmen, sağından solundan sıçan kanı ve dışkısı damlıyor.
Usted es el amo de su universo, y sin embargo esta goteando sangre y mierda de rata.
Oğlum, ellerim olmasını özlemişim... Ve kanım, ve midem.
Hombre, extrañaba tener manos... y sangre, y un estómago.
Veya başlarından geçen onca şeye rağmen öfke, kan ve ihanete Charles'ın Eleanor'a, Eleanor'un Charles'a yaptıklarına rağmen ben, sen ya da başkaları ne düşünürse düşünsün her nerede ise, bir nebze de olsa hâlâ onu sevdiğini düşünürüm.
O si a pesar de todo por lo que han pasado, a pesar de todo el odio, la sangre y la traición y todo lo que se han hecho el uno al otro, a pesar de lo que yo, o tú, o cualquier otra persona pueda pensar, si dondequiera que esté, aún la quiere un poco.
Öfke, tehdit savurma ve kanla kısır döngü haline gelen bu şeyden.
Esta cosa que se perpetúa con ira, furia y sangre.
O günden bu yana Uzun John Silver ve adamları benim adamlarımdan birini öldürdü. Senin dört adamını öldürdü. Dün gece de Underhill Malikanesi'ndeki bir aileyi sekiz yaşındaki kızları da dahil olmak üzere soğukkanlılıkla öldürdü.
Desde entonces, Long John Silver y sus socios han asesinado a uno de mis hombres... han asesinado a cuatro de los suyos... y han asesinado a una familia de tres miembros en la hacienda Underhill la pasada noche a sangre fría, incluida una niña de ocho años.
Kanını her yere akıttın mı?
¿ Su sangre corrió por todas partes?
Bir şeytanın kanı aynada buharlaşacaktır.
La sangre de un demonio se vaporizará en el espejo.
Toprak kana bulanmış, Donmuş kırmızı.
La tierra empapada de sangre, congelada en rojo.
Her yerde kan vardı.
Había sangre por todas partes.
Ayrıca bagaj kırık cam, kan ve japon yapıştırıcısıyla dolu.
Y el maletero también está lleno de cristales rotos, sangre y superglue.
Şimdi bu suç unsurları Zika virüsüyle iki katına çıktı. Bu pis kanı yayıyorlar tıpkı tıpkı daha önce AIDS'le yaptıkları gibi. Böylece plânlarını devreye sokup tedavisini size 50 bin dolara satabilecekler.
¡ Esos mismos criminales que han duplicado el virus Zika, desparramando esta sucia sangre como... como hicieron con el SIDA, esta sangre manchada, para poder venderte una cura por 50 de los grandes!
... tüm bu BM zirvelerine giden, cihatçı sermayecileri ve savaş suçlularını getiriyor ve onların kirli, Amerikalı kanına bulaşmış ellerini sıkıyor.
Todas esas cumbres de la ONU y estrecha sus sucias manos, manchadas de sangre estadounidense.
Evin içinde de kan var.
Sangre dentro de la casa.
Katliamdan bahsetmiyorum.
¿ Qué? No estoy hablando Acerca de un baño de sangre...
Tahlil sonuçları geldi.
Trabajo de sangre todos los controles.
Organları iflas etmeden önce en fazla beş dakikası var.
El suministro de sangre, Ella tiene quizás cinco minutos Ante sus otros órganos apagar.
Çok kanlı olacak.
Va a haber mucha sangre.
Kan kaybından bahsediyordum.
Sólo la cantidad de pérdida de sangre.
Kâfir Uhtred'e gelince yolum beni Kuzey'e, kan davalarına, intikama ve Bebbanburg'e götürdü.
¿ En cuanto a Uhtred, el pagano? Mi camino lleva al norte, a caminos de sangre, a la venganza y a Bebbanburg.
Ve Altın sahilden büyük bir ağustos böceği sürüsü gibi kanları kaynayarak geldiler.
En la Costa Dorada habrá langostas y quizá sangre hirviendo.
Biraz canını yakacak.
Necesito extraerle sangre.
Kanına hava kabarcığı karışır, felç olursun.
Se te puede meter una burbuja en la sangre y darte un derrame cerebral.
O akrabalarınız devrimcilerle işbirliği yaptı. Malikanedeki Bay Underhill ile karısı ve dokuz yaşındaki kızları gaddarca öldürüldü.
Y que esos parientes vuestros ayudaron en una revuelta en la que tres personas... el Sr. Underhill, su esposa y su hija de nueve años fueron asesinados a sangre fría.
Yak şunun canını.
Haz que sangre.
O adamın gözlerindeki kana susamışlığı gördüm.
Vi su sed de sangre con mis propios ojos.
Kan şekerim.
Mi azúcar en sangre.
Çünkü o saldırılar gerçekleşirse senin eline bulaşan kanlar benim de elime bulaşmış olacak.
Pero si ocurren estos ataques, la sangre que tienes en las manos, también estará en las mías.
Birazdan senden küçük bir tüp kan alacak ve bir kaç teste tabir tutacak.
Le sacará un poco de sangre y llevará a cabo unos análisis.
Üzerimdekinin her yerinde kan var. Değiştirsem...
Esta la tengo manchada entera de sangre.
Çalışması kanında, anlıyor musun?
Lleva el trabajo en la sangre, ¿ sabes?
Bu kadının oğlumdan akıttığı kanın karşılığı alınmalı.
La sangre que ella ha hecho verter debe de ser vengada.
İki ünite kan isteyin.
Pide dos bolsas de sangre.
Croome diğerleri kadar tehlikeli olmayabilir ama onlar kadar soğukkanlıdır.
Croome no será tan peligroso como el resto, pero tiene la misma sangre fría.
Acaba kanıma birkaç temel reaktivite testi yapabilir misin?
¿ Podrías analizar la reactividad de mi sangre?
Anladığım kadarıyla halk aktivizmi aileden geliyor.
Entiendo que llevas en la sangre el activismo de base.
Bir adamı soğukkanlılıkla öldürmeye hazır mısın?
¿ De verdad estás listo para matar a sangre fría?
İlk kan benim.
La primera sangre es mía.
Kanı gizlemek için.
Para ocultar la sangre.
- Kan vermeye başladım.
00 : 14 : 26,845 - - 00 : 14 : 28,011 Empujar más sangre.
Ve İskoçların kanlarına!
¡ Y por la sangre de los escoceses!