Takipteyim translate Spanish
136 parallel translation
Bir polisi vurdu! Takipteyim!
¡ Le disparó a un policía!
- Takipteyim.
- Lo sigo.
Takipteyim.
En persecución.
- Takipteyim.
- Te estoy mirando.
- Bende, takipteyim.
- Yo también.
Takipteyim.
Estoy en una misión de vigilancia.
Ben burada sıcak takipteyim!
¡ Estoy en una gran persecución!
Hâlâ sıcak takipteyim.
Te perseguiré hasta la muerte
Ajan Harris konuşuyor, yemek sona erdi, takipteyim.
Este es el agente Harris, saliendo de la cafetería, en seguimiento del sujeto.
O salağa sıcak takipteyim. Onu gördüğümde...
Le piso los talones a ese idiota.
Takipteyim.
No la pierdo de vista.
Hayalleri takipteyim.
3 de Mayo. En búsqueda de fantasmas.
Ama dışarda bir katil var... ve sonuna dek takipteyim... yani siz iki salak... burnunuzu karıştırmayı bitirip... ve hafızanız depreşirse... haberim olsun, ha?
De modo que, si tu memoria vuelve... y tuvieras un lapso de lucidez... me avisas.
Şüpheliler görüş alanımda. Takipteyim.
Tengo al sospechoso a la vista y lo voy persiguiendo.
Takipteyim.
Los voy persiguiendo.
Takipteyim.
Le estás siguiendo.
Pond Road'da hala takipteyim!
¡ Camino del Estanque, en persecución!
Buralarda olmalılar. Takipteyim.
Están por aquí en alguna parte.
- Takipteyim.
- Salimos en persecución.
Takipteyim.
Código 33.
402, ben takipteyim.
402, en persecución.
Takipteyim.
Lo tengo.
Ekip 54, Takipteyim
Carro 54, en la persecución!
Ekip 5. Kaçan 413'ü takipteyim.
Unidad 5 persiguiendo un 413 que se da a la fuga por Strip.
Ben yakın takipteyim.
Yo guardo un reloj íntimo.
Merkez, N-4197. 78 model kırmızı bir Camaro'yu takipteyim.
Central, aquí Navajo 4197. Persiguiendo a un Camaro rojo de 1978.
- Evet, takipteyim.
Sí. Lo tengo.
Takipteyim.
Lo seguiré.
Takipteyim!
¡ Voy en su persecución!
Takipteyim. Destek gerekiyor.
Estoy en persecución, necesito refuerzos...
Takipteyim Patron...
Me di cuenta, jefe.
Takipteyim, desteğe ihtiyacım var.
En persecución. Necesito apoyo.
Tam takipteyim.
Bajo vigilancia absoluta.
- Takipteyim.
Faltan 32 km para Legoland.
Evet? Evet, Takipteyim Ed.
Sí, esta vez te llevo la delantera, Ed.
Takipteyim.
He hecho que le sigan.
Teşekkürler Bud, takipteyim.
Jake? Gracias Bud, lo se, estaré viéndolos.
- Takipteyim.
Lo tengo vigilado.
Yaya olarak takipteyim.
Chaqueta verde, gorra.
Beni fark etti! Takipteyim! Sokakta kuzeye gidiyor!
Lo persigo con dirección norte al callejón.
Takipteyim.
Estoy siguiéndolo.
Takipteyim.
Estoy en eso.
Konuştuğumuz görseli hallediyorum, Bay Dulberg. Takipteyim.
No se preocupe tendre la tarea lista para el evento
- Başka bir araca geçtim, şu an takipteyim.
Conseguí otro vehículo y lo estoy persiguiendo.
Takipteyim.
Entro.
Şehir merkezine doğru takipteyim.
La estoy persiguiendo camino al centro de la ciudad.
Ama dinle, şu anda, yüksek seviyede bir kanuni takipteyim ve şu an söz konusu olan kişinin senin bölgende... tehlike yaratabileceğine inanmak için nedenlerim var adamım.
estoy involucrado en una persecución policíaca y tengo razones para sospechar que el sujeto podría intentar acudir a tu "establecicierto".
Bir takipteyim şarabi renkte, merlot üzümünün şarabı...
Estoy persiguiendo a un tirando a borgoña, con cierto tinte merlot...
Takipteyim.
Lo persigo.
Takipteyim.
Abre los ojos.
Takipteyim.
Lo sigo.