Yok bir şeyim translate Spanish
3,991 parallel translation
Yok bir şeyim, iyiyim.
Estoy bien. Estoy bien.
Yo, yo, bir şeyim yok.
No, no, estoy bien.
Söyleyecek başka bir şeyim yok.
No tengo nada más que decir.
Benim öyle bir şeyim yok.
No tengo.
- Bir şeyim yok.
- Está bien.
Sana diyecek bir şeyim yok.
No tengo nada que decirte.
Şimdi sırtımdaki urbadan başka bir şeyim yok.
Ahora no tengo nada excepto la schmatta en mi espalda.
Söyleyecek bir şeyim yok.
No tenía nada que decir.
Benim saklayacak bir şeyim yok.
No tengo nada que ocultar.
Rose, verebileceğim bir şeyim yok.
Rose, no tengo nada para darte.
Size söyleyecek hiç bir şeyim yok.
No tengo nada para usted.
Bir şeyim yok.
Estoy bien.
Bir şeyim yok.
- Estoy bien.
Yaşlı kadınlara özel bir şeyim yok.
No es que me gusten las mujeres mayores.
Bir şeyim yok.
No, estoy bien.
Bir şeyim yok ama işimi sağlama almak için anjiyo yaptıracağım.
Estoy bien.
Size söyleyecek bir şeyim yok.
No tengo nada que decirles.
- Söyleyecek bir şeyim yok.
- No voy a decirles una mierda.
Çalıştığı insanların isimlerini vermesi için onu zorlayacak bir şeyim yok.
No puedo conseguir exactamente su a renunciar a los nombres de la gente que ella está trabajando.
Yo, yo, bir seyim yok.
Oh, no, no, estoy bien.
Verecek bir şeyim yok.
No tengo nada que dar.
- Bir şeyim yok mu yani?
¿ En serio? ¿ Estoy bien? - Estás bien.
- Benim bir şeyim yok.
No me pasa nada.
Saklayacak bir şeyim yok.
No tengo nada que ocultar.
- Ama saklayacak bir şeyim yok.
Pero no tengo nada que esconder.
Çoktan aidatı ödediysen artık yapacak bir şeyim yok.
Si ya has pagado tu deuda, supongo que no puedo hacer nada al respecto.
Diyecek bir şeyim yok.
No tengo nada que decir.
Başka yapabilecek bir şeyim yok.
No puedo darme el lujo de hacer otra cosa.
Söyleyecek bir şeyim yok.
No tengo nada más que decir.
Cidden, bir şeyim yok.
En serio, estoy bien.
Bir şeyim yok. İyiyim. - İç şunu.
Está bien, no pasa nada.
Bir şeyim yok.
Está bien.
Saklayacak bir şeyim yok.
No hay nada en él. No tengo nada que esconder.
Evde durup da beklemekten başka yapacak bir şeyim yok. Bir leyleği, bir de seni bekliyorum.
No tengo nada que hacer en casa salvo esperar a la cigüeña... y a ti.
- Bir şeyim yok.
No es nada.
Ama bir şeyim yok.
Pero estoy bien.
Saklayacak bir şeyim yok. Buyur, kendi malınmış gibi.
No tengo nada que ocultar.
Dün de, ondan önceki gün de bu odaya her girdiğinde söylediğim gibi sana söyleyecek bir şeyim yok!
Te lo he dicho, no tengo nada que decir. ¡ Lo mismo que ayer y que antes de ayer y cada vez que has estado en esta habitación!
Benim hiç bir şeyim yok. Benim için ulaşılmaz bir konumdalar.
Siento como si ustedes estuvieran muy lejos de mí.
Bir şeyim yok.
Estoy completamente bien, ¿ de acuerdo?
İlk bakışta, Ron Swanson'la benim ortak bir şeyim yok gibi görünüyor. ama Webster Sözlüğü'ne göre "dost..."
A primera vista, puede parecer como si Ron Swanson y yo no tuviésemos nada en común, pero el diccionario Webster define "amigo"...
Ama bugün istiyorsanız peşime düşün. Saklayacak bir şeyim yok.
Ven a buscarme si quieres.
B - Bir şeyim yok, Retz.
Estoy bien, Retz.
Oh, bir şeyim yok.
No es nada.
Bir şeyim yok. Geri çekil ama.
Estoy bien, pero retrocede.
Bir şeyim yok, iyiyim.
Estoy bien. Estoy bien.
- Onunla konuşacak bir şeyim yok.
- No tengo nada que decirle.
- Evet, bir seyim yok.
- Sí, estoy bien.
- Bir şeyim yok anne.
- Estoy bien, mamá.
Bir şeyim yok. - Tamam.
De acuerdo.
Ayrıca utanacak bir şeyim yok.
Además, no tengo nada de qué avergonzarme.