Sorumluluk translate Spanish
4,900 parallel translation
Sorumluluk hissi, kendinden başkasını umursama hissi?
¿ El sentido de responsabilidad, el de que algo valga más que tú mismo?
Ailen bize sorumluluk verdi.
Sus padres nos dieron su responsabilidad.
Sorumluluk mu?
¿ Carga?
- Sorumluluk sende.
- Estás al mando.
'Sürecin dolmasından başka bir sorumluluk meselesi değil bu.'
No es cuestión de culpar a nadie salvo al propio proceso.
Sorumluluk ve izinlerle ilgili aslında...
Tiene que ver con rendición de cuentas y acceso y justo...
Sorumluluk sahibi olan kişi olmaktan bıktım.
Bueno, estoy cansada de ser la responsable.
Ve böyle bir yerde bulunmak bizim için çok büyük bir sorumluluk.
Creo que es mejor quedarse afuera de la política.
Büyük güçle birlikte büyük sorumluluk gelir ve her şey kötü giderse de büyük sonuçlar doğurur.
Con un gran poder viene una gran responsabilidad y grandes consecuencias sí todo sale mal.
Sorumluluk almalısın.
Tienes que dar un paso adelante.
Belki de bir yerine uyarı asmalısın "Girdiysen, sorumluluk almam".
Vaya. Tal vez deberías publicar un aviso... "Entre bajo su propio riesgo".
Bununla birlikte yeni bir sorumluluk doğmuş oldu.
... y con él, una nueva responsabilidad.
Bilimsel sorumluluk meselesi çoğunun aklına bile gelmedi.
Muchos no habían pensado en la responsabilidad científica.
Size kötü bir hikâyeyle geldik. Sorumluluk bize ait.
Te dimos una mala historia, es nuestra responsabilidad.
Burada şeyle ilgili ilkeler var... İlke, ahlak ve sorumluluk sözkonusu.
Hay principios de... principios aquí de carácter y responsabilidad.
İnsanlar, Queen Consolidated'in CEO'su olarak öne çıktığını bu davanın yüzü olarak sorumluluk aldığını görüyor.
La gente lo verá... Lo verá a usted el director ejecutivo de Queen Consolidated llevando la responsabilidad y siendo la cara visible de esta causa.
Cidden sorumluluk almayı reddediyorsun, değil mi?
¿ De verdad te niegas a aceptar la responsabilidad?
Çok tatlı bir düşünce ama benim için epey sorumluluk yaratır.
Eso es dulce, pero es, también, bastante carga sobre mis hombros.
Sana bu seferlik izin veriyorum ama telefonunu kullanma konusunda daha sorumluluk sahibi olmanı istiyorum... Affedersin. Affedersin Pat.
Bueno, te dejaré ir por esta vez, pero quiero que pienses sobre usar tu teléfono de forma más responsable... Lo siento.
Çok sorumluluk sahibi birisin.
Eres tan... responsable.
Ve davranışlarım için sorumluluk almak istiyorum.
Y quiero tomar responsabilidad sobre mis actos.
Axe Cop bir baba olarak bunu söylemem lazım, söylemek zorundayım bir çocuk büyütmek büyük sorumluluk gerektirir.
Axe Cop, como padre tengo que decirte lo que te tengo que decir : criar a un chico es una responsabilidad muy grande.
Biraz sorumluluk almalısın.
Tienes que asumir tu responsabilidad.
Sana pek fazla sorumluluk vermemiş olabilirim.
Quizás no te he dado suficientes responsabilidades.
Bu disiplin ve sorumluluk öğretir.
Te enseñamos disciplina y responsabilidad.
Parti bu defa çok büyük bir sorumluluk verecek sana.
El partido decidió asignarte una gran responsabilidad esta vez.
Sorumluluk sende.
Es cosa tuya.
Tüm sorumluluk sende.
La responsabilidad cae en ti.
Dedektif Beckett bayağı zorlu bir sorumluluk bırakmış.
Beckett dejó un lugar muy difícil de llenar. Así es...
Belki Andrew'a ördek işinde sorumluluk almasına izin veririm.
Sí. Quizá pueda dejar a Andrew tomar parte conmigo en esta cosa de la cría de patos
Sorumluluk ya da her neyse, bunu sonra düşüneceğim.
Pensaré en asumir la culpa más adelante.
Hayatımla ilgili sorumluluk almam gerektiğini biliyorum, fakat annemle büyümüş olmanın nasıl bir şey olduğunu bilemezsin.
Sabes, entiendo que tengo que asumir responsabilidad por mi vida, pero no tienes ni idea de lo que fue crecer con mi madre.
Şehre indin çünkü Pelant'ın yaptıklarıyla yüzleşecek sorumluluk duygun yoktu.
Te fuiste a la otra punta de la ciudad para no tener que afrontar el sentirte responsable por lo que Pelant hizo.
Gerçek bir sorumluluk da...
O una verdadera responsabilidad.
Birdenbire sorumluluk almıştım.
De pronto, tuve responsabilidades.
Sorumluluk alıp, elini kirletmeye hazır mısın?
¿ Dispuesto a subir un peldaño? ¿ A ensuciarte las manos?
Seni büyük sorumluluk altında bıraktığımı hiç hakkım olmayan şeyler istediğimi biliyorum.
Sé que te he pedido mucho. Cosas que no tenía derecho a pedirte.
Çocuklara olan bağlılığımın istikrarsız olduğunu ve yeterince sorumluluk sahibi olmadığımı düşündüğünü söyledi.
Y me dijo que mi compromiso con los niños no era adecuado y que no pensaba que fuera suficientemente responsable aún.
Çalıştığı her davada bu sorumluluk ona yüklenecek.
Va a ser un problema en cada caso que trabaje.
Ama Morgan'ın hamile olmasıyla birlikte sorumluluk almak istiyorum.
Pero con Morgan embarazada, quiero asumir la responsabilidad.
- Sorumluluk sende.
Estás al mando.
Ben dönene kadar sorumluluk sende, McGee.
Hasta entonces, McGee, estás al mando.
Üst sensin, sorumluluk senin.
Tú eres el superior, estás al mando.
Üst sensin, sorumluluk sende.
Tú eres el superior, estás al mando.
Şu anda hissettiklerine sorumluluk deniyor.
Lo que sientes ahora mismo... se llama responsabilidad.
Bu görev için, size bir sorumluluk yüklüyor.
Y para esta misión te convierte en un lastre.
Sorumluluk sende artık.
Ahora tú estás al cargo.
Cidden, birimiz sorumluluk almalıyız!
¡ Algunos tomamos nuestras responsabilidades en serio!
Sorumluluk her zaman Tim'in üzerine düşmemeli.
La carga no debería recaer siempre Tim.
Bana, patates püresinin yeteri kadar sorumluluk vermediğini söyledin.
Me dijiste que hacer el puré de patatas no era responsabilidad suficiente.
Karımla birlikte büyük bir inançla onu geri getirdik. Sorumluluk ve güven duyduğumuz bir görev verdik. Ancak yine de The Paradise'ı elimizden almak için uğraştığını hissediyorum.
Mi esposa y yo hemos de buena fe traído de vuelta aquí a Moray, dándole una posición de responsabilidad y confianza, sin embargo tengo la sensación de que intenta quitarnos El Paraíso.