Savcılık translate Spanish
1,607 parallel translation
Bayağı ucu ucuna ama savcılık haklı yapılabilir.
Es bastante justo pero tendrían razón. Es factible.
Savcılık avukatının bizi izinsiz içeri sokma ihtimali yok sanırım.
Supongo que no hay posibilidad de que podamos entrar sin permiso.
Savcılık avukatını görmeye gittiğini bilmiyordum.
Y yo no tenía idea que irías a hablar con la Fiscal del Estado.
Savcılık Brian Keller'ı çağırıyor.
La Fiscalía llama a Brian Keller.
Meğerse, savcılık avukatını da uygun sulh anlaşması yapmaya zorlayabiliyormuşum.
Resulta que pude poner al fiscal para un trato muy favorable.
Mesleğim bana savcılık takdir yetkisi veriyor ve ben de onu kullanıyorum.
Es competencia de la fiscalía decidir si se prosigue con los cargos o no.
Hangisinin yaptığına açıklık getiremezsek savcılık suçlamada bulunmayacakmış.
La Acusación, al menos que podamos decir cuál de ellos lo hizo.
Savcılık az önce onun bir yetişkin gibi yargılanmasını istediklerini açıkladı.
El fiscal de distrito acaba de anunciar que lo trataran como un adulto.
Savcılık, kimlik tespiti için diş kayıtlarını kontrol etti. 30 kırık kemik olduğu tespit edilmiş.
El forense está comprobando los registros dentales para confirmar la identidad, dijo que tenía como unas 30 fracturas de hueso curadas.
Kaş yıl eyalet savcılık bürosunda çalıştın?
¿ Cuánto tiempo trabajaste en la oficina del fiscal?
- Ama? Ama karşımda yarım düzine savcılık avukatı vardı.
Excepto que era yo contra media docena de abogados.
... savcılık avukatı Becker ve aman tanrım eyalet savcı yardımcısı Bay Brody.
Al abogado Becker y, Dios mío al distinguido Fiscal del Estado el Sr. Brody.
Alicia yeni bir avukat ve savcılık bürosu o etraftayken doğru düzgün düşünemiyor.
Es una asociada junior, y la oficina del procurador no puede pensar claro con ella.
Hoffman kardeşlerin evindeki yangın sonrası Baş Savcılık temizlik yapmaya karar verdi.
El procurador ha decidido hacer una limpieza general tras el incendio que destruyó el sitio de los hermanos Hoffman.
- İç İşleri, Savcılık hepsi onun peşinde.
La procuración e internos le muerden el trasero.
Savcılık peşimde, seni ele vermemi istiyorlar.
Asuntos Internos está encima mío, quieren que te entregue.
Savcılık onu kasıtsız adam öldürmekle suçlayacak.
El Fiscal del Distrito le va a levantar cargos por asesinato.
Savcılık dava açacak.
El Fiscal va a presentar cargos.
Roxane, sen Lemoine'nin bizi atlatma ihtimaline karşı Savcılık ofisinin yakınlarında ol.
en el interior, en servicio, cerca de la oficina procesal, por si acaso.
Eddy, Savcılık ofisinin yanındayım.
Estoy delante del despacho.
Sayın Hâkim, savcılık şiddetle itiraz ediyor.
- Su Señoría, el Estado protesta de forma vehemente.
Eğer savcılık ofisine gidersek...
Si vamos a la oficina del Fiscal del Estado...
Savcılık, kısa bir süre önce, davalının, yargılama sürecini aksatmak niyetinde olduğuna dair kanıt elde etti.
El Estado ha recibido recientemente pruebas de que el acusado... ha intentado interferir con el proceso judicial.
Sayın Hâkim, eyalet savcılık bürosundan Matan Brody.
Su Señoría, Matan Brody de la oficina del Procurador del estado.
Savcılık, şikâyete bir suçlama daha ilave etti. Sayın Hâkim.
El pueblo agregó un cargo a la denuncia, Su Señoría.
- Savcılık avukatıydı. Kocam hayatında bir gün uyuşturucu satmadı ama senin oğlun yapmadığı bir şey yüzünden onu 10 yıllığına hapse attı.
Mi marido no vendió nada de droga ni un solo día en su vida y su hijo lo mandó a prisión por 10 años por algo que él no había hecho.
Alex'in bıçağı alan son kişi olduğunu savcılık ofisinde söylemediniz mi?
¿ No ha declarado en la oficina del fiscal... que Alex no fue el último?
Savcılık cinayet masasının değerlendirmesini tamamen yok saydı, bunun sebebi sizce nedir?
La oficina del fiscal... ignoró por completo la evaluación de criminalística... ¿ cuál cree que fue la razón?
Savcılık şunu belirtti ; Cinayet masası, resmi araştırma kurumu olmadığı için, onlar cinayet masasının analizini kabul edemezlermiş.
La oficina del fiscal está diciendo que... criminalística no es el funcionario oficial de investigación... así que no pudo aceptar el análisis de criminalística.
Savcılık en yüksek ceza olan, ölüme mahkum edilmesini talep ediyor.
La fiscalía pide... la sentencia máxima, la pena de muerte.
Savcılık da teklifini kabul etmiş.
El fiscal está de acuerdo.
Savcılık ile irtibata geçtiniz mi diye soruyorum.
Le pregunto si ha tenido contacto con la oficina del fiscal.
Savcılık.
- Por el ayudante del fiscal.
Savcılık onu kazanmak için bunu kullanacaktır.
La oficina del fiscal va a usar para ganársela.
Savcılık muafiyet şartlarınızı kabul ediyor haberiniz olsun.
Quiero que sepa que la oficina del fiscal ha accedido sus condiciones de inmunidad.
Savcılık Bürosu'ndan.
De la oficina fiscal.
Sence Gates mahkumiyeti erteletmeye razı olur mu? Hemen savcılık bürosunu ara.
¿ Crees que Gates querrá retrasar la sentencia?
Savcılık adamı içeri tıkmadığı için hali hazırda bombardımana tutulmuş durumda.
Ya han atacado suficiente a esta oficina por no tenerlo tras las rejas.
Savcılık onlarla oturup konuşursan mahkumiyetini ertelemeyi öneriyor.
El fiscal ofrece retrasar la sentencia si hablas con ellos.
Savcılık bürosunda bir müttefik istiyorsun.
Quieres un aliado en la oficina del Fiscal del Distrito.
Savcılık kanalıyla bunu yapamaz mısın?
¿ No puedes hacer eso a través de la oficina del fiscal?
Savcılık için çalışıyorum.
No puedo. Trabajo para la fiscalía.
- Savcılık için çalışan sensin. Birileriyle konuş, kurtulmasını sağla.
- Trabajas para el fiscal, habla con alguien, haz que salga.
Üçüncü olarak, Savcılık bu davaya ilk haliyle bakacaktır.
Tercero, la fiscalía presentará su versión del caso primero.
Madem savcılık ek süre talep ediyor o halde ek süre verilecektir.
- Como la Fiscalía solicita más tiempo le será concedido.
Bölge Savcılığında çalışıyorum. İki gece reşit olmayan bir kızın burada olduğuna dair bir rapor aldım. Yetişkin eğlencesinde bu açık ihlaldir.
Trabajo con el Fiscal de Distrito y estoy investigando una denuncia que una menor de edad estaba en su establecimiento hace dos noches lo cual es una clara violación de su licencia de entretenimiento para adultos.
Nasıl oluyor da bir telekızın süper savcı Jack Buckley için çalıştığı ortaya çıkıyor?
Entonces, ¿ cómo acaba una prostituta... trabajando para Jack Buckley, súper Fiscal del Distrito?
Başarılı savcıların orta sınıfta olmaktan sıkıldıklarında gittikleri bir yer.
Un lugar en donde los fiscales se hartan ser de clase media.
O duruşmada savcıya yardımcılık yapmıştınız değil mi?
Usted era por entonces el Fiscal General, ¿ cierto?
O, savcı kılığında bir sahtekar.
Es un fraude vestido de fiscal.
Ancak Gidge, meselenin özü senin güven ve yaratıcılık anlayışın yüzünden bir savcının önünde eğilip bükülmek zorunda kalabiliriz.
Sin duda alguna. Pero todo tiene sus límites. Debido a tus ideas de confianza y "creatividad" quizá tengamos que humillarnos ante un fiscal de distrito.