Yola koyul translate Spanish
125 parallel translation
Şimdi yola koyul ve biz yetişkinleri daha fazla rahatsız etme.
Sube a tu habitación y no molestes a los mayores.
Yola koyul.
Muévete.
Park Lane'e nasıl gidileceğini biliyorsan, haydi yola koyul.
Si sabe el camino, ponga el coche en marcha.
Yola koyul.
No pierdas tiempo.
- Hayır. - Öyleyse yola koyul.
- Pues ponte en marcha.
- Yola koyul yoksa...
- Vete antes de...
Yola koyul!
¡ Dése prisa!
Jack, yola koyul.
Jack, vete.
Hemen, yola koyul, hemen.
Ahora, sube arriba.
Yola koyul John. Gözlerin yolun sonuna gelmeden.
Vete antes de que te quedes totalmente ciego.
- Yola koyul. Günaydınlar.
Con las noticias que vienen a continuación.
Üstünü başını topla, aklına mukayyet ol ve yola koyul. Çabuk ol, kıpırda!
Arréglese, olvide su curiosidad y muévase, rápido.
Yola koyul evlat.
Vete, hijo.
Sharon, üst kata git ve elbiseni giy. Şimdi, yola koyul.
Sharon, sube y ponte tu traje.
Hemen yola koyul.
Empiece ya.
Pecos'a doğru yola koyul ve ait olduğun yeri bul.
Así que sigue hacia el Pecos en busca de tu sitio.
Şimdi, ben bir kaç telefon ederken sen hemen yola koyul, ve uygun yetkililere ihbarını yapacağın zaman gelince, seninle temas kurarım.
- Srta. West, no la olvidaré. Vaya mientras yo hago unas llamadas. Cuando llegue el momento de informar a las autoridades le avisaré.
Hadi, yola koyul.
Y ahora en marcha.
Yola koyul pis İtalyan.
Andando, italiano.
Sonrasında tekrar yola koyul, tıpkı yarın yapacağım gibi.
Entonces, seguirá su camino... como yo lo haré mañana.
- Yola koyul.
- Vete largándote.
Şimdi yola koyul, en azından yedi yörünge turu yapacaksın.
Friendship 7. Puedes dar por lo menos siete órbitas.
Bizlere katıl yazgın elverdiği sürece bizimle yola koyul.
Ven con nosotros, ya que el destino te ha llevado a nuestro camino.
Bin şu kamyona ve yola koyul.
Busquemos eso en el camino
Endişe etme. Yola koyul.
No me extraña que huyas.
Şimdi, yola koyul Newt.
¿ Sabes dónde está? - Sí, señor.
Hit the road, Little Jack ( yola koyul küçük Jack )
Golpea la ruta, Pequeño Jack
- Çeneni kapa ve yola koyul.
- Cállate y sube al auto.
Derhal, hadi çabuk, hemen yola koyul!
¡ Al galope, vamos, vamos, largo de aquí!
Şapkanı giy ve yola koyul.
Póngase el sombrero y siga su camino, Sr. McCoy.
- Yola koyul!
- Sal a la carretera!
- Yola koyul o zaman.
- Hazlo por él.
Şimdi, yola koyul bakalım.
Ahora, vete.
Yola koyul.
Ya fue suficiente.
Yola koyul, geri kafalı.
Lárgate, soso.
Sonra, sabah erkenden, Hanpo geçidine doğru hızla yola koyul.
Por la mañana pronto ve raudo al paso Hanpo.
Yola koyul, Lefty.
LÍ MITES DE SPRINGFIELD Lárgate, Izqui.
Sen yola koyul.
No pierda el tiempo.
Şimdi yola koyul bakalım.
Vete de aqui.
Yola koyul, hayatına geri dön.
Echate a la carretera, vive tu vida.
Pete, artık sen... Artık sen yola koyul.
Pete, ¿ por qué no te adelantas?
Yola koyul.
Ponte en marcha.
- Yola koyul.
- Adelante.
İşini bitir ve yola koyul.
Súbete el overol y ve por él.
Sana burada ihtiyacım var. Yola koyul.
Te necesito aquí, ponte en camino.
Tamam, yola koyul.
Bueno, como tú quieras.
Defol git buradan. Yola koyul, D.
Lárgate de aquí Pilla carretera, D.
- Laklak etmek yok, yola koyul haydi.
Vaya allí.
Hadi yola koyul.
En marcha.
- Hadi yola koyul.
No tengo coche.
Haydi yola koyul bakalım.
Vete, entonces.