Sensiz translate Spanish
5,315 parallel translation
Sensiz hayatım nasıl olurdu hayal bile edemiyorum.
No podría imaginarme mi vida sin ti.
Dürüst olmak gerekirse, Larry, sensiz bu hafta sonu çok zor olabilirdi.
Sinceramente, Larry, no habría podido soportar esta última semana sin ti.
Oraya sensiz girmek hususunda acele etmemeliydim. Ben üzgünüm.
No tendría que haber corrido allí sin ti... y yo... sabes, lo siento.
Real Housewives'ın son bölümünü otelde sensiz izlemiş olabilirim.
Puede que haya visto el último capítulo de Real Housewives en la habitación del hotel sin ti.
- Virginia, bunu sensiz yapamam.
- Virginia, no puedo hacer esto sin ti.
"Downton Abbey" i sensiz izlediğimiz için çok üzgünüm!
¡ Siento mucho que hayamos visto "Downton Abbey" sin tí!
Sensiz kazanamam.
No ganaré sin ti.
"sensiz her an daha da zor."
"En cada momento sin saber que difícil puede llegar a ser"
"Sensiz, gün akşama döner"
"Que sin ti, el alba se convierte en oscuridad"
"Sensiz hiç huzur yok"
"Sin ti no hay paz"
Aslında ben sensiz yaşayamam.
En realidad... no puedo vivir sin ti.
Sensiz cinayetin tadı olmuyor.
Homicidios no es lo mismo sin ti.
Sensiz gitmiyoruz.
No vamos a irnos sin ti.
- Sadece sensiz yaşamak zorunda kalırsam.
Sólo si tengo que vivirlo sin ti.
Bunu sensiz başaramam.
No puedo hacer esto sin ti.
Sensiz ne yapardım bilmiyorum.
No sé lo que haría sin ti.
Sensiz böyle bir şey yoluyla kazanılmış Ben olabileceğini sanmıyorum.
No creo que yo pudiera tener conseguido a través de algo gustaría esto sin ti.
Sensiz olmaz.
No sin ti.
Sensiz yaşayamam, biliyorsun.
Sabes que no puedo seguir sin ti.
Ben sensiz ne yapardım, Peter? KATİL - Merhaba.
¿ Qué haría yo sin vos, Peter? Hola.
Biz de sensiz oylarız Diane.
Votaremos sin ti, Diane.
20 dakika takside duramadım sensiz.
No pude aguantar un viaje de 20 minutos en taxi sin ti.
" Artık sensiz yaşayamam.
" Ya no puedo vivir sin ti.
Sensiz yaşayamam.
No creo que vaya a sobrevivir.
Sensiz yaşamak istemedi. Bir dahaki hayatınızda buluşabilmek için tek yolu denedi.
No quería vivir sin ti, y pensó que hacía lo posible para que estuvierais juntos en la próxima vida.
Sensiz yaşamak istemedi. Bir dahaki hayatınızda buluşabilmek için tek yolu denedi.
No quería vivir sin ti, y pensó que hacía lo posible para que estuvieran juntos en la próxima vida.
Gecelerim hep sensiz geçiyor, rüyalarımda bana geleceğine söz ver.
"Mis noches son solitarias sin ti, prométeme que aparecerás en mis sueños."
Sensiz yapamam Cosima.
No puedo hacer esto sin ti, Cosima.
Beni evlat edinecekler. Senle veya sensiz.
Van a adoptarme contigo o sin ti.
Neden yazmayı bıraktığını ve bir sene önce çıktığında bizi aramaya bile zahmet etmediğini sorunca yani. Ve sensiz hayatımızın daha iyi olduğunu düşündüğünü falan söyleme çünkü ikimiz de bunun bahane olduğunu biliyoruz.
Bueno, cuando te pregunte por qué dejaste de escribirnos y por qué cuando saliste de la cárcel hace cosa de un año, ni siquiera te molestaste en llamarnos... y no digas que piensas que estamos mejor sin ti porque sabemos que eso es una excusa.
Çünkü ben beyaz atlı prense veya sonsuza dek mutlu yaşamaya veya "Sensiz yaşayamam." a inanmıyorum.
Porque no creo en el príncipe azul ni en ser felices para siempre ni en el "No puedo vivir sin ti".
- O sensiz evlat edinilmişti.
- Lo adoptaron sin ti.
- "Hayatımın âşkı sensin, sensiz ben ölürüm" saçmalığı.
- Son todas una mierda en plan "tú eres la única, moriré sin ti".
- "Sensiz ben ölürüm" e?
- ¿ "Moriré sin ti"?
Sensiz yapamam.
No puedo hacer esto sin ti.
Sensiz her dakika bana ızdırap olacak.
Cada momento sin ti será una tortura.
Sensiz çıkıyorlar dostum.
Se están yendo sin ti, amigo.
Sensiz asla yapamazdım.
No podría haberlo hecho sin ti.
Sonuncusu gibi ya da daha önceki gibi bu hastaneden de ayrılırsan sensiz işe devam edebileceğimin garantisini nasıl verecekler?
Y si terminas dejando este hospital como hiciste con el último y el anterior a ese, ¿ qué garantías tengo de que seguirán contando conmigo si tú no estás?
Otobüs sensiz gidecek yoksa.
Vaya a buscar sus cosas, que si no, te va a dejar el bus.
Sensiz yapamazdık anne.
No podría hacerlo sin ti, mamá.
- Sorun yok ; parti sensiz de devam etti.
No, no pasa nada. La fiesta siguió sin ti.
Sensiz olamam.
No existiría sin ti.
Seni gemime aldım çünkü bana sensiz başaramayacağını söylemiştin.
Te cuidé porque me dijiste que ella no era capaz de tener éxito sin ti.
Seninle birlikte veya sensiz, Lily Gray'ı bulacağım.
Con o sin ti, encontraré a Lily Gray.
Sensiz burada olmak çok tuhaftı Millie.
Fue muy extraño estar aqui sin ti, Millie.
Burada sensiz olmaktan hoşlanmıyorum.
Sabes? No me gusto esar aqui sin ti.
Çünkü sensiz bu evde yaşamak bir halta yaramıyor.
Poruqe estar en esta casa pero sin ti no me va a funcionar.
Sensiz bir hayatı düşünmeye çalıştım ve ne oldu biliyor musun?
He estado tratando de imaginar mi vida sin ti, y... ¿ sabes qué?
Sensiz bir hayatı düşünmeye çalıştım ve ne oldu biliyor musun?
He estado tratando de imaginar mi vida sin ti. ¿ Y sabes qué?
Bu teklif seninle veya sensiz gerçekleşecek, öyleyse ya bir adım öne çık ya da bir adım sola kay, Çünkü bu tren istasyondan ayrılıyor. Çeviri :
Está proposición ocurrirá contigo o sin ti, así que sube a bordo o apartate, porque el tren se marcha de la estación.