Yerler translate Spanish
4,735 parallel translation
İnsanların yabancılarla gizli ilişkiler yaşadığı yerler gibi yerlerde aradım onu.
En las noches de amores clandestinos entre esos cuerpos anónimos pienso que puede estar ahí esperándome,
En iyi yerler bulunması zor olanlardır.
Bueno, los mejores lugares son los más difíciles de encontrar.
Tam da Helen Crowley'nin bize şirket aldırdığı yerler.
Exactamente los mismos lugares donde Helen Crowley nos tuvo comprando empresas.
- Evet, İskoçlar dövüşmeyi sever. Fazla kızartılmış Mars Bars yerler. Bir de İngilizler hiçbir konuda yanılmaz.
A los escoceses les gusta pelear y comer barras de Mars fritas, y los ingleses nunca se equivocan en nada.
Efendim, irtibat olduğum yerler içinde en fazla burada zevk aldım.
Señora, de todos los lugares en los que he hecho de enlace, este es en el que más he disfrutado.
Sayın Yargıç, yeni projelerine koydukları yeni yerler ile biz sadece aldıkları mülkün yeniden gözden geçirilmesini istiyoruz.
Su señoria, basado en la nueva perspectiva Realizada en su proyecto Estamos simplemente pidiendo el recurso de revision de la propiedad que ellos están tomando.
Sadece halka açık yerler değil bir de kameraların en yoğun olduğu bölgeler.
Los lugares no son elegidos al azar, tienen cámaras en puntos concretos.
Seni burada çiğ çiğ yerler.
Te van a comer viva aquí afuera.
Donovan, "Gideceğin Yerler" demişsin.
Donovan, tú dijiste, "¡ Los lugares a los que vas a ir!"
Keşke Dr. Seuss "Gitmemem gereken Yerler" diye bir kitap yazsaydı.
Ojalá el Dr. Seuss hubiera escrito un libro acerca de los lugares a los que no debería haber ido.
Bence buralar Peloton tarafından kullanılan yerler.
Creo que estos eran lugares usados por Pelotón.
Kullanabileceği bazı yerler bulduk.
Tenemos pistas sobre lugares que podría utilizar.
Buralar ufak yerler.
Estos pueblos son muy pequeños.
Sorguladım kadını ama hikayesinde yerine oturmayan yerler var.
La interrogué, pero hay algo de su historia que no suena correcto.
O senin için iyi bir arkadaş ve ben de yeni yerler denemek istiyorum
No. Ha sido una gran amiga para ti, y quiero probar algún sitio nuevo.
Kısacası bütün güzel yerler bizde.
Básicamente, todas las cosas buenas.
İçki içmek için çok daha güzel yerler var.
Hay sitios muchos mejores para tomar una copa.
Başka yerler bul, Sean.
- Busca otro maldito lugar, Sean.
Buradan daha kötü yerler var.
Hay sitios peores.
Yol üzerinde silah alabileceğimiz yerler de var mı?
¿ Habrá lugares también para conseguir armas, pistolas, algo así?
Şu aklına gelen yerler beni kıllandırdı.
La parte de "tener un presentimiento" también suena sospechoso.
Yerler çiş gibi kokuyor.
- No, mentira.
Kendini ifade ettiği yerler çok nadirdir.
Es reservada y rara vez expresa sus emociones.
Çiğ çiğ yerler.
Olvídalo. Déjalo.
Gitmem gereken yerler var.
Bueno, tengo sitios a los que necesito ir.
Chickasaw asla gitmeyeceğim yerler listesinde.
No, estoy bastante seguro de Chickasaw está en mi lista de lugares para nunca jamás.
Ve Abbott Evi bana bunu yapmak için bir şans verdi. Şimdi mutfağımda ders programı ve diğer yerler için izinleri hazırlıyorum, sonuç olarak şu an bunun gibi beş yeri işletiyoruz.
Me dieron la oportunidad de hacerlo y ahora nos está yendo muy bien con eso estamos abriendo 5 hogares nuevos ahora.
Büyüdüğüm zaman gitmekten en çok hoşlandığım yer Indian Dunes'tur. Artık buralarda böyle mekanlar bulmak imkansız, ve ne biliyor musunuz, buna benzer yerler bulmaya ihtiyacımız var. Bu duyguyu yeniden canlandırmalıyız böylece bilirsiniz, bunu çocuklarımıza devredebiliriz.
Cuando era chico mi lugar favorito era Indian Dunes ya no hay lugares como ese, tenemos que encontrar un lugar así necesitamos recrear eso, ese sentimiento así podemos, ya sabes, pasárselo a nuestros hijos.
Aygırın kayda son yakalandığı yerler ; burası, burası ve burası.
La última parte de la grabación es aquí.
Şu anki yaşantımızı korumamız önemli, bunun farkındayım fakat başka yerler de keşfetmek istiyorum.
Sé que es importante asegurar nuestras vidas aquí... pero me encanta explorar otros lugares.
Orada herkesle sorun yaşadığından ötürü özlem doludur. Bazı yerler ve tarihi.
Puede que se sienta nostálgico después de putear a todo el mundo allí.
Sen bana bazı isimler, bazı yerler ve bir parçada öykü anlattın.
Me has dado los nombres, los lugares, una pequeña historia.
Ayrıldıklarında ağlarlar ve kafayı yerler.
La gente llora y se pone frenética... cuando rompen.
Yerler kaygan.
¡ Esto resbala!
Evenkilerin gidemeyeceği bazı yerler vardır.
¿ Por qué? Hay algunos sitios a los que los Evenki no vamos.
Sadece emekleyebiliyor ve yerler de yapışkan.
Solo está gateando, y los pisos son pegajosos.
Cidden ama. Ayaklarını sürüyerek yürüyorlar sürekli inliyorlar ve fırsat bulsalar başının etini yerler.
Se mueven arrastrándose despacio, gimen mucho y, si les das la oportunidad, te arrancan la oreja.
Ve şimdi yerler değişti ve onun sana ihtiyacı var.. .. ama sen bunu göremeyecek kadar Şerif olmakla meşgulsün.
Y ahora que las cosas han dado la vuelta, y ella te necesita a ti, estás demasiado ocupado haciendo de sheriff para siquiera darte cuenta.
Kalacak yerler konusunda konuşmak istiyorum. Yaşadığın konutun, mesela.
De todas formas, me gustaría hablar de un convenio tu residencia, por ejemplo.
Eğitim alanları var, ayrıca adamlar için kalacak yerler.
Hay áreas de entrenamiento, lugares para quedarse para los hombres.
Umarım yerler.
Esperemos que se lo crean.
Gerçek kurt sürülerinde Omegalar günah keçisidir. Arta kalanları yerler sürünün geri kalanları tarafından istismar edilirler.
En las manadas de lobos, los Omega son chivos expiatorios los últimos en comer los maltratados por el resto de la manada.
Kurbanların verildiği yerler genellikle cesetlerin bulunduğu yerlerden farklı oluyor.
Los sacrificios se cometieron generalmente donde no se encontraron los cadáveres.
Bir kisi hakkinda bilmek isteyecegin her türlü seyi içeren veri. Nerede yasarlar, çalisirlar, markete giderler, yerler? Ne kadar para kazanirlar?
Cualquier cosa que quieras saber sobre una persona dónde vive, trabaja, compra, come, cuánto ganan, cómo votan y más cosas.
Gtimem gereken yerler, iletişime geçmem gereken insanlar var.
Tengo sitios en los que estar, gente a la que ver.
Bazı boş yerler var, Efendim.
Tengo varios asientos, señor.
Geri kalan yerler güvende.
El resto del lugar está despejado.
Bitesiye kadar yerler.
Digiérelo.
Tarihler, zamanlar ve yerler.
Detalles. Fechas y horas y sitios.
Yerler buzdu.
Estaba helado.
Balinalar büyüktür ama genelde plankton yerler.
Las ballenas son enormes, pero principalmente comen plancton.