English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Y ] / Yola devam

Yola devam translate Spanish

912 parallel translation
"Eğer cehennemden geçiyorsan, yola devam et".
Si estáis pasando un infierno, seguid adelante
Bu noktada, pek çoğu umutsuzluğa kapılarak geri döndü, fakat cesur olanlar yola devam edebildi.
En este punto, muchos regresaban desanimados, mientras otros seguían valientes.
Arazilerinizin yanına geri dönmek yerine bizimle birlikte yola devam ediyorsunuz hala büyük şaşkınlık içerisindeyim, Bay Thorpe.
Pero sigo sin comprender, Sr. Thorpe... por qué vino en lugar de regresar a su plantación.
ÖLENLER BİLE GERİ DÖNMEDİLER KALDILAR VE YOLA DEVAM EDİYORLAR.
LOS QUE MURIERON NO HAN DADO LA VUELTA ; SIGUEN PRESENTES Y AVANZANDO... SU ESPÍRITU LIDERANDO A LOS DEMÁS.
Değilse, ben ördekle yola devam etmeyi tercih ediyorum.
Si ha sido usted, seguiré el paseo con el pato.
- Onsuz yola devam etmemek konusunda kesin emirler aldım.
- Tengo orden de no marcharme sin él.
- Haydi Saidi, yola devam etsinler!
- ¡ Vamos, Saidi, que no se paren!
Haydi Saidi, yola devam etsinler!
¡ Venga, Saidi, en marcha!
- Yola devam etsinler Saidi.
- Que no paren, Saidi.
Bizden kurtulmak işlerine gelir ama yola devam etmeliyiz.
Nada les alegraría más que perdernos, pero debemos seguir.
Sadece artık yola devam etmem gerektiğini söylemeye geldim.
Debo irme.
- Tren yola devam edecek.
- Haremos que el tren siga.
Babam yola devam edebilmek için eşyaları satmaya çalışıyor.
Apá quiere vender algunas cosas para comprar combustible y que podamos irnos.
Ömrümün geri kalanını burada geçirmeyi çok isterdim ama... yola devam etmeliyiz. Bitirmemiz gereken bir iş var.
Nada me gustaría más que pasar aquí el resto de mis días, pero me temo que debemos continuar.
Vapurunuz üç gün sonra yola devam edecek.
Tu barco parte dentro de tres días.
Yerlerinize geçin ve yola devam etmeye hazırlanın.
Tomen sus posiciones y prepárense.
Grant, o kolla yola devam edersen sakat kalacaksın.
Si cabalgas con el brazo así lo perderás.
Yola devam etmeliyiz.
Debemos continuar el camino...
Yola devam edelim.
- No, estoy bien. Vámonos.
Özür dilerim poliscik, ama artık bizimle yola devam edemeyeceksin.
Siento que no pueda venir, "poli".
Yola devam etmek istiyordum ve iyileşmesine seviniyordum.
Tenía prisa por seguir mi camino y me alegraba de que mejorase.
Bütün gün burada oturup çene mi çalacağız yoksa yola devam mı edeceğiz?
¿ Nos quedamos aquí todo el día charlando o seguimos adelante?
Neye ihtiyaçları varsa verin, yola devam edelim.
Dales lo que necesitan y sigamos adelante.
Eğer iyi atış yapıyorsanız kendi başınıza yola devam edersiniz.
Tenemos prjsa. Llegara a salvo sj es un buen tjrador.
Portland'a dönüyoruz. Belki oradan da yola devam ederiz.
De vuelta a Portland y luego quizá sigamos.
Yola devam! - Onlar da yoruldu biz de.
- Están tan cansados como nosotros.
Yola devam! - Ne zaman öğle arası vereceğiz?
- ¿ Cuándo almorzamos?
Wullie! Red'in etrafından yola devam edin!
Adelanta a Red y sigue la marcha.
Şimdi olmaz. Çocukları rahatsız etmeyelim. Yola devam edeceğiz.
No, es mejor que no, no hay que turbar a esos querubines.
Onları kuzeye doğru yola devam edin!
¡ Desviadlas hacia el Norte!
- Yola devam etmemizi mi?
- ¿ Quiere que nos vayamos?
Onlara Marsilya'dan ne kadar uzakta olduğumuzu ve yola devam etmek için nasıl bir araçları olduğunu sor.
Pregúntales que tan lejos estamos de Marsella. y qué transporte podemos utilizar.
Yola devam edeceğiz.
Seguimos.
Kirchberg'de inmeyelim, yola devam edelim.
No nos apeamos en Kirchberg, seguiremos adelante.
Yola devam edersek, iki günde sınıra varırız.
A este ritmo, llegaremos a la frontera en dos días.
Böyle yola devam edemez, Clint.
No puede seguir así, Clint.
ve yetecek kadarını yanıma alıp paraları gömdüm ve yola devam ettim.
Entonces supe que se había acabado. Enterré el dinero y seguí con mi vida.
Yola devam edelim.
Vengan.
Yola devam etmeliyim.
Tengo que irme.
Jim'in birliği savaş alanına vardığında motorlu taşıtlar geride bırakıldı ve yola yayan olarak devam edildi.
Cuando el pelotón de Jim llegó a la zona de combate abandonaron los camiones y realizaron a pie los kilómetros restantes.
Sana söylediğim o gaddarca şeyler için özür dilerim. Ama bu yola beraber devam edeceksek, bu yazı yalnız geçirmeme müsaade etmelisin.
Siento todo lo que te he dicho, pero si vamos a seguir viviendo juntos tienes que dejarme sola este verano.
Paris'te söylediğin gibi, eğer bu yola beraber devam edeceksek şimdi şana sunu söylüyorum, hemen buradan ayrılıp evimize, ait olduğumuz yere dönmemiz gerekiyor.
Te lo vuelvo a repetir, si vamos a seguir juntos, debemos volver a casa inmediatamente.
Hadi yola çıkalım. Devam et.
- Adelántese.
Devam etmek için çılgınca bir yola ihtiyaçları var.
Tienen que afrontarlo así para seguir adelante.
Gece yola devam etmedin mi?
¿ Ibas a seguir adelante hoy?
Yola devam ettim.
'Vamos a seguir adelante.'
Yola devam etmeliyiz.
Deberíamos movernos.
Düşündüm ki eğer devam edersen kötü yola düşebilirdin. Ve öyle olsaydı babanı hüsrana uğratmış gibi hissederdim.
Pensé que si continuabas entrarías en mal camino, y si eso hubiera sucedido yo habría sentido que defraudaba a tu padre.
İntikam alma çabalarımızı devam ettirdik. Tatilimizin bitişine yakın çok utandırıcı bir yola başvurduk.
Seguíamos en el intento de nuestra venganza ya que las vacaciones estaban llegando a su fin recurrimos a un método muy ruin
ve sen akıllanıp doğru yola girinceye kadar konuşmaya devam edeceğiz.
Y hablaremos hasta que razones.
Belki yola birlikte devam edebilirdik.
Quizá podríamos seguir juntos un rato.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]