Yazdın mı translate Spanish
3,123 parallel translation
Hepsini yazdın mı?
¿ Lo has escrito todo?
Doğru yazdın mı yani?
¿ Lo tipeaste bien?
Benim hakkımda da şiir yazdın mı?
¿ Has escrito poemas sobre mí?
- Ona geri yazdın mı?
¿ Ya le respondiste?
Çek yazdın mı?
- ¿ Escribiste el cheque?
Yazdın mı? Hayır!
¿ Me visitaste?
Yazdın mı?
¿ Escribiste?
Bugün çok yazdın mı?
¿ Escribiste mucho hoy?
Hayır. Sana yazdığım kadarını göstermek istiyorum.
No, quiero mostrarte lo que tengo.
Yazdıklarını okudum. Yazarlar grubu toplantılarıma götürdüm. - Langdon'la tanıştırdım.
Leí tus borradores, te llevé a mi grupo de escritores, te presenté a Langdon.
Bir kitap yazdım ve insanların hoşuna gitti.
Escribí un libro, y a la gente les gusto.
Benim yazdığımı düşündüğünde bana öyle bir baktın ki...
Y entonces la mirada, la forma en que me miraste cuando tu pensabas que era mío...
İnternet üzerinden yaptıklarınız, yazdığınız bloglar ; dijital aktvisim. Hükümetin üstünde bir etkisi var mı?
¿ está su tipo de blogging, su activismo en la esfera digital, está teniendo un efecto en el gobierno?
Numarasını yazdım.
Te he anotado su teléfono.
Jamie Tworkowski, uyuşturucu bağımlısı ve bipolar bozukluğu olan ve arkadaşlarının yardımıyla düzelen Renee Yohe adındaki bir kızın hikayesini yazdı.
Jamie Tworkowski escribió la historia de una chica local, Renee Yohe, que sufría de adicción, depresión y trastorno bipolar y se desintoxicó con la ayuda de sus amigos.
Bu saçmasapan şiirler dışında, yazdığın bir şeyler var mı?
Aparte de estos poemas ridículos, ¿ qué más has escrito?
Sonra birden gittin ve bizim hakkımızda bu boktan kitabı mı yazdın?
¿ De repente escribes un maldito libro sobre nosotros? !
Bak, adını üstüne yazdırdım.
Mire, tiene su nombre grabado.
Buradaki şarkıları da mı sen yazdın?
¿ Y también todas estas canciones de aquí?
Yemin altında iken ne tur sorular sorabileceklerini düşündüm ve bazı zarar getirmeyecek cevapları altına yazdım
Estuve tratando de anticiparme a las preguntas que te har � n. Y escrib � algunas posibles respuestas.
Hepiniz söylediğim her şeyi yazdınız mı?
Ha escrito Ail todo lo que he dicho?
Majeste benim tarihimi de yazdınız mı?
Su Alteza tienen también escrito mi historia?
Siteme parfümden kişilik analiziyle ilgili bir yazı yazdım. Göz atmalısın!
Escribí en el blog acerca de la identificación de perfumes. ¡ Deberías buscarlo!
Neden olmasın? Sokaklarda 14 seneden sonra, çoğu zaman, haklarında yazı yazdığım dedektiflerden daha iyi kaynaklarım vardı.
Después de 14 años en las calles la mitad del tiempo tenía mejores fuentes que los detectives sobre quien escribía.
Onun kitabını ben yazdım. Ve böylece güvenini kazandım. Bir de yöneticilerin olduğu katta bir ofis.
El primer libro que le escribí me valió su confianza y un despacho en la dirección.
Bu adamın daha önce yazdığı ve benim yatırımcılara bir türlü satamadığım sanatsal eğilimli saçmalıklarla geçmişte iyi geçinmiş olma ihtimalinin olduğunu biliyor musun?
- Gracias por el entusiasmo. - Antes eras imposible de tratar... Y escribías toda esa mierda artsy-fartsy que... hacía imposible conseguir un inversionista.
Zamanımı boşa harcamayı sevmem ama oldukça iyi yazdığını farkettim.
No me gusta alagar inútilmente, pero encuentro que escribes bastante bien...
Baba, lütfen, senin yazdığın her şey doğru mu yoksa süslenmiş yazılar mı?
Papá, por favor, ¿ todo lo que escribes es cierto? ¿ O está embellecido?
Ama sana okuttuktan sonra sanırım senin yazdığın Brooke'u daha çok seviyorum.
Como lo compartí contigo, creo que me gusta más tu versión.
Daler diyemem ama kınayla elime senin adını yazdırdım.
No se si Daler pero yo me he tatuado con henna tu nombre...
Video oynatıcımın o'nun yazdığı cinayet filminin son beş dakikasını kesmesi yüzünden katilin kim olduğunu asla bilemeyeceğim.
Mi vídeo solía cortar los últimos cinco minutos de "Se ha escrito un crimen", y nunca sabía quien era el asesino.
Ama az önce daha iyi hissettiğini söyledin. Ki bu da sana yazdığım ilaçları aldığını gösterir.
Pero has dicho que te sentías mejor, lo que significaría que estás tomando la medicación que te corresponde.
Bunu bir Transformer'ın mı yazdığını söylüyorsun?
¿ Estás diciendo que un "Transformer" escribió eso?
Yazdığım bir deneme yazısını sana göndereceğim, dalga geçmek yok.
No te burles de mí, pero te enviaré el ensayo que escribí.
Takip eden 8 ay boyunca prenslere başsağlığı mektupları yazdım ve "Candle in the Wind" şarkısını durmadan, ardı ardına dinledim.
Me pasé los siguientes ocho meses escribiéndole cartas de condolencias a los dos príncipes y escuchando constantemente "Candle in the wind".
Son gösteri sırasında hakkımda bloguna mı yazdın?
¿ Blogueaste sobre mí durante la actuación?
'Bir arkadaşım, bu taşı bana hediye olarak yaptı ve şimdi, taşın üzerinde "Uçmak için doğmuş" yazdığından dolayı evimin tam önüne koyuyoruz.
Pone "Nacido para volar", así que vamos a ponerla justo delante de mi casa.
Numaraya yazdım ve Sharon'ın kızlarını alan bütün adamları buldum.
Tecleo el número... Y tengo a cada hombre que haya requerido los servicios de alguna de las chicas de Sharon.
Bakın... orada herşeyi açıkça yazdım, Bayan Parsons, bu benim hayalimdeki iş.
Mira. Voy a ser sincero, Srta. Parsons. Este es el trabajo de mi vida.
Sonra senin yazdığın kitabı yayınlamam gerektiğini söyleyen, nerden geldiği belli olmayan bir telefon aldım.
Luego me llega una llamada diciéndome que autopublique tu libro.
Hayatımın geri kalanını devasa plastik bir balonun içinde geçireceğim gerçeğinden beni korumaya çalışıyorsunuz. Tam yazdığım filmdeki gibi.
Estáis ocultándome que tendré que pasar el resto de mi vida metido en una burbuja de plástico gigante, como la película que estoy escribiendo.
Yazdığım ilacı alın ve 24 saat sigara içmeyin.
Llena esa receta que te di y no fumes por 24 horas.
Mektubu neden yazdığımın önemi yok.
No importa porqué lo escribí.
Kate e yazdıklarını mı?
¿ Sus cartas a Kate?
ben sadece tek bir mektup aldım. gelemeyeceğini yazdığın mektubu.
Recibí una que decía que no ibas a venir a Nueva York.
babamın kalp krizi geçirdiğini yazdığım mektubu almadın mı yani?
¿ La que decía que mi padre tuvo un ataque al corazón?
Ulay'dan ayrıldıktan sonra hayatımın en dramatik dönemini geçirdim. Günlüğüme şöyle yazdığımı hatırlıyorum : " 40 yaşındayım, şişmanım çirkinim ve arzulanmıyorum.
- Después de la separación con Ulay vino el momento más dramático de mi vida recuerdo haber escrito en mi diario que tenía 40 años, estaba gorda, fea y no querida.
Senin yazdığını anlamıştım.
Pensé que era cosa suya.
Eğer başka astım ilâcını reçeteye yazdığını duyarsam, andolsun... Seni öldürür. Deli o!
Y si me entero que prescribe cualquier otro medicamento para el asma, le juro... que le va a matar. ¡ Está loco!
Varlığın Doğuşu diye bir kitap yazdım.
Escribí un libro, Nace una presencia.
Ona biraz tavsiye verdim, onu Yeni Başlangıç kursuna yazdırdım ve kısa süre sonra kasabanın en gözde mekânını işletiyordu.
Le di algunos consejos, los puso en práctica a través del programa Nuevo Comienzo, y muy poco después, estaba liderando el sitio más popular de la ciudad.