English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ V ] / Vere

Vere translate Spanish

20,165 parallel translation
Ama annem iyileştiğinde hangi okula gitmek istediğime karar vereceğim.
Pero cuando mi mamá esté mejor, veré dónde puedo terminar de estudiar.
Sanırım seni göremeyeceğim.
Supongo que no te veré.
Müsait mi bir bakayım.
Veré si está disponible.
Mecliste çoğunluğu elde edememeni sağlayacağım.
Veré cómo no obtienes la mayoría que necesitas.
Bregan Thane'i olarak kanunlarının orada geçerli olmasını sağlayacağım.
Como Thane de Bregan veré tus leyes puestas.
Mecliste çoğunluğu elde edememeni sağlayacağım.
Veré que no tendrás la mayoría que necesitas en la reunión.
- Borlon, hafta sonu partisine geliyor musun?
Borlon, ¿ te veré en la súper fiesta este fin de semana?
Evet, seninle orada buluşurum.
Te veré allí.
Evet, seninle hemen orada buluşacağım.
Sí, te veré allí ahora.
Sizinle orada buluşuruz millet.
Los veré allí.
Siz gidin işeyin, sizinle orada buluşurum.
Uds. hagan pis. Los veré arriba.
- Baharda görüşürüz, Ivar.
- Te veré en primavera, Ivar.
Bu akşam tekrar görüşeceğiz.
Lo veré otra vez, esta noche.
Görüşmek üzere.
Tú. Te veré de nuevo.
Diyor ki, Sevgili Jess, her parti için uçup gelecek halim yok.
Dice, " Querida Jess, No puedo ir volando a cada maldita fiesta. Te veré en...
Aslında yarın bir kızla buluşacağım.
Bueno, de hecho, veré a una chica mañana.
Bizde buluşuruz.
Te veré en mi casa.
Ben de neler yapabileceğime bakacağım.
Y yo también veré qué hacer.
Tamam, barda görüşürüz o zaman.
Te veré en el bar, entonces.
Sonra görüşürüz.
Bien, te veré luego.
- Ben yukarıya göz atacağım.
- Veré arriba.
Hayır, dosyaları al, ofise götür sonra görüşürüz.
No, toma los libros, vuelve a la oficina, y te veré después.
Annem bizi öldürmeden buna bir çare bulmalıyım.
Veré qué hago para que mi mamá nos mate.
-... denerim.
-... lo veré.
Bakarım, dostum.
Lo veré, hombre.
Senin için bakarım.
Lo veré por ti.
Burada bekleyin, bizim için boş oda var mı bakayım.
Esperen aquí, veré si hay lugar para nosotros.
Bu akşam üstü seni Bobby Flay buluşmasında görecek miyim?
¿ Te veré en la reunión de Bobby Flay esta tarde?
Sanırım pazartesi görüşürüz.
Supongo que te veré el lunes.
- Bir saniye geliyorum
- Te veré en un segundo. - Bueno.
Caitlin'e geç geleceğimi söyle.
Dile a Caitlin que la veré tarde esta noche.
- Sabah görüşürüz.
- Te veré en la mañana.
O zaman görüşürüz.
Te veré luego.
Ama evet, sonra görüşürüz... Hayır, hayır.
Pero sí, pero te veré...
Saat 9'da görüşürüz, değil mi?
¿ Aún así, te veré a las 9 : 00?
Saat 9'da görüşürüz.
Aún así, te veré a las 9 : 00.
Bu pislik bitene kadar bir daha görüşmeyeceğiz.
Y no te veré de nuevo hasta que toda esta mierda haya terminado.
Görüşürüz.
Lo veré más tarde.
Polis aradı, yarın kamera kaydını izlemeye gideceğim.
La policía llamó. Mañana veré la grabación.
Size Risperidone yazacağım ve yarın görüşeceğiz.
Bien, le prescribiré una dosis ligera de risperidona y lo veré mañana.
- Birkaç haftaya görüşürüz.
Te veré en dos semanas.
Tedarikçiye gidip yarın malları alacağım.
Me reabasteceré mañana. Veré a mi contacto.
- Ben size yetişirim çocuklar.
- Los veré después.
- Sınıfta görüşürüz.
- Te veré en la clase.
Üç güne okulda görüşürüz.
Te veré en la escuela en tres días.
- Sonra görüşürüz.
- Te veré después.
- Pazartesi görüşürüz.
- Te veré el lunes.
Pazartesi görüşürüz.
Te veré el lunes.
- Pekala, sonra görüşürüz.
- Muy bien, te veré después.
Sizinle orada görüşürüz.
Estupendo. Los veré a todos allá.
Yakında görüşürüz.
Estupendo, te veré pronto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]