Yandım translate Spanish
1,415 parallel translation
Sizi gördüm. Cafe con leche'mi koymaya çalıştım, ve popomun her tarafına döküldü. Çok kötü yandım, bu yüzden aniden döndüm.
Lo vi, y traté de apoyar mi café con leche pero lo derramé y me quemé el trasero, fue por eso.
Yandım anam!
¡ Ah, eso duele!
Dünyayı kurtarmak için yandım ve artık gerçeğim. Acaba neden?
Ardí para salvar el mundo y ahora he vuelto. ¿ Sabes por qué?
- Hayır, kızarmadı... ... güneşten yandım.
- No, no me ruboricé estoy bronceada.
Bugün yeterince yandım zaten.
Ya estoy lo suficientemente quemado.
Senin yüzünden yandım.
¡ Me hiciste desconcentrar!
Yandım.
Me he quemado.
Tanrım, yandım.
¡ Por Dios, tengo tanto calor!
Canın yandı mı? İyi misin? - İyiyim.
- Disculpa. ¿ Estás bien?
- Canım yandı!
Eso duele!
Canım yandı.
¡ Me he hecho daño!
Kötü yandınız mı?
¿ Está usted mal quemado?
Canım öyle yandı ki, paniğe kapıldım.
Me dolía tanto que entré en pánico.
Oh! Canım yandı.
Eso duele!
Canın mı yandı?
¿ Estás herida?
Uçuş kayıtları mı? Hepsi yandı.
Los registros de vuelo se quemaron.
Ama aslında karıma tecavüz eden p.ç'e canı yandığı için yardım ettiğinizi mi söylüyorsunuz.
Pero en realidad ayudan al bastardo que violó a mi esposa porque alguien lo lastimó, ¿ Cierto?
Konuşmam. Sadece canım yandı.
No lo hago, es sólo que me di muy duro.
Askım tutuştu ve kolum yandı.
El cabestrillo se enganchó al quemador. Y entonces se me incendió el brazo.
Canına yandığım!
¡ Que te frell!
Ne oldu, canın yandı mı?
¿ Qué pasó, te hirieron?
Motorlarım yandı.
Demasiado tarde.
Kıvılcım duvarın içine sıçradı, ve yandı.
Prende por dentro de la pared y ¡ paf!
Hay canına yandığım. Ventriküler fibrilasyona girdi.
Oh, mierda está entrando en V-Fib.
- Ayaklarım yandı be!
- ¡ Mis pies se queman!
Çingene, canın yandı mı?
¿ Gipsy, te sientes bien?
Yandı mı?
- ¿ La quemó?
Canın yandı mı?
¿ Te puedes levantar?
Benim başıma hiç gelmediğinden, sana sormayı düşünmüştüm... mermi alnına çarptığında canın yandı mı diye.
Disculpa que te pregunte, a mí nunca me ha pasado - ¿ Duele cuando la bala te alcanza la frente?
Seni ittiğimde canın yandı mı?
¿ Te lastimé cuando te empujé?
Canım yandı!
¡ Eso duele!
Canım yandı.
Eso me dolió.
Çünkü canları yandığında insanlara yardım etmek istiyorum.
Porque quiero ayudar a las personas cuando se lastimen.
Yandım!
Explosión a la vista.
Yandın mı?
¿ Quema?
Kemiğin üstünden geçerken çok fazla canım yandı, fakat.
A los que somos feos como nosotros, nos duelen mucho más.
Gerçekten güzel. Canın yandı mı?
Está realmente bien. ¿ Te dolió?
- Yandığından mı?
Quería que lo oyerais de mí.
"'İsmi verilmeyen bir komşu'Umarım şimdi mutlu olmuşlardır'diye dert yandı.
"'Espero que estén satisfechos, dijo un vecino anónimo ".
Bir gün makineyi açtım ve her şey yandı.
Un día, abrí la cámara y se veló todo el rollo.
Canına yandığım.
Cielo santo.
Hay canına yandığımın!
- No, no.
Banyonun lambası mı yandı?
¿ La luz del baño se ha fundido?
Hayır işiyle ilgili kötü bir deneyim yaşamadım ama bir keresinde ağzım da yandı yani.
Yo no he tenido malas experiencias Aunque un día me pillé los dedos, con el tema de la caridad
Çok canım yandı.
Era verdaderamente dolorosa.
Evim yandı ve kızım öldü.
Mi casa se quemó y mi hija está muerta.
Canın yandı mı?
¿ Te lastimé?
Cipinin ışığının yandığının farkında mısın?
No, no hay llaves aquí. Sabes que tu Jeep tiene las luces encendidas?
O zaman da yandığımı sanmıştım. - Kirk, bu korkunç bir şey.
Esa fue cuando creí que me estaba quemando.
Ama üzülerek bildirmek zorundayım, filmin ilk makarası akşamüstü yandı.
Pero lamento informar que el primer carrete del film se incendió esta tarde.
Yeşil ışık yandı mı dersiniz?
Así hemos llegado hasta la luz verde?