Tita translate Spanish
84 parallel translation
Aslında teyze derim, ama maymunlara gösteriş yapıyorum.
Normalmente digo tita, pero estoy fardando delante de los monos.
Carlotta veya Charlie diyebilirsin veya Teyze veya Tati ya da bir zamanlar eğlence olsun diye Camille denmişti bana hatta Charlotte Teyze.
Podrías llamarme Carlotta o Charlie o tía, o tita o un nombre gracioso que me pusieron una vez, Camille o incluso tía Charlotte.
Tam bir dikkatsizlik ama özür dilerim, sevgili teyzeciğim.
Sí, un olvido imperdonable. Mis disculpas querida tita...
- Teyzeciğim mi?
- ¿ Tita?
- Ben... Bana hiç teyzeciğim diye hitap etmezdin.
No me has llamado tita en tu vida.
Gördüğün gibi, Demir Çekmece, yani teyzeciğim bu gece pek kendimde değilim.
Verás tita, digo vieja tía, no estoy muy en forma...
Onlar herzaman kendi çıkarlarını korumak için birini yollarlar.
Siempre envían a alguien para defender sus intereses. Quédese tranquila Tita.
Sorun ne, Teyze?
¿ Qué le pasa, tita?
Her şey düzelecek, Teyze.
Todo saldrá bien, tita.
istemeden oldu. iste çayin, Tita.
No lo hago a propósito. Tu té, Tita.
Ben fazla kalmayacagim, Tita.
No estaré mucho tiempo.
Tita, piyanodan uzaklasinca zaman duygun kalmiyor, canim.
Tita, no tienes noción del tiempo f uera del piano.
Tita da, bundan bahsetmisti.
Tita me lo dijo.
Sana söylüyorum, Tita!
¡ Te hablo a ti, Tita!
Tita, bir seyleri denememizi önerdi...
Tita sugirió que intentáramos...
Seninle vedalasacagim, Tita.
De ti me despediré, Tita.
Artık herkes biliyor, Tita.
Ahora ya lo saben todos, Tita.
Serinle biraz, Tita.
Refréscate tu también Tita...
Dediğim gibi teyze.
Te lo dije, tita.
Gözlüklerim, tita bandında bir şeyler algılıyor.
Mi visor detecta algo en la banda zeta.
Teyzem de düğününde böyleydi.
Mi tita estaba así en su boda.
Sadece eve varmaya çalışıyorum Em Teyze.
Ah, solo estaba intentado volver a casa tita
- Evet, Teyze!
- El derecho, la tita!
- Rohit, annen haklı.
Rohit, la tita tiene razón.
- Gördünüz mü efendim?
¿ usted ve? , ¿ tita?
Halacığım, Kamio gerçekten donanmaya gönüllü yazıldı mı?
Tita, ¿ es verdad que Kamio se ofreció para la armada?
Doğru değil mi Hala?
¿ Verdad, tita?
Halam ve ben her gün dua ettik dönmen için.
La tita y yo rezábamos todos los días para que regresaras.
Hala?
¿ Tita?
Hala!
¡ Tita!
Kit Teyze.
¡ Tita Kit!
Joe onu uyandırıyor, Karizmatik Teyze Kitty.
Joe la está levantando. Tita Kitty.
Merhaba Addison teyze.
Hola, tita Addison.
Walied Şeyh ile konuştu mu?
Tita, ¿ Walied hablo con el Jeque?
Annem, babam, beş erkek kardeşim, ve teyzem, hepsini Amerikalılar öldürdü.
Mi mamá y mi papá y mis 5 hermanos y la tita fueron todos asesinados por los Americanos.
Onun adı sevgili Patty ; Alabama'daki teyzemin deyişiyle, "Aylak Tavuğu".
Eso, mi preciosa Patty, es lo que mi tita solía llamar el Pollo canino.
Mabel Teyze mi?
- ¿ Tita Mabel? - Mmm
- Merhaba Teyze.
- Hola, tita.
Bunu Tita'ya götür.
Tome, lleva este a Tita.
Tita?
- ¿ Tita?
Buraya gel de Tita sana sarıIsın.
Venga, Tita le hará mimos.
Sorun yok, Tita!
¡ No hay problema, Tita!
Bununla da bize biraz bisküvi, kendine de şeker al.
Toma, tráete unos petit fours y si quieres cómprate una Tita.
Ama Lizzie Teyze'nin harika eşyaları da var.
Pero tita Lizzite tiene un buen montón de trastos.
"Merhaba Neda teyze, nasıIsın büyükbaba?"
"Hola, tita Neda." "¿ Cómo estás, abuelo?"
Hiç de değildi, Çekmece Teyze. Yani Larry, senin neyin var?
- Bueno, eso no es cierto del todo, tita...
- Utandım.
- Me da vergüenza, tita.
Onu çok seviyordum, Teyze!
¡ Yo Ia amaba tanto, tita!
İyi geceler, Teyze.
¡ Que pases bien Ia noche, tita!
- Hayır, Teyze.
- No, tita.
Tita!
¡ Tita!