Yazdım translate Spanish
11,298 parallel translation
Hayır, sadece "evet" yazdım.
No, solo le puse "Sí".
Tamam mektubu ben yazdım.
De acuerdo, escribí la carta.
Kesinlikle.spencer ile viper75 arasındaki sesli çeti..... izole edecek bir program yazdım.
Así que hice un programa de desfragmentación que aislará... cualquier chat de audio en las partidas entre Spencer y VIPER75.
Neyse ki şanslısınız, çünkü ben bir tane yazdım.
Y tienen suerte, porque he escrito uno.
Notlarımı kenara yazdım.
Es un borrador para el gobernador. Mis notas están en los márgenes.
Buraya yazdım : A-D-A-M.
Lo escribiré aquí :
Makineye son dokunan adamda kocaman bir uçuk vardı ve ona iki kişilik hesap yazdım.
Aunque el último tipo que lo tocó que le cobré doble.
Aynen bunu yazdım. Övünmüyorum, yazdığım şeyi söylüyorum sadece.
No estoy alardeando, es lo que hice.
Sadece "Şimdi aç" yazıyor ki onu da sol elimle yazdım böylece el yazımı tanıyamaz.
que escribí con mi mano mala para que no pudiera reconocer mi letra.
Yazdım.
Bueno, lo hice.
Hayır. İkinci cümleyi yazdım.
No, tengo una segunda oración.
Google'a "kan yemini" yazdım bu çıktı işte.
Googleé "juramento de sangre" y esto es lo que apareció.
Evet, bugün Youtube'da bacakları olmayan bir adam gördüm. O yüzden ona üç damla zamazingo yazdım ve bacakları yerine geldi.
Sí, vi a un tío sin piernas en el metro, le prescribí tres gotas de blablablá y le volvieron a crecer.
Evlilik anlaşmasına ismimi yanlış yazdım hem.
Y escribí mal mi nombre en el acuerdo prenupcial.
Çıkarma üzerine koca bir bölüm yazdım.
Hay un capítulo entero sobre sacar. no!
Bu şarkıyı ben yazdım.
Esta es una canción mía.
Yazdım sonunda.
La obtuve. Finalmente.
Emeklilikten vazgeçme konuşmamı en az 15 defa yazdım.
Yo escribí mi discurso de jubilación unas quince veces.
O mektubu, seni bir daha göremeyeceğimi düşünerek yazdım.
Había escrito esa carta pensando que jamás volvería a verte.
- Senin gibi karakterler yazdım.
- He escrito personajes como tú.
Yeni bir algoritma yazdım ben, çil gibi yüzdeki belirleyici izlerin yerini çıkarıyor ve onları kayıp kişiler veri tabanıyla karşılaştırıyor.
He creado este nuevo algoritmo que señala la localización de lunares, pecas y otras marcas faciales distintivas, y lo coteja con la base de datos de personas desaparecidas.
İlk sevgilimden ayrılmamla ilgili birçok şiir yazdım.
Escribí un montón de poemas sobre la ruptura con mi primera novia,
Teknik sohbet odasına girdim ve ihtiyacımız olan özellikleri yazdım. İsyan'ın 100 kişilik saha ajanı ekibi hemen aramaya koyuldu.
He ido a la sala de tecnología, he escrito las especificaciones que necesitaríamos, y de repente tenía 100 agentes de Mutiny en el terreno investigando.
Başkası listeme bakarsa diye yazdım onu.
Eso solo era en caso de que alguien más viera mi lista.
- İstediklerini yazdım.
- Necesito más. - No hay más.
- Anneme yazdığım mektuplar.
- Cartas, para mi madre.
Fazla ilaç yazdığımı gösteriyor ama bu bir yalan.
Dice que estoy prescribiendo medicamentos de más, pero no es cierto.
Bunu arabamızın arkasına yazdıralım bence.
No sé cómo que todavía no es una calcomanía.
Tüm bunları sana yazdığım için üzgünüm ama konuşabileceğim tek insan sen kaldın. Şu karanlık delikteki tek ışık.
Perdona por desahogarme contigo con todo esto... pero tú eres con la única con que puedo hablar,... la luz en este agujero oscuro.
Hiç yeni şarkı yazdın mı?
¿ Has escrito canciones nuevas?
Tamam, sizi yazdıralım.
Bueno, firmen.
Ne yazdığı umrumda değil, Umarım işin bitene kadar buralarda kalırsın.
Independientemente de lo que diga, espero que te quedarás aquí hasta tu trabajo esté terminado.
İsmimi duvara yazdırmak için onu kullanmadım. "
Así no fue como conseguí mi nombre en la pared ".
Söyleyin bana, Bay Litt, gerçekten hukuk fakültesinden mezun oldunuz mu yoksa antetli kağıtlara isminizi parayla mı yazdırdınız?
Dígame, señor Litt, ¿ de verdad se graduó de la facultad de derecho, o solo se compró su camino hacia el membrete?
Bayan Diallo eğitimsiz Afrikalı bir kadının başkasına yazdırmadan ya da tarafınıza yardım olmadan otobiyografi yazdığınıza inanmamızı mı bekliyorsunuz?
- Srta. Diallo, ¿ va a hacernos creer que una mujer africana sin educación ha escrito una autobiografía sin ningún escritor por encima o entrenada por la parte interesada?
- Evet ben yazdım.
Sí.
- Bunu yazdıralım bakalım nereden çekildiğini bulabilecek miyiz.
Imprimamos esto, veamos si podemos hallar dónde fue grabado.
Ama şunu biliyorum ki, benim mesajlarda yazdıklarım kaliteli bir düşünce yapısıyla destekleniyor.
Sí que sé, sin embargo, que la mía está fundamentada en ideas de calidad.
Fransa ile olan ittifakımız tehlikede, bu ülkeyi yönetmek için yazdığı kurallar ise yarım kaldı.
Nuestra alianza con Francia está en peligro, las leyes que estaba autorizando para gobernar esta tierra quedan sin terminar.
Bir de, özgeçmişime yazdığım kendime has marifetlerim var.
los puntos fuertes en mi currículo.
Steve, matrisi yazdırır mısın?
Steve, imprime esa matriz, ¿ quieres?
Bana bir şey yazdın mı?
¿ Me has escrito algo?
'Kağıda yazdığım her kelime sınırdan geriye doğru atılan bir adım gibiydi.
Cada palabra que escribía en el papel era dar un paso atrás desde el borde.
Mektupta yazdıklarım... sence bir anlık mıydı?
Lo que escribí en esa carta... ¿ crees que fue un impulso?
Bayılacak kesin. Bir arkadaşıma adını yazdırdım.
Le encantará.
Bu 14 yıI içinde senin hakkında yazdığım üçüncü yazı.
Esta es la tercera vez en 14 años que estoy escribiendo sobre ti.
O, insan iskeleti hakkında Christine'e yazdığım... -... şarkının sözleri.
Es la letra de una canción que estoy escribiendo para Christine sobre el sistema esquelético humano.
" Hector, sana neden yazdığımı bilmiyorum...
" Héctor, no sé por qué te estoy escribiendo.
- Yazdığımız kodlar daha iyi.
- Nuestro código es mejor.
Yazdıklarım doğru.
Es completamente impreciso.
Gücümden vazgeçtiğimi yazdı ama o olmasa bunu asla yapamazdım.
Escribió que renunciara a mi poderío, una elección, que a diferencia de él, no hubiese hecho.