Sağlıklı translate Spanish
8,948 parallel translation
Sağlıklı olduğu sürece erkek mi kız mı olacak farketmez.
No sabemos si es niño o niña, pero lo importante es la salud.
Onların mutlu ve sağlıklı olmalarını istiyoruz.
Queremos que sean felices y sanos.
Ben son derece sağlıklı bir kadınım. Falan filan.
Soy una mujer perfectamente saludable.
Hepiniz nasıl bu kadar sağlıklısınız?
¿ Cómo les fue tan bien?
Bunun çocuklar için sağlıklı olduğunu da kim çıkarmış?
¿ Quién piensa que eso es saludable para una niña?
Zengin, sağlıklı olabilirsin bugün.
Puede ser rico y saludable ahora.
Maksat kocam daha sağlıklı olsun.
Pero la razón principal es para mi marido... para impulsar su salud.
Sağlıklı ve lezzetli. Pişirmeniz de gerekmez.
Saludable y... sabroso, sin cocinar necesitaba.
Hanımefendi. ... derdinize deva bulmak için mi yoksa daha sağlıklı olmak için mi geldiniz?
Señora, estás aquí para curar la enfermedad... o impulsar su salud?
Bence sizinkisi sağlıklı bir ilişki değil.
No creo que esta relación sea muy sana.
Hiç sağlıklı bir şey değil çünkü.
Simplemente no es sano.
Ne istediğinizi biliyoruz. Leziz, sağlıklı, doğal gıdalar.
Sabemos lo que quieres... comida sana y natural que siga sabiendo genial.
Sağlıklı gıda kerizler içindir.
La comida sana es para idiotas.
Tadı rezalettir. Sağlıklı gıda sevdiğini söyleyen mankafadır ve yalancıdır.
Sabe a basura, y si dices que te gusta eres un zoquete y un mentiroso.
Bence bir evlilik için süper sağlıklı bir şey.
Y pienso que eso es muy sano en un matrimonio.
Sağlıklı bir şey değil.
No es saludable.
Sağlıklı değil mi? Harbi mi?
¿ No es saludable?
Hayır, sağlıklıyım. Sağlıklı.
No, estoy sana.
Sen sağlıklısın.
Estás sana. Qué bien.
Kocamın ve benim hasta bir çocuğumuz vardı. Sağlıklı doğmuştu ancak zayıfladı ve güçsüzleşti.
Mi hombre y yo tuvimos un hijo enfermo, nació sano, pero se volvió enclenque y débil.
En azından ölenin perinsan olduğunu ve senin çocuğunun sağlıklı olarak sonsuza kadar perilerle yaşayacağını bilmek sana avuntu olabilir öyle değil mi?
Al menos puede hallar consuelo al saber que fue el niño cambiado el que murió y que su hijo está sano, viviendo para siempre entre las hadas.
- Sağlıklı insanları.
- Personas sanas.
KEDİ İSTİYORUM Güzel sağlıklı bir kediye 200 dolar veririm.
QUIERO UN GATO PAGARÉ $ 200 POR UN LINDO FELINO SALUDABLE
Bu sağlıklı bir beynin görüntüsü.
Así se ve un cerebro normal y saludable :
Sağlıklı değil.
No es sano.
O beyaz sağlıklı, normal doku görmek?
El tejido blanco es el normal, el saludable.
Bunun sayesinde iyi ve sağlıklı olacaksın.
Con éstos, usted estará bien en su manera de ser agradable y saludable.
Tüm kalbimle inanıyorum ki sağlıklı bir çocuk olacak.
Espero con todo mi corazón que sea un niño sano.
Kraliçe sağlıklı bir doğum yapacak mı?
Que la reina disfrute de un parto saludable.
Dişleri sağlıklı, parazit yok. Piresi yok.
Encías sanas y sin parásitos, sin pulgas.
Kendine sağlıklı bir içecek mi yapıyorsun?
¿ Te haces un batido saludable?
Yüzleş artık oğlum, Bernadette sana annenin davrandığı gibi davranıyor ve aranızdaki sağlıklı bir ilişki değildi.
Enfréntalo, amigo, Bernadette te trata de la misma forma en que lo hacía tu madre, y esa no es una relación saludable.
"Aşırı tepki gösterdiğim için üzgünüm fakat yaptığım ve söylediğim her şeyin yanlış yorumlandığı, mayın tarlası gibi bir ortamda sağlıklı düşünmekte güçlük çekiyorum."
"Lo siento si exageré. pero encuentro díficil pensar claramente en un ambiente que parece una mina donde todo lo que haga o diga puede ser malinterpretado."
" Ve çevremdeki aşırı boğucu negatif duygular yüzünden sağlıklı düşünüp yazamadığım için kendimi bu şekilde ifade etmeyi ve herkesin enerjisini kendime çekmeyi seçtim.
"Y ahora me doy cuenta que no puedo pensar o escribir claramente debido a las abrumadoras emociones negativas que me rodean, así que elijo expresarme aquí con el fin de cambiar las emociones de todos hacia mí".
Evet, çünkü son derece sağlıklısınız...
Sí. Ustedes están todos locos de la cabeza.
Ama biz kardeşiz, ve sen tamamen sağlıklısın.
Pero somos tus hermanos, y ustedes están bastante bien.
Sağlıklı hüküm veremiyorsun.
Tu juicio está comprometido.
Tedaviyi burada sağlıklı insanlar için harcıyorsun.
Estás desperdiciando aquí dosis en gente sana.
İyi de biz sağlıklıyız.
Pero estamos sanos... todos nosotros.
Mutluyum ve sağlıklıyım.
Estoy feliz y saludable.
Mutlu ve sağlıklı kimseler.
Verás residentes sanos y felices.
Sağlıklı görünüyor.
Se ve bien.
Para kazanmak, mutlu ve sağlıklı olmak için.
Para ganar dinero, ser felices, estar sanos.
İlk olarak narkoz verip, ölü dokuyu aldıktan sonra elastik ligatür ve McGraw yöntemiyle sağlıklı bölgeleri birleştireceğiz. - Sorusu olan?
Anestesiamos al paciente, extraemos las zonas necróticas y, con ligaduras elásticas y el método McGraw unimos las secciones sanas.
Sürece sağlıklı ve doğduğunda orada ı'm olarak, Bu ilgili tüm ı bakım var.
Mientras que sea saludable y este allí cuando nazca, eso es todo lo que me importa.
Evlendiğiniz adam yaşıyor ve sağlıklı.
El hombre con el que se casó está vivo y bien.
Vitaminlerle ve sağlıklı yağlarla dolu.
Está cargado de vitaminas y grasas sanas.
Sağlıklı şeyler.
Algo saludable.
Varsayalım ki tüm halkın akıl sağlığını tehdit eden gürültü kirliliği probleminin çok mantıklı ve çok uygun bir çözümü olsun.
Digamos que, hipotéticamente, existe una solución al problema de contaminación sonora que amenaza la salud mental de toda la comunidad.
Selam Frank. Sağlıklı olmaya çalıştığını biliyorum. Bu yüzden sana ekstra turşulu ekmek arası salata aldım.
Oye, Frank, sé que intentas estar saludable, así que te he traído un bocadillo con extra de pepinillos... supuse que te vendría bien la verdura y esas cosas... ¡ Oh, joder!
Sağlıklı.
Sano.