Yetenekli translate Spanish
5,985 parallel translation
- Tabii ki. Son derece yetenekli biriydi.
Ella era extremadamente talentosa.
- Annen çok yetenekli.
¡ Tiene mucho talento!
Seninle o yetenekli mühendis arasındaki Çin seddini koruyacağım.
Mantener la Muralla China entre tú y ese ingeniero corrupto.
Yalnızca görevimi tamamladım... Bu pervasız savaşı sona erdirmek amacıyla taca hizmet etme görevine hazır olduğu söylenen genç ve yetenekli bir ajanı işe aldım.
Recién he completado mi misión el reclutamiento de un joven y talentoso agente dispuesto a aplicar esos talentos al servicio de la corona con el objetivo de terminar esta excesiva guerra.
Hayır, Anton kadar yetenekli olduğun zaman, önünde bir sürü seçenek vardır.
No, cuando se tienen habilidades como... como las de Anton, se tienen opciones.
Ve ikimizde kimin daha yetenekli olduğuna, Karar vermek için oylama yapmanın komik, saçma ve kendini beğenmiş bir durum olduğuna karar verdik.
Y nos hemos dado cuenta de que obligaros a votar por quién es més talentosa es solo, es completamente rídiculo, improductivo y narcisista.
O çok yetenekli bir dedektif.
Es una detective con mucho talento.
- Bankanı boşaltabilecek kadar yetenekli.
- Ese chico tiene el nivel... para vaciarte tus cuentas como si nada.
Yetenekli olduğunu biliyordum... ama anladığım kadarıyla,... herşeyi kopyalamaya başarmış.
Sabía que era talentosa, pero por lo que puedo decir, ella capturó todo.
Senin gibi yetenekli bir profesyonele ihtiyacım var.
Jang Sa Jang, eres un hombre talentoso...
Caleb Brewster, buralarda kadınların yarısından daha cesur ve yetenekli olduğunu bildiğim başka bir adam düşünemiyorum.
Caleb Brewster, no se me ocurre un hombre en los alrededores más valiente y más capaz que la mitad de las mujeres que conozco.
Yetenekli bir grafik sanatçısı.
Es una talentosa artista gráfica.
Çok yetenekli.
Mucho talento.
O akıllı, atılgan, yetenekli, ancak... aynı zamanda sürekli kavgaya hazır bekliyor.
Es inteligente, agresiva, es talentosa, pero... también tiene un chip realmente enorme en el hombro.
Zaman yetenekli olduğum bir alan değildir, Begum.
El tiempo es un regalo que no me van a hacer, Begum.
Dövüşçüleri yetenekli.
Sus hombres son hábiles.
Sen yetenekli bir kodcusun ama şu an bir engelsin.
Eres una programadora con talento, pero ahora mismo eres un cuello de botella.
Parsa'nın dizüstü bilgisayarındaki dosyaların şifresini kırmaya çalışıyorum ve fazladan çok yetenekli parmaklar takımına ihtiyacım var.
Bueno, estoy intentando desencriptar los archivos del portátil de Parsa, y necesito un juego extra de dedos muy habilidosos.
Sizden belki daha yetenekli olduğunu düşündünüz mü?
¿ Creyó que, quizás, ella tenía más talento que usted?
Sizden belki daha yetenekli olduğunu düşündünüz mü?
¿ Creías que era quizá más talento que tú?
Onlar yalnızca onun kendilerinin ne kadar yetenekli olduğunu söylemesini istediler.
Sólo querían que dijera lo talentoso que eran.
- Çok yetenekli bir aktris.
- Es una actriz con varios matices.
Bir avuç, yetenekli şerefsizler işte.
- Son un montón de imbéciles de primera.
Baban çok olduğunu söyledi yetenekli, ama hiç bir fikrim yoktu.
Su padre dijo que era muy talentoso, pero no tenía idea.
Karşı İstihbarat'ta bayağı yetenekli biriyim, Arkady Ivanovich.
Resulta que se me da muy bien la contravigilancia, Arkady Ivanovich.
Sen yetenekli bir programcısın ama şu an bir darboğaz yaşıyorsun. Kovuldun.
Eres una programadora con talento, pero ahora eres el cuello de botella.
O zaman onun gerçekten yetenekli olduğunu fark ettim.
Esa vez, pensé que ese niño era auténtico.
Bonheur'da eğitim aldığına göre yetenekli olmalı.
Bueno, ya que él entrenó en Bonheur... sus habilidades deberían estar a ese nivel, ¿ verdad?
Ama inanın bana oldukça yetenekli başka kişilerle de çalışıyoruz.
Pero le aseguro que estamos trabajando con otros individuos muy dotados.
Son derece yetenekli olmasaydı Cooper'ların yanına yaklaşmasına bile izin vermezdim.
No la dejaría acercarse a los Cooper si no fuera sumamente capaz.
Fakat son derece yetenekli olmasaydın yanına yaklaşmana bile izin vermezdim.
Pero nunca te dejaría acercarte si no fueras sumamente capaz.
Senatör kendi başının çaresine bakma konusunda bayağı yetenekli birisi.
Es perfectamente capaz de cuidar de sí misma.
Garip bir biçimde yetenekli.
Singularmente dotada.
Yetenekli bir şarap imalatçısı olduğu su götürmez.
En efecto, un talentoso viticultor.
Kesiklerin şekline baktığımızda, adamın bıçak kullnma konusunda bayağı yetenekli olduğu anlaşılıyor.
La forma en que están cortados... el asesino es hábil con el cuchillo.
Bu kadar yetenekli birine yakışmayacak bir hamle.
Poco frecuente en alguien tan talentoso.
Yetenekli biri.
Alguien con talento.
Gençtir ama S.H.I.E.L.D.'ın en yetenekli bilim adamıdır.
Es joven, pero el más talentoso de los científicos en S.H.I.E.L.D.
Senin de bu konuda çok yetenekli olduğun söylenemez.
¿ Y supongo que tienes un verdadero don para ello?
Yalnızca görevimi tamamladım... Taca hizmet etme görevine hazır olduğu söylenen genç ve yetenekli bir ajanı işe aldım.
Recién he completado mi misión el reclutamiento de un joven y talentoso agente dispuesto a aplicar esos talentos al servicio de la corona.
Oldukça yetenekli bir adamım. Beni istediğiniz işte kullanabilirsiniz.
Así que úseme astutamente porque soy un hombre altamente capaz.
Senin gibi yetenekli bir adam denizden neden kaçtı?
¿ Por qué un hombre tan capaz... le da la espalda al mar?
Yani, kim... Kim böyle bir şey yetenekli olacak?
Quiero decir, ¿ quién... quién sería capaz de hacer algo así?
Çok yetenekli bir memur.
Un oficial muy eficiente.
Tamam ama kendi kızı bile adamın yetenekli bir yalancı olduğunu söylememiş miydi?
Vale, ¿ no decía su propia hija que era un mentiroso experto?
Daha sen bile farkına varmadan ne kadar kibar, harika yakışıklı ve yetenekli biri olduğunu anlayan birini bulacaksın.
Antes de que te des cuenta, la vas a encontrar, alguien que aprecie lo amable, asombroso y guapo que eres y el talento que tienes.
Yetenekli bir kopyası.
Es una muy buena falsificación.
Ancak, çok yetenekli bir cerrahsın.
Pero es un cirujano muy competente.
- Hazır mısın, yetenekli bahçıvan?
- Listo, ¿ manos de jardinero? - Sí.
Max gibi arada kalmış, yetenekli ve becerekli fakat sizin de söylediğiniz gibi ekstra ilgiye ihtiyaç duyan çocuklar için.
Para los niños como Max que, ya sabes, tienen un don y les va bien pero que necesitan extra atención, com tu dices.
Bu yetenekli ve mizahi bir kopyası.
Esta es una satírica y talentosa copia.