Teyze translate Spanish
5,451 parallel translation
Muriel teyze!
- ¿ Tía Muriel? - ¡ James!
Evie Teyze.
Tía Evie...
Charlotte Teyze demen lazım. Sen söyleyebilir misin?
Soy tu tía Charlotte. ¿ Sabes decirlo?
Hazır ol Wendy teyze. Seni geri döndüreceğim.
Prepárate, tía Wendy, te traeré de regreso.
- Ve bu Wendy teyzenin kedisi değil Wendy teyze. Aynı zamanda sen ve ben birkaç kez yaşayıp öldük. Ama üzerimizdeki lanetten ötürü hatırlamıyoruz.
Y también, tú y yo vivimos y morimos varias veces pero no lo recordamos porque estamos malditas.
Marilyn teyze mi?
¿ La tía Marilyn?
Teşekkürler, Marilyn teyze!
¡ Gracias, tía Marilyn!
Wendy Teyze.
Tía Wendy.
- Wendy teyze, benimle gelmelisin.
- Tía Wendy, tienes que venir conmigo. No.
April teyze ve Kenny amcadan ne güzel bir hediye.
Que presente tan bonito de parte de la tía April y el tío Kenny.
Connie teyze onlara benim öldürdüğümü söylemiş.
He oído que la tía Connie les dijo que yo lo hice
- Teyze, sen de içsene bizimle.
- Abuela, beba esto.
- Teyze, biz gidiyoruz.
Adiós, abuela.
- Teyze.
¡ Abuela!
Alex'in onu kendi çocukları gibi yetiştirmiş teyze ve dayısı var.
Alex tiene una tía y un tío que lo criaron como si fuera suyo.
Seni çalışırken görmedim. Yoğurtçu teyze daha gelmedi.
No te he visto estudiar... y el yogur de la señora aún no está aquí.
Yoğurtçu teyze dışarıda bekliyor.
La señora del yogur está esperando fuera.
O yoğurtçu teyze değil!
¡ No es la señora del yogur!
Teyze... O kaban annemin.
Señora... ése es el abrigo de mi mamá.
Teyze... annem nerede?
Señora... ¿ dónde está mi mamá?
Hoş geldiniz Sevinç teyze.
- Bienvenida, tía Sevinc.
Ama Bunny Teyze onu ilk kez bir Meksika restoranına götürmüş.
Pero Tía Bunny la llevó a un restaurante mexicano por primera vez.
Hayır sadece bir Wilkes'le tanıştım. Maureen Teyze.
No, yo solo... he conocido al autentico Wilkes, tía Maureen
Şimdi ne yapmak istiyorsun? Teyze.
¿ Qué está tratando de hacer ahora?
Edie Teyze Branson'da.
La tía Edie está en Branson.
- Selam, Venus teyze.
- Hola, tía Venus.
- Venus teyze sana her şeyi açıklayacak, tamam mı?
La tía Venus te lo explicará todo, ¿ de acuerdo?
- Dikkatli ol Venus teyze.
Ten mucho cuidado, tía Venus.
Venus teyze mümkün oldukça ziyaret ederdi.
Y la tía Venus le visitaba cuando podía.
Venus teyze geldi.
Tía Venus está aquí.
Bir Afrika kökenli Amerikan kadın gördünüz, ve istediğiniz ilk şey, "Jemima teyze bize bir kaç kek kırbaçlayacak." - Hayır!
Ven a una mujer afroamericana y lo primero que piensan es "La tía Jemina nos va a batir unos redondos de masa".
Myrtle Teyze.
Tía Myrtle.
Sana gelirsek senin de artık Myrtle Teyze'yi suçlamayı bırakman gerek.
Y tú... Debes dejar de acusar a la tía Myrtle.
Myrtle Teyze'nin dediğine göre fena yakıyormuş.
- Según la tía Myrtle, duele muchísimo.
202'deki teyze... senin tuhaf olduğunu söyledi.
la ahjumma de la habitación 101... me dijo que tú eres extraña.
Teyze geldi, teyze.
¡ Ella te crió!
Bu teyze de gidiyor.
Esta niñera también se va.
Teyze neler oldu böyle?
Ahjumma, ¿ qué ha sucedido?
Lay's reklamındaki Ayşe Teyze'ye benziyor o.
Se parece a la señora vieja en esa etiqueta de la salsa para la pasta.
Hee Nam teyze markete gitmiş sanırım.
Parece que ahjumoni fue a hacer las compras.
- Teyze de neymiş, abla de bana.
No soy Ahjumma. Llámame Noona.
Hadi, teyze. Hep beraber.
Vamos, tía, ahora todos juntos.
Bunlara gerek yok, teyze.
No es necesario, tía.
Merhaba teyze.
Hola, señora.
Efendim, Poise Teyze sizi görmek için burda.
Señor, la señora Aplomo vino a verlo.
Poise Teyze, onun gibilerle konuşmanın faydası yok.
Aplomo... No sirve de nada hablar con gente como él.
Poise Teyze, bu o kadar da kötü değil.
Tía Aplomo... no es tan malo como parece.
Teyze, topu geri atar mısın?
Señora, ¿ puede tirar aquí esa pelota?
Bu ne böyle? Pazarcı teyze misin?
Qué desorden.
Teyze beni hatırlamıyor musun?
Señora. ¿ No se acuerda de mí?
Marilyn teyze!
- Gracias, tía Marilyn.