Sarah translate Spanish
17,713 parallel translation
Ben Sarah.
Soy Sarah.
Sarah.
Sarah.
Sarah, öylece insanların evinden bir şeyler çalamazsın.
Sarah, no puedes robar de las casas de las personas.
Sarah, neler oluyor?
¿ Sarah, qué sucede?
Sarah.
¿ Sarah?
Sarah?
¿ Sarah?
Sarah!
¡ Sarah!
Sarah! Aç şunu!
¡ Sarah, ábrela!
Sarah, kapıyı aç!
¡ Sarah, abre la puerta!
Sarah.
Sarah...
Sarah nerede?
¿ Dónde está Sarah?
Annenin adı Sarah'ydı.
Tu madre se llamaba Sarah.
Sarah Hope
Sarah Hope
Ne 7 Sarah 7
¿ Qué? ¿ Sarah?
Sağ ol Sarah.
Gracias, Sarah.
Adım Sarah Hope.
Mi nombre es Sarah Hope.
Hastanede bana Sarah Hope adını verdiler.
Me llamaron Sarah Hope en el hospital.
- Bu da Sarah Hope...
- Y ella es Sarah Hope...
- Sarah!
- ¡ Sarah!
- İyi mi? - Sarah!
- ¿ Estás bien?
Buradayız.
- ¡ Sarah! Aquí.
Sarah. Sarah. Sarah.
Sarah.
Sarah. Sarah.
Sarah.
Sen bize lazımsın. Sarah. Sarah, sen bize lazımsın.
Te necesitamos, Sarah.
Sarah, Ed'i gördün mü?
Sarah, ¿ has visto a Ed?
Hey! Sarah, iyi misin?
Sarah, ¿ estás bien?
- Sarah?
- ¿ Sarah?
Sarah, ödümü kopardın.
Sarah, me diste un buen susto.
Neden bize söylemedin Sarah?
¿ Por qué no nos lo dijiste, Sarah?
- Sarah.
- Sarah.
- Sarah, sana ihtiyacım var.
- Sarah. Te necesito.
Sarah ona bakmıştı, değil mi?
Sarah lo revisó, ¿ no?
Sarah, yap bunu.
Sarah, hazlo.
- Sarah, hadi.
- Sarah, vamos.
Sarah, koş ve saklan!
¡ Sarah, corre y ocúltate!
Havaalanı otelinde 39 gün kaldıktan sonra Rus avukatı ve WikiLeaks'ın hukuk danışmanı Sarah Harrison'la beraber oradan ayrıldı.
HOTEL CAPSULE - Después de 39 días en el Hotel del aeropuerto, se fue con su abogado ruso... y una asesora legal de WikiLeaks, Sarah Harrison.
Bart, Sarah ve Jonathan tatil günlerini şehir havuzunda geçiriyorlar.
Bart, Sarah y Jonathan pasan su día libre en la piscina pública.
- "Sarah Marshall."
- "Sarah Marshall".
- Sarah Johnson.
Sarah Johnson.
- Sarah Johnson mı?
- ¿ Sarah Johnson?
- Evet, Sarah Johnson.
- Sí, Sarah Johnson.
Eve dönelim ki ben de Sarah'ı bulayım ikizlerimiz olsun, iki işte çalışayım ve yaşlanalım.
Debemos ir a casa para que pueda encontrar a Sarah, tener gemelos con ella, tener dos empleos... - y envejecer.
Sarah sanırım aradığım kız sensin.
Sarah... Creo que eres la indicada para mí.
- Sarah, hiç mastürbasyon yaptın mı?
- Sarah, ¿ tú te masturbas?
Hayır, beni dinle Sarah.
No, escucha. Sarah...
- Eve dönünce Sarah'ı ne kadar umursadığımı ona her gün göstereceğim.
- Cuando vuelva a casa, le demostrará a Sarah cuánto la quiero todos los santos días.
Ve Sarah her gün otobüste gördüğüm bir kız ama onunla konuşmaya bile cesaret edemedim.
Y Sarah... es una chica que veía a diario en el autobús, pero nunca tuve el valor de hablarle siquiera.
Jackie?
- ¿ Sarah?
Sarah?
Sarah.
Sarah.
¿ Estás herida?
Bart'ın düz bir havlusu ve Sarah'ın renkli bir havlusu Jonathan'ın ise gey havlusu var.
Bart tiene una toalla lisa. ¡ ADJETIVO! LISA