Seviyorsun translate Spanish
7,362 parallel translation
Vay canına, pes etmeyi gerçekten seviyorsun.
Te gusta rendirte.
Pes etmeyi gerçekten çok ama çok seviyorsun.
Realmente te gusta rendirte.
- Sen ayak seviyorsun.
- Usted es un tipo de pie.
Sen de beni seviyorsun, biliyorum.
Y tú también me quieres, lo sé.
- Anneni daha çok mu seviyorsun?
- ¿ Tú la quieres más?
Yanındayız. Onu seviyorsun.
Estamos con él.
Onu hâlâ seviyorsun.
Le sigues queriendo.
Beni hala seviyorsun?
Sigues amándome?
- Motosiklet motorları yapmayı seviyorsun.
Te encanta reconstruir motores de motocicleta.
Onları seviyorsun?
¿ Te gustan?
- Ah. - Beni seviyorsun, değil mi?
Te gusto, ¿ verdad?
Gerçekten arabaları seviyorsun, değil mi?
Realmente te gustan los autos, ¿ no?
- Onları seviyorsun.
- Y les amas.
- Komedi seviyorsun ama romantik komedi sevmiyorsun.
- Te gustan las comedias, pero no las comedias románticas.
Aksiyon filmlerini seviyorsun, tabi komiklik yapmaya çalışmadıklarında.
Te gustan las películas de acción, pero no cuando tratan de ser divertidas.
Audrey'i çok seviyorsun çünkü.
Amas demasiado a Audrey.
Dükkanı seviyorsun.
Te encanta esa tienda.
Seni seviyorum ve sen de beni seviyorsun.
Te quiero, y me quieres.
Seviyorsun, merhametlisin.
Eres cariñosa. Eres compasiva.
Eğer azıcık benzerliğimiz varsa, memleketini aşırı seviyorsun demektir.
Y si te pareces en algo a mí, adoras tu ciudad natal.
Biyografi yazarını mı seviyorsun?
¿ Estás enamorado de tu biógrafa?
Secretariat'ı neden seviyorsun?
¿ Por qué te gusta tanto Secretariat?
Beni seviyorsun diye mi?
¿ Porque me querías?
Beni seviyorsun Nick.
Tú me amas, Nick.
Biliyorum oğlunu seviyorsun.
- Por favor... - Escucha, sé que amas a tu hijo.
Kendinle konuşmayı seviyorsun.
Con nadie. Te gusta hablar solo.
Kendinle konuşmayı seviyorsun.
Te gusta hablar solo.
Az pişmiş mi seviyorsun?
¿ Los prefieres poco hechos?
- Ve sen seviyorsun öyle mi?
¡ ¿ Y tú sí?
Peki sen pembe dizilerin neyini seviyorsun?
Vale, entonces... ¿ Qué te gusta además de las telenovelas?
Hekimin kızını mı seviyorsun?
¿ Te gusta la hija del doctor?
Sen parayı seviyorsun.
Amas el dinero.
Onu akşam yemeğine getir. Jake'i sevmeyi öğreneceğim çünkü sen Jake'i seviyorsun.
Vamos a cenar, y voy a aprender a como Jake porque te gusta Jake.
O yüzden çizmeyi seviyorsun zaten.
Por eso te gusta dibujar.
Ama sen bana acı çektirmeyi seviyorsun ya da...
¿ Te gusta hacerme sufrir, o...
Sen işini seviyorsun!
¡ Tú amas tu trabajo!
Bunların hepsini seviyorsun!
¡ Te encanta todo esto!
Sen, para adamı, askeri terimleri seviyorsun.
A ustedes los adinerados, les gustan los términos militares.
- Sadece sen seviyorsun.
- Solo a ti.
Temizliği seviyorsun.
- Te gusta limpiar.
Beni seviyorsun.
Me quieres.
Bahse girmeyi çok seviyorsun.
Le gusta mucho apostar.
- Bu huyumu seviyorsun sanıyordum.
Pensaba que te gustaba eso de mí.
Neden uyuşuk adamları seviyorsun?
¿ Por qué te gustaría un dormilón?
Cece, bunu çok seviyorsun!
¡ Cece, esto te encanta!
Anakondaları mı daha çok seviyorsun, pitonları mı?
¿ Cuáles te gustan más, las anacondas o las pitones?
Sana ne kadar zaman verdiğimin bir önemi yok çünkü bence sen hala kocanı seviyorsun.
No creo que importe cuánto tiempo te dé porque creo que aún estás enamorada de tu marido.
Biliyorum çılgın bir yolla da olsa kızını seviyorsun ama bir adım daha atarsan seni öldürürüm.
Sé, que de alguna loca manera, quieres a tu hija, pero te mataré si das otro paso.
- Kötü adamlardan bahsetmeyi çok seviyorsun.
Realmente te encanta hablar de los malos.
Kadınları ve yaşlıları dövmeyi seviyorsun galiba, Calvin?
¿ Te gusta pegar a mujeres y a ancianos, Calvin?
Onu hâlâ seviyorsun değil mi?
Aún la amas, ¿ verdad?