Viking translate Spanish
790 parallel translation
Kuzeyin tüm has nitelikleri burada. Viking ruhu Avrupa'yı etkisine aldı.
Eso y la rapidez del norte, el espíritu vikingo ha dominado Europa.
Atinalı Nikolas ve Viking Svenson'un "karşı karşıya geleceği güreş müsabakası için kullanmasına izin vermiştir."
"cuando dicho Harry Fabian presentará a... Nikolas Vs. Svenson el Vikingo".
Kral Artur ve yuvarlak masa şövelyeleri döneminde, Bir hrıstiyan krallıgı olan İskandinavya tahtına viking bir asi tarafından el konulmuştu. Esi ve çocuğuyla kaçan kral, Britanyanın kuzeyine sığındı.
En la época del rey Arturo y los caballeros de la Tabla Redonda... el rey cristiano de Escandinavia fue destronado por un traidor vikingo... y escapó con su esposa e hijo... por el Mar del Norte, hacia Bretaña.
Viking kanınla her zaman gurur duy evlat. Ama Kamelot'a varana kadar kimliğini saklamak zorundasın.
Se siempre fiel a tu sangre vikinga... y oculta tu identidad hasta llegar a Camelot.
Viking prensi olmanın burda bir anlamı yok.
Aquí no significa nada ser un príncipe vikingo.
Ama hiç viking yardımcım olmamıştı.
Nunca tuve a un vikingo de escudero.
Olmaması daha iyi bu çocuk birçok Viking numarası biliyor.
Este muchacho sabe muchos trucos vikingos.
Hayır bu viking kılıcın hafife alınmayacak birşey olduğunu anlar anlamaz bizde kara şövalyeyi aramaya cıkacağız.
- No, iremos tras ese pillo negro... en cuanto este vikingo aprenda que la espada... no es para untar mantequilla al pan.
- Ama o bir viking.
- ¡ Pero él es vikingo!
O herşeyi bilir. Üstelik bu vikingle ilgili bildiğimiz tek şey sadece bir viking olduğu.
¡ Lo único que sabemos del vikingo es que es vikingo!
Hayır. O Viking, o aşağılık sefil viking. Benimle ayak üstü olabildiğini, burada hep birlikte olacağımızı söylemişti.
- No, a ese vikingo... a ese miserable, y odioso vikingo... me dijo que en Ord sólo habíamos tenido momentos... pero aquí tendríamos mucho tiempo.
- Hayır efendim. Viking başlığını takıp benimde de turnuvada yer almamı istedi.
Dijo que quizá así le entren ideas de hidalguía a mi cabeza vikinga.
Bu o viking.
¡ Es el vikingo!
Kendisinden bir britanyalı olmadığını hatırlamasını istiyorum. Bir viking, babasıyla birlikte sürgünde yaşamaya zorlanmış biri.
Les ruego que recuerden que él no es británico... sino un vikingo que vivió aislado en el exilio con su padre.
Bunu bir kılık değiştirme olarak kullandı ve viking hainiyle işbirliği yaptı. Slaygon babamın tahtına çıkarken, Brack'te sizinkini eline geçirmeyi planlıyordu.
Usaba su disfraz para pactar con un traidor vikingo... y tramaba robarle el trono mientras Sligon robaba el de mi padre.
- Barbar bir viking bundan anlar.
la única que merece este vikingo.
" U.S.S. Milwaukee, S.S. Viking'den telsiz mesajı aldı.
"Crucero Milwaukee obtuvo la posición del Viking antes de perder señal"
" Viking'den iki denizci Milwaukee tarafından kurtarıldı.
" Recogió del mar a dos marineros del Viking.
" Denizciler Viking'den kurtulan olmadığını belirtti.
" Marineros dicen que nadie sobrevivió.
" Viking dev karıncaların istilasına uğradığı için...
" Viking lleno de hormigas gigantes.
Emrim üzerine S.S. Viking donanmanın top ateşiyle batırıldı.
Ordené al crucero que hundiera al Viking.
S.S. Viking üç gün dört gece Meksika'da Acapulco'da demirliymiş.
El Viking estuvo anclado tres días en Acapulco, México.
" S.S. Viking'in sahipleri yükleme sırasında...
" Los dueños dijeron que la bodega No. 1...
Böylece, Viking'ler İngiltere'yi soymak ve yağmalamak üzere yola çıktıklarında kıyıdan çok uzaklaşmadılar. Saldırılarını gece baskınlarıyla sınırlı tutuyorlardı.
Cuando los vikingos zarpaban dispuestos a saquear Inglaterra, jamás perdían de vista la costa, y sus ataques se limitaban a rápidas incursiones nocturnas.
İki aydır Viking Ragnar tarafından zalimce öldürülen iyi kral Edwin için yas tutuyoruz ve hala bunun intikamını almadık.
Llevamos dos meses llorando la muerte del rey Edwin, que fue vilmente asesinado por el cruel vikingo Ragnar, y su desaparición aún no se ha vengado.
Kardeş Godwin, bir oğlum var. Ama Edwin'den değil. Çocuk, Viking Ragnar'dan.
Hermano Godwin, estoy encinta, pero el hijo no es de Edwin, sino de Ragnar, el vikingo.
Kalesi İngiltere'nin en iyi kalesi olmasına rağmen Aella Viking baskınlarıyla başa çıkamıyordu.
Su castillo era el mayor bastión de Inglaterra, pero Aella no pudo poner fin a las incursiones vikingas.
Odinnin de yardımıyla güzel bir Viking Kraliçesi olacak.
Por Odín que será una buena reina vikinga.
Oh, yani bir Viking için.
Para ser un vikingo, quiero decir.
Bir Viking için en kötü şey ne olur?
¿ Qué sería lo peor que podría ocurrirle a un vikingo?
Her Viking Ragnar'ın ölümünün öcünü ister.
Lo que Ragnar quiere es venganza, no llantos.
Ve bu, Aella'ya Ragnar'ın bir Viking gibi ölmesine izin vermesinin teşekkürüydü.
Y esto es el agradecimiento de Aella por dejar que muriese como un vikingo.
Bir Viking için bir cenaze hazırlayın.
Preparad un funeral para un vikingo.
Ben bir Viking'im.
Soy un vikingo.
Bir Viking.
Un vikingo.
O gerçek bir Viking'dir.
Es un auténtico vikingo.
Neden geri döndün, Viking?
¿ Por qué has vuelto, vikingo?
Şu Viking kızı...
En cuanto a la vikinga...
Bu demek oluyor ki, Viking'den hiçbir şey öğrenememişsiniz.
Eso significa que no has aprendido nada del vikingo.
Bir Viking'i konuşturmayı beceremediniz.
No eres capaz de hacer hablar a un simple vikingo.
- Bakın, Viking kızı.
- Mirad, la vikinga.
Çan, Viking.
La campana, vikingo.
Çünkü kocamın sizin becerinize ihtiyacı var, Viking denizciliğinize.
Porque mi esposo necesita vuestra experiencia como marineros.
Evet Viking, soğukkanlı duruyorsun.
Bueno, vikingo, pareces muy valiente.
Viking'den önce Çelik Kısrağa binecek.
Para que cabalgue antes que el vikingo.
Sıra sende, Viking.
Tu turno, vikingo.
Bir Viking gemisi ve mürettebatından fazlasına ihtiyacınız var!
Necesitas algo más que un barco y una tripulación.
Benim bir Viking kılavuzum var.
Ya tengo un navegante vikingo.
Viking gemileri mi?
- ¿ Naves vikingas? ¿ Aquí? - Sí.
Ben bana düşeni yaptım viking.
Yo ya hice mi parte, vikingo.
Ersin Özkul [VIKING] İyi Seyirler.
DEJAME SOLO