Thunder translate Spanish
499 parallel translation
Birkaç botumuz var. Sizi Thunder'a bindireceğiz.
Las llevaremos al Thunder en los botes.
Thunder denizaltı gemi komutanından, COMSUBPAC, Pearl Harbor'a.
Comandante del submarino Thunder a Pearl Harbor.
Thunder'a, Mary Stuart'ın gelmesini öner. Mesaj önemlidir.
Que envíen a Mary Stuart, mensaje urgente.
Denizaltı Thunder'dan kadınlar ve çocuklar geliyor.
Llegan mujeres y niños en el submarino Thunder.
- Thunder mı?
- ¿ En el Thunder?
Ama Thunder'da, ziyaret eden ben olacağım.
Pero allí seré el equipo visitante.
- Thunder takımı, kesin şamatayı!
- Tripulación del Thunder, ¡ cállense!
Hawaii partisine gelen bir düzine Thunder tayfası olduğunu öğrendik.
Miembros del Thunder estaban en una fiesta.
Thunder olmazsa, Tang, ya da Silversides, Oahu veya Growler.
El Thunder, el Tang, el Silversides, el Oahu...
Thunder'dan ayrılmak zor olacak ama onlara yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.
Me cuesta dejar el Thunder. Pero creo que puedo ayudarles.
Thunder'dan haber yok mu?
¿ Nada del Thunder?
Aksi takdirde, hedef etkisiz duruma getirilmişti. Thunder dalışa geçmek zorunda kalmazdı.
Si hubiera destruido el blanco no tendríamos que habernos sumergido.
Dalıştan sonra, Thunder'ın görevi olan, düşman gemiyi yok etme doğrultusunda hareket ettim.
Actué según mi idea de la misión del Thunder. - Destruir al enemigo.
O sırada Thunder'ın durumu neydi?
¿ Cuál era el estado del Thunder?
Thunder'ı geri getirmekte üstün bir denizcilik başarısı sergilediniz.
Ha sido una hazaña que volvieran a puerto.
- Thunder'da kalmayı tercih ederim.
- Preferiría quedarme aquí. - Lo siento.
Thunder'ın güvenliği ve mürettebatın hayatı onun sorumluluğundaydı.
Era responsable del Thunder y de las vidas de la tripulación.
Başaramayacağını anlayınca, Thunder'ı indirmemizi emretti.
Ordenó la inmersión porque no había otra solución.
Sorunum Thunder'da kalıp, ekibimi bir arada tutmak.
Sólo quiero mantener unida a la tripulación.
Sizinle konuşmak istiyorum, efendim, Thunder hakkında.
Hablar sobre el Thunder.
Ben bir hareket subayıyım. Thunder'ın içine aidim.
Mi lugar está a bordo del Thunder.
Thunder'dan herhangi birinin bir fikri var mıdır sizce?
¿ Alguien del Thunder sabrá algo?
Thunder, şilepler ve savaş gemilerinden oluşan bir Japon Emperyal filosu ortasında kaldı.
Thunder rodeado por los japoneses. Portaaviones, acorazados y destructores.
Çok iyiydin, Thunder.
Felicidades, Thunder.
Santral, beni lütfen... 489 Thunder Bay'e bağlar mısınız?
Operadora, póngame... con el 489 de Thunder Bay. Quisiera hablar con la Sra. Manion.
Thunder Bay'den mi?
¿ En Thunder Bay?
Thunder Bay'de bir poligon var.
Hay una base en Thunder Bay, de artillería o algo así.
Hala Thunder Bay'deyim, ama sabah yine buraya gelebilirim.
Sigo viviendo en Thunder Bay, pero puedo volver por la mañana.
Thunder Bay Oteli
Hostal Thunder Bay - cócteles
Ya da Thunder Bay çöplüğünde eşelenen bir ayı...
¿ O un oso negro escarbando en la basura de Thunder Bay?
- Thunder Bay Oteli'nde mi çalışıyorsunuz?
- Trabaja en el Hostal Thunder Bay, ¿ no?
Ne zamandır Thunder Bay Oteli'nde çalışıyorsunuz?
¿ Cuánto tiempo lleva trabajando en el Hostal Thunder Bay?
Thunder Bay'deki kampingde bekçiyim.
Soy el conserje del parque turista de Thunder Bay.
Barney Quill'in öldürüldüğü gece, şerif yardımcısı Lemon...
¿ El ayudante Lemon le llamó para que fuera a Thunder Bay...
- sizi Thunder Bay'e mi çağırmıştı?
- la noche que mataron a Barney Quill?
Thunder Bay Oteli'nde mutlu olmanın nesi kötü?
¿ Tiene algo de malo estar contento en el Hostal Thunder Bay?
Thunder Bay zaten bir eğlence yeri, değil mi?
Thunder Bay es un pueblo turístico, ¿ no?
Thunder Bay'de çıplak ayaklı bir kadın görmekte bir tuhaflık mı var?
¿ Es raro ver a una mujer descalza en Thunder Bay?
Bayan Manion'un Thunder Bay'de ayakkabılarını çıkarması ille hoppaca davrandığını göstermez, değil mi?
Así pues, que la Sra. Manion se descalzara en Thunder Bay... no significa necesariamente que no se comportara como una dama.
Hiç Thunder Bay Oteli'ne ya da Thunder Bay'de... başka bir yere geceleyin tek başınıza gitmiş miydiniz?
¿ Alguna vez ha ido al Hostal Thunder Bay, o a algún otro sitio en Thunder Bay, sola de noche?
Ayıların çöpleri karıştırmak için Thunder Bay'e geldiğini... ilk kez mi duyuyordunuz?
¿ Era la primera vez que oía que se acercaban osos a Thunder Bay... para recoger sobras?
Thunder Bay'de hiç partilere gittiniz mi?
¿ Salía a relacionarse socialmente en Thunder Bay?
- Thunder Bay'de, Thunder Bay Oteli'nde.
- En el Hostal Thunder Bay, en Thunder Bay.
- Dikkat et, Thunder.
- Cuidado, Rayo.
Zavallı Thunder'ı vurdu.
Le dio al pobre de Rayo.
Thunder numara yapıyor... sanırım.
Reyo esta fingiendo que si... Eso creo.
Thunder hep kazanır!
! Por supuesto Rayo siempre gana!
Sakin ol Thunder.
¡ Ya cállate, Thunder!
Tom Thunder da ne?
¿... Qué diablos....?
Thunder Dağı.
El monte Thunder.
Yakala onu, Thunder.
Ve por el, Rayo.