Seçeneğim yoktu translate Spanish
1,209 parallel translation
Hayatım, başka seçeneğim yoktu.
Cariño, no tenía alternativa
Bunu sizden saklamak zorunda kaldığım için üzgünüm başka seçeneğim yoktu.
Siento habéroslo ocultado, pero no tenía elección.
Başka seçeneğim yoktu.
No tenía otra opción.
Hiçbir seçeneğim yoktu.
No tenías elección.
Hayatımda bir sürü kötü şey yaptım. Başka seçeneğim yoktu.
He hecho muchas cosas malas en mi vida pero no tenía alternativa.
Başka seçeneğim yoktu. Zavallı domuz safra taşı dolu.
Este puerco está plagado de piedras.
özür dilerim ama başka seçeneğim yoktu.
Me disculpo pero no tenia opción.
Hoş değil ancak başka seçeneğim yoktu.
No teníamos opción.
Şey, bunda da hiç seçeneğim yoktu.
Bueno, no tuve elección en eso
Başka seçeneğim yoktu.
No tenía opción.
Warren, başka hiç bir seçeneğim yoktu!
- Warren, ¡ yo no tenía otra opción!
Başka seçeneğim yoktu. Anladın mı?
Mira, no tenía elección.
Başka seçeneğim yoktu.
No me quedó otra.
Başka seçeneğim yoktu.
¿ Qué más podía hacer?
- Bir seçeneğim yoktu.
- No tenía opción, él vio que...
Bak, bir seçeneğim yoktu.
No tuve opción.
Başka seçeneğim yoktu.
No tuve opción.
Başka seçeneğim yoktu.
No tuve elección.
Dinlemekten başka seçeneğim yoktu.
No he tenido más remedio que escuchar.
Seçeneğim yoktu.
No tuve opción.
- Başka seçeneğim yoktu.
- Con todo respeto, no tengo opción.
Başka seçeneğim yoktu, Walter.
No tenía opción.
Başka seçeneğim yoktu.
Hay tanta sangre.
- Seçeneğim yoktu.
- No tuve opción.
Başka seçeneğim yoktu.
No tuve alternativa.
Onu terk etmekten başka seçeneğim yoktu.
No tuve otra alternativa más que dejar mi hogar.
Başka seçeneğim yoktu.
¡ Ellos iban a matarlo! Entiendo.
Başka seçeneğim yoktu.
No tenía elección.
Üzgünüm. Başka seçeneğim yoktu. Walker seni öldürecekti.
Lo siento no tenía elección, Walker te habría matado.
Ama bugün başka bir seçeneğim yoktu çünkü Christopher Markoff'u kaçıran kişiye bir çağrıda bulunmam gerekiyor.
Pero hoy no tengo alternativa, pues necesito hacer un llamado al secuestrador de Christopher Markoff.
- Başka seçeneğim yoktu.
- ¿ Pero qué opción tenía?
- Başka seçeneğim yoktu.
- No tenía opción.
Seçeneğim yoktu.Biz ortaktık.
No tenía otra opción. Éramos socios.
- Başka bir seçeneğim yoktu. - Başka bir seçeneğim yoktu.
- No tenía opción.
Başka bir seçeneğim yoktu. Başka bir seçeneğim yoktu.
No tenía opción.
Sanki başka seçeneğim yoktu, inancım korku üstüne kuruluydu.
No me quedaba otro remedio. Me inculcaron el miedo.
Seçeneğim yoktu. Eğer birisi onu bulursa, Bir daha kimsenin bulamayacağı bir yere kaçacağını söyledi.
Dijo que si alguien lo sabía, iría donde no pudieran encontrarlo.
Seçeneğim yoktu. Onu öldürmeliydim.
No tuve opción, tuve que matarlo.
Bir seçeneğim yoktu baba.
No tuve elección, papá.
- Biliyorum ama bir seçeneğim yoktu.
- Lo sé. - Pero fue como si no tuviera opción.
Seçeneğim yoktu.
No tuve muchas opciones.
Pekâlâ. Başka seçeneğim yoktu.
No tenía alternativa.
Başka seçeneğim yoktu.
No tuve otra opción
Başka seçeneğim yoktu.
Bueno, no pude elegir.
Başka seçeneğim yoktu.
- No tenía otra opción.
- Başka seçeneğim yoktu.
No me quedaba otra.
Buraya gelmeyi sen seçtin. Ama benim başından beri hiçbir seçeneğim yoktu.
Estoy feliz de no haberme equivocado.
Çok fazla seçeneğim yoktu.
No tenía muchas opciones.
Üzgünüm ama başka seçeneğim yoktu.
Lo siento pero no tuve elección.
Başka seçeneğim yoktu.
No tuve otra elección.
Başka seçeneğim yoktu.
Bueno, no tengo elección.