English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ S ] / Sensin

Sensin translate Spanish

31,554 parallel translation
Tamam anne, kurban olan sensin.
Sí, mamá, tú eres la víctima.
Ama bu sensin.
¡ Espere! Es usted.
Kendi kaderinin yöneticisi sensin.
Tú eres el dueño de tu destino.
Çocuğu kaçıran adam sensin.
Usted fue el que secuestró a un niño...
Gitmesi gereken biri varsa o da sensin.
El único que se tiene que largar eres tú.
Muhasebeci olan sensin. Orada ne kadar var?
Vos que eres contador, ¿ como cuánto hay ahí?
Hayatımdaki tek kadın sensin.
Tú eres la única mujer de mi vida.
Bu sikin kraliçesi sensin, bu sikin!
¡ Tú eres la reina, la reina de esto! ¡ La reina del carajo!
Ve bunu onlara sağlayan sensin.
Y tú se las has dado.
Pes etme. Aktör olmayı seçen sensin.
Tú elegiste ser actor.
Sensin benim şekerim.
Tú eres mi caramelito.
- Evet sensin.
- Sí que lo eres.
Yaraları olan sadece ikimizden biri, ve o da sensin.
Que solo uno de nosotros dos tiene esas heridas que dices. Y ese eres tú.
Sen sensin, ben de benim!
Yo soy yo y tú eres tú. Vete a dormir. Entra para adentro.
Burada Gennaro Savastano sensin, artık Don Pietro'nun oğlu, ondan bile daha büyük olabilir.
Tú aquí eres Gennaro Savastano, ya no eres el hijo de don Pietro y puedes llegar a ser más grande que él.
Yani, babamın ağzı ve kulağı olan sensin, öyle mi?
Así que prestas los oídos y la boca a mi padre, verdad?
Buna ihtiyacım var ve isteyebileceğim tek kişi sensin.
Necesito esto y solo tú puedes ayudarme.
Kev hayatımdaki tek güzel olan şey sensin.
Eres lo único bueno en mi vida, Kev.
Patron sensin, abla.
Eres la jefa, hermanita mayor.
Ona her şeyin sona ermediğini söyleyebilecek bunun başına gelebilecek en kötü şey olmadığını söyleyebilecek biri varsa sensin.
Y si hay alguien que podría decirle que este no es el final, que esto no es lo peor que podría haberle pasado, eres tú.
Bu saatten sonra olan her şeyin sorumlusu sensin. "
Así que lo que pase de aquí en adelante, manchará tus manos de sangre ".
Sensin.
Como vosotros.
Bak adamım, tehlikede olan sensin, anladın mı?
Mira, tío, tú eres el que está en peligro, ¿ vale?
- Sensin harika.
Tú eres genial.
Yemin ederim, şu dünyadaki en karanlık insan sensin.
Lo juro por Dios, eres la persona más extraña del mundo.
Beni bu duruma sokan sensin, sonra da işler boka sardığında su koyveriyorsun.
Eres tú el que no deja de arrastrarme a estas situaciones, y entonces, cuando la mierda te golpea, te desmoronas.
Sahiden benimle takılan ve yardımcı olan ilk insan sensin.
Tú eres la primera persona que se ha quedado y ha ayudado.
Sahiden bir arkadaş gibi davranan ilk insan sensin, kabul et ya da etme. Samimiyetle söylüyorum, palavralarından biraz bıktım, Todd.
Eres la primera persona que realmente ha actuado como un amigo, te des cuenta de ello o no, y para ser completamente honesto...
Bahanelerin için bahaneler yaratan sensin.
Solo eres tú dando excusas para tus excusas.
Benim için Dünya'daki en önemli insan sensin.
Mira, para mí eres la persona más importante del mundo.
Sen de oradaydın. Orijinal ruhlardan biri de sensin.
Estabas allí, eres una de las almas originales.
En iyi gözcümüz sensin.
Eres la mejor cazatendencias que hay.
Prince en iyi sensin!
O'Principe, eres un monstruo.
Ne? Patron sensin!
¿ Cómo que "tarde a la tarde"?
Benim her şeyim sensin baba.
Solo te tengo a ti, papá.
Asıl benim tek varlığım sensin.
Soy yo quien solo te tiene a ti.
Aman tanrım, sensin.
¡ Dios mío! Eres tú.
Şimdi 463 numara sensin
A partir de ahora eres el número 463.
Evet. Bu sefer kahraman sensin.
- Sí, ésta vez serás la heroína.
Yapma. Zelena, benden başka mezar odamın mührünü kaldırıp girebilecek tek kişi sensin.
Vamos, Zelena, eres la única que puede abrir la cerradura de mi bóveda.
Hatta tek giymeyen sensin.
Eres... Eres la única que no lo usa.
Gerçekten uçabilecekken ahlak üzerine konuşmayı seçen sensin.
Podríamos literalmente haber volado, y todo lo tú querías hacer era hablar de moral.
Haftanın kalanında Acidcat sensin Jason.
Durante la semana siguiente, Jason, eres un Acidcat.
- Sensin rezil!
- ¡ Tú eres un asco!
Orada Gabriel'le oturup konuşuyordun ve fark ettim ki tanıştığım tek insan yani sevdiği birinin ölümünü izlemiş tanıdığım tek insan sensin.
Pero mientras, sentada allí, hablabas sobre Gabriel me di cuenta de que eres la única persona que conocí en mi vida la única que conocí que vio morir a un ser querido.
Belki de sensin?
¿ Quizás eres tú?
Lider sensin Max.
Tú eres el líder, Max.
Prens sensin.
Tú eres el príncipe.
Sorumlu sensin.
Usted es responsable.
Sensin.
- Tú.
Buradaki tek kişi sensin.
Eres él único aquí.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]