Yavaşlıyor translate Spanish
369 parallel translation
Giderek yavaşlıyor.
Se está enderezando.
Cinnabar yavaşlıyor.
Cinnabar se rezaga.
Tren yavaşlıyor.
El tren se está deteniendo.
Motorları yavaşlıyor.
El ruido de motores se desvanece.
Tren yavaşlıyor mu?
El tren se ha puesto un poco lento?
Korumalar yavaşlıyor.
Los guardaespaldas están parando.
- Bakın, yavaşlıyor.
- Está reduciendo. - No.
Bak, ben böyle yapınca yavaşlıyor.
¿ Ves? Si hago esto, gira más despacio.
Düşüncelerin yavaşlıyor.
Tu pensamiento es más lento.
Gittikçe daha da yavaşlıyor.
Cada vez más lento.
- Yavaşlıyor, Bay Spock.
- Ha reducido la velocidad, Sr. Spock.
Yavaşlıyor.
Está frenándose.
Yavaşlıyor.
Se está frenando.
- Yavaşlıyor.
- Está frenando.
- Süratle yavaşlıyor.
- Está frenando rápido.
Dümdüz giderlerken Douglas yavaşlıyor... ve Thorndyke süpürücü dönüşle roketliyor.
Ahora volvemos a la recta Douglas desacelera y Thorndyke pasa volando hacia el último giro.
Kalp atışları yavaşlıyor.
Está perdiendo pulsaciones.
Yavaşlıyor.
El desacelera.
İtfaiye araçları geliyor ve yavaşlıyor.
Han llegado los coches de bomberos.
- Neden hep, öğle vakti işler yavaşlıyor?
¿ Por qué siempre está tan tranquilo en el almuerzo?
Piyanon burada yavaşlıyor boş bir notası var.
Tu piano tiene una toque lento y un tono plano.
Yavaşlıyor.
Está reduciendo.
Bir sebepten sistemlerimiz yavaşlıyor.
Por algún motivo, nuestros sistemas están cayendo.
- Yavaşlıyor.
- Está desacelerando. - Confirmado, Señor.
Bizi farkedecek. Yavaşlıyor.
Se está parando.
Yavaşlıyor.
Y más despacio.
Beta dalgaları yavaşlıyor.
Las ondas Beta están bajando.
Dirilme evresinden sonra, çürüme büyük oranda yavaşlıyor.
Al revivir... la tasa de descomposición diminuyó substancialmente.
İşte bak saatin giderek yavaşlıyor.
Entonces, tu reloj está atrasándose cada vez más.
Yavaşlıyor.
Está frenando.
Yavaşlıyor.
Su fuerza disminuye.
Yavaşlıyor ve konumunu koruyor Kaptan.
Sigue manteniendo la posición, capitán.
Geceleri zaman ne kadar yavaşlıyor farkettin mi?
¿ Verdad que el tiempo va más lento de noche?
Yavaşlıyor.
Se está deteniendo.
Fırtına yavaşlıyor olabilir.
Amaina la tormenta.
Bunun anlamı büyümem yavaşlıyor, normale dönüyorum.
Me estoy estabilizando, como alguien normal.
Keşif gemisinde motor hasarı var. 0.615 itiş gücüne yavaşlıyor.
La nave sufrió desperfectos graves obligándole a reducir su velocidad.
2.6 saniye sonra, savaş gemisi de tam olarak aynı hıza yavaşlıyor.
Sólo 2,6 segundos después, también los perseguidores reducen potencia.
- Hood itiş hızına yavaşlıyor.
- El Hood ha reducido la velocidad.
Yavaşlıyor!
Va por abajo!
Otonom sinir sistemi çok yavaşlıyor.
Su sistema autonómico baja al mínimo.
Saatte 17 kilometreye kadar yavaşlıyor.
Va a unos 17 km. por hora.
Kalp atışım yavaşlıyor.
Mi ritmo cardiaco está bajando.
Kalp atışları yavaşlıyor. Galvanik cilt yanıtı düşer.
El ritmo cardíaco desciende y también la respuesta galvánica.
- Tumbleweed yavaşlıyor.
- ¡ Tumbleweed está tardando!
Yavaşlıyor.
Más lento.
Kalp atışları düzensiz ve yavaşlıyor.
Su ritmo cardiaco es irregular.
Drazi gemisi yavaşlıyor.
La nave drazi está aminorando.
Kalp atım hızı yavaşlıyor. Sinir iletim aktivitesinde bir miktar artış var ve kortikal dürtü değerleri düzeliyor.
Su ritmo cardíaco está bajando, su actividad neurotransmisora está aumentando y el impulso cortical está estabilizándose.
Beatles, Londra'da bir mağaza açtığında, her şey yavaşlıyor.
En Londres, cuando los Beatles abren una tienda, la ciudad se paraliza.
Motorlar yavaşlıyor.
- Avance lento.
yavaşlıyoruz 16
yavaş 1319
yavas 21
yavaşça 402
yavaş ol 505
yavaşla 327
yavaş konuş 19
yavaş yavaş 157
yavaş git 31
yavaş ol biraz 20
yavaş 1319
yavas 21
yavaşça 402
yavaş ol 505
yavaşla 327
yavaş konuş 19
yavaş yavaş 157
yavaş git 31
yavaş ol biraz 20