English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ U ] / Ustelik

Ustelik translate Spanish

6,766 parallel translation
Üstelik sırf dediklerinizi desteklemek için dayanaksız tahminlerle konuşuyorsunuz.
Sólo están diciendo teorías porque les conviene.
Üstelik, Bayan Kaewkwan hâlâ bir çocuk.
Además, Kaewkwan es aún joven.
Üstelik, müvekkilem sadece şüpheli.
Además, ella es sospechosa. No asesina.
Üstelik, bir sevgilim de var.
Además, ya tengo novia.
Üstelik böyle mi görünüyor?
¿ Y tiene esta apariencia?
Üstelik bunların karşılığında Baş Meleğin Nefesi'ni değil Gece Yeşim Taşı'nı istiyoruz. Bir SS, iki tane de S Sınıfı kart veriyoruz. Tek yapman gereken A Sınıfı bir kart vermek.
Y solo tendrán que darnos Jade Nocturno y no Hálito de Arcángel. mientras que ustedes solo nos darían una carta de rango A.
Üstelik ikisi de profesyonel Avcı'lar.
ambos son Cazadores profesionales.
Üstelik onlar Ging-san'ın oğlu ve Zoldyck ailesinin bir bireyi!
¡ Y encima son el hijo de Ging-san y un miembro de la familia Zoldyck!
Üstelik onlar yemeklerini yemek için farklı yollarda denemişler.
También experimentaron con varias maneras de preparar sus comidas.
Üstelik resmi dedektif bile değilsin.
Y ni siquiera eres un detective oficial.
Üstelik zeki.
Y es listo.
Üstelik kızlara dün gece yalan söyledin, şekil değiştiriciyi aforoz ettim, dedin.
Y mentiste a las chicas la otra noche, diciéndoles que desterraste al cambiaformas.
Ben bile biraz nadide bir isim olduğunu düşünüyorum. Üstelik benimki Tinker Bell.
Hasta yo pienso que es bastante bonito, y el mío es Campanilla.
Sana bacak verebilirim, Ariel. Üstelik bu sefer kontrolü sende olur.
Puedo darte piernas, Ariel, y esta vez, las controlarías.
Üstelik Bolton da içeride.
Y Bolton está encerrado.
- Üstelik sempatik ve destekleyici olmak zorundasın. - olası en kötü haberle çıkageliyoruz.
- con la peor noticia posible.
- Üstelik Vegas kendi yaşımızdaki adamlarla tanışmak için mükemmel bir yer.
- Sin mencionar que Las Vegas es un gran lugar para conocer hombres de nuestra edad.
Kaba ve küstah bir adam. Üstelik alkolik.
Es grosero, arrogante y más encima alcohólico.
Kendisi söylediği için biliyoruz. Üstelik ikisi hakkında dedikodular dolaşıyordu.
Eso es porque él nos dijo al respecto y hubo un rumor acerca de esos dos.
Üstelik kreşte çok yetenekli öğretmenler var.
Y, por cierto, la guardería tiene profesores muy competentes.
Bu tarz şeyler sürekli olmaya başladı. Üstelik bu sefer işin içinde bir çocuk var.
Cosas como esta siguen sucediendo, y esta vez un niño ha estado involucrado.
Üstelik menüye bakın.
Además, miren mi menú.
Üstelik onların Blutbad olduklarını ya da ne sipariş edeceklerini nereden bilsinler?
Además, ¿ cómo podrían saber que eran blutbaden o lo que estaban pidiendo?
Üstelik ben bir şey yapmazsam Monroe yapacak.
Y si yo no hago nada, Monroe lo hará.
Bu adam da tehlikeli bir şeyler var. Üstelik sadece Baban için de değil.
Tenía en su posesión algo peligroso, y no solo para tu padre.
Üstelik 30 saniye sürdü.
Solo te llevó 30 segundos llegar.
Üstelik okuyamıyorsun.
Tú ni siquiera puedes leer.
Üstelik çok istikrarsız.
En general, todo es inestable.
Üstelik ben Guy Fieri *'yle tanıştım, Ann.
Y eso que conocí a Guy Fieri, Ann.
Üstelik bundan sorumlu olan öğretmen hiç ses çıkarmıyor.
Y el profesor responsable de esto se queda callado.
Üstelik şimdi savaşacak bir şeyi de var. Geldiğimizi ve onu arkada bırakmayacağımızı biliyor.
Sabe que iremos por él y no lo defraudaremos.
Üstelik en iyi kısmı bu değil.
Y eso no es lo mejor...
Üstelik, ne diyeceğimi bilemiyorum.
Es como... No sé ni qué decir.
Pekala merkezde yaralar var. İki yara omurgaya çok yakın ve belirgin. Üstelik derin ve geniş.
Bueno, las dos heridas centrales, más cercanas a la columna vertebral, parecen más anchas y más profundas.
Savunma uzmanı ile çalışırken. Üstelik tamamen tarafsız olmam gerekiyor.
Tengo que seguir siendo totalmente objetiva mientras trabajo con la abogada criminalista.
Üstelik 07 : 30'a kadar.
Greg estuvo solo en esa escena del crimen hasta casi las... siete y media.
Üstelik adaleti sağlamak da Blutbad'ın işi sayılmaz.
Y realmente no es algo Blutbad eso de... impartir justicia.
Üstelik bikiniliyken bütün gece onunla uğraşmak zorunda kalacağım!
Y ahora tendré que apañármelas con él durante toda la noche, ¡ con un bikini puesto!
Kolon kalınbağırsak anlamına geliyor. Üstelik sadece bir kısmını alacağız.
En realidad, tu colon es tu intestino grueso, y una vez más, solo vamos a coger una pequeña parte de él.
Ama çok zalimce bir şey bu. Üstelik kız çok genç.
Pero, ¿ no sientes lástima por esa joven?
Normalinden 13 dakika fazlası var. Üstelik sansürsüz.
13 minutos extra de película.
Üstelik, üzgünlklerimizi unutturmayacaksa bayramlar ne için var?
Además, ¿ para qué son las vacaciones, sino para airear nuestras quejas?
Üstelik kısa bir süre önce tokat yemişken...
Incluso fui abofeteada hace un tiempo...
Üstelik çok kötü oynuyorlar. Daha yeni şuradaki çocuk Charizardı'ını boşa harcadı.
Este niño de aquí solo esta desperdiciando su Charizard.
Üstelik bu kadar yayılmasını istemediğini sanıyordum.
Aparte, pensé que preferías evitar toda esta publicidad.
Üstelik şu da var Jack...
Es más que eso, Jack.
Üstelik bu terfii almayı hak edecek biri varsa o da hiç şüphesiz Denise'dir.
Además, si alguien ha demostrado ser merecedora de tal avance, ciertamente es Denise.
- Evet, kızım. Yokluğumda sadece emirlerime itaatsizlik etmekle kalmamış Üstelik- -
- Así que, no solo desobedeciste mis órdenes en mi ausencia...
Üstelik şimdiden benim Matsushima Reiji olmadığımdan şüpheleniyor.
Además, ya sospecha que no soy Matsushima Reiji.
Üstelik Japon balina avcılarıyla bir yaz staj yapmışlığım var.
Fue lo más feo que he visto nunca. Y pasé un verano
Üstelik bayağı iyi bir sapık.
Y es un acosador buenísimo. * Pero yo *

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]