English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yemeyecegim

Yemeyecegim translate Spanish

506 parallel translation
Bu akşam akşam yemegini yemeyecegim ve erken dönecegim
Voy a saltarme la cena esta noche y volveré temprano.
- Asla domuz eti yemeyecegim.
- Ni comeré cerdo.
- Yemeyeceğim. Sana seninle konuşmuyorum dedim!
No voy a comer. ¡ Te dije que no hablaba contigo!
Ben yemeyeceğim.
No estamos comiendo.
8'e kadar yemek yemeyeceğim.
No ceno hasta las 8 : 00.
8'e kadar da yemeyeceğim.
No cenaré hasta las 8 : 00.
Bu arada, akşam yemeği evde yemeyeceğim.
Y por cierto, no vendré a cenar a casa.
Kesinlikle yarın Londra'da seninle öğle yemeği yemeyeceğim ve şimdi de iyi geceler dileyeceğim.
No pienso almorzar contigo en Lond en Londres, mañana.
Bir hücrede oturup kafayı yemeyeceğim.
Jamás me sentaré en una celda hasta volverme loco.
- Yemeyeceğim.
- No lo haré.
Yemek yemeyeceğim.
No voy a almorzar.
Fazla yemeyeceğim Charles.
Sólo tengo tiempo para un aperitivo.
Şimdi yemeyeceğim.
No, no voy a comer.
Onu yemeyeceğim, merak etme.
No me lo voy a comer.
Joe, sen yemezsen ben de yemeyeceğim.
Si tú no comes, yo tampoco.
Yemeyeceğim.
No lo comeré. ¿ Por qué?
Bu akşam yemek yemeyeceğim.
No quiero cenar esta noche.
Akşam yemeği yemeyeceğim. Bütün bu heyecan.
No me apetece cenar.
Gaz yapan fasulyeden yemeyeceğim.
Las alubias me revuelven las tripas.
Yemeyeceğim!
¡ No!
Yemeyeceğim.
No comeré.
Vallahi bir daha dana eti yemeyeceğim.
Te juro una cosa, Marguerite. Créeme. No comeré más ternera.
Üzgünüm, ben bir şey yemeyeceğim.
No puedo comer nada más.
Yemeyeceğim!
Pues yo no como. Ok, de acuerdo.
Gübreyi kürekle atacağım, Taras, ama onu yemeyeceğim.
Puedo levantar el estiércol, Taras, pero no lo comeré.
Yarına kadar yemek yemeyeceğim.
No comeré nada más hasta mañana.
Bu akşam yemeyeceğim.
Creo que esta noche no cenaré, señor Cosgood.
- Seninle yemeyeceğim. - Tamam.
- Hoy no puedo comer contigo.
Ellenmiş yiyecekleri yemeyeceğim.
No tocaré esa comida contaminada.
- Açarım ama yemeyeceğim.
- Lo destapo, pero no me lo comeré.
Yemek falan yemeyeceğim!
¡ Esto no es una cena!
Ben yemeyeceğim. Paris'e gidiyorum.
No voy, me voy a París.
- Elini yemeyeceğim ki.
- No me la voy a comer.
Yemeyeceğim işte!
¡ No como, no como, no como!
Hayır, siz yiyin. Ben yemeyeceğim.
- No, no nada, procedan.
Beni bir gün yemeğe davet edersen kesinlikle içinde yumurta olan bir şey yemeyeceğim.
Si alguna noche me invitara Ud. a cenar, le aseguro que no pediría tortilla. - Pero Ud...
Senin gibi konuşan biriyle yemeyeceğim.
No comeré con nadie que me hable así.
Sağ ol yemeyeceğim.
¿ No?
"Sınıfta yemek yemeyeceğim." yaz.
"No comeré en clase"
Söz veriyorum, "F" ile başlayan hiçbir yemeği yemeyeceğim. Örneğin, tavuk.
No como nada que empiece por F. Como el pollo.
- Yemeyeceğim.
- ¡ No voy a comer!
- Asla domuz eti yemeyeceğim.
- Ni comeré cerdo.
Onu yemeyeceğim!
No lo comeré.
Bir şekilde? O tabaktakini yemeyeceğim, sorduğunuz buysa.
Comeré otro que no sea ese.
Bırak bu pozları. Bir daha asla balık yemeyeceğim.
No seas tan melindrosa, mujer.
Yemeyeceğim?
¿ Tengo que comérmela?
Virginia'dan ayrıldığımda yemin ettim. Yaşadığım sürece asla başka sincap yemeyeceğim.
Cuando me fui de Virginia, juré no comer otra ardilla nunca más.
Ispanak yemeyeceğim.
No voy a comer ninguna espinaca.
- Ben yemeyeceğim. - Nerede o?
- Crees que yo comeré esto.
Merak etme, seni yemeyeceğim.
No te preocupes, no te voy a comer.
Ben yemeyeceğim.
No me la voy a comer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]