Yorulmadım translate Spanish
314 parallel translation
- Yorulmadım.
- Estoy muy cansada.
Yorulmadım.
No, no lo estoy.
Ömrümde hiç bu kadar yorulmadım.
¿ Melrose? Sí, pásemela. ¿ Qué tal, Mollie?
Dün dörtte üçünü yüzdüm ve hiç yorulmadım.
- Pues claro. Hice tres cuartos ayer y no me cansé nada.
Yorulmadım, tam tersine hiç uykum yok.
No estoy cansada, de hecho nunca me he sentido tan despierta.
- Hiç yorulmadım.
- En absoluto.
Yorulmadım, sağol.
No estoy cansado, gracias.
Hayır, yorulmadım.
No, no estoy cansado.
- Hayır, daha yorulmadım bile
- No, no estoy cansada.
- Yorulmadım.
- Estoy bien
- Yeterince yorulmadım. - Evet!
- Todavía no te cansas - ¡ Si!
Yorulmadım.
No estoy cansado.
Ben yorulmadım.
No estoy cansado.
Yorulmadım.
No estoy cansada.
Yorulmadın mı?
"¿ No estás cansado?"
Söylesenize bay Trowbridge siz de yorulmadınız mı?
Dígame, Sr. Trowbridge, ¿ está usted cansado?
Yorulmadığımı biliyorsunuz.
Ya sabe que no.
Kolun yorulmadı mı?
- ¿ No se le cansa el brazo?
- Yorulmadın mı?
- ¿ Cansada?
- Söylesene, yorulmadın mı?
- ¿ No estarás cansada ya? - Un poco.
Yorulmadın mı?
¿ No estás cansada, hija?
Umarım fazla yorulmadınız.
Espero no haberos agotado.
Sen yorulmadın değil mi, tatlım?
Tú no estás cansado, ¿ verdad?
- Baba, yorulmadın mı?
- Padre, ¿ estás cansado?
Yorulmadın mı amca? Anlıyorum.
¿ No estás cansado?
- Yorulmadın mı?
- No estás cansado?
Daisy, yorulmadın mı?
¿ Daisy... no estás cansada? ¿ Por qué estaría cansada?
Iwa, hiç yorulmadın mı?
Iwa, ¿ no estás cansada?
Ama yorulmadın mı?
¿ Pero no estás agotada?
Anlamaya çalışmakla geçen 70 yıl, yorulmadın mı?
¿ No le fatiga llevar 70 años queriendo comprenderlo todo?
Evet, dediğin gibi çok yoruldu, sen yorulmadın mı?
Bueno, eso será porque ha corrido mucho, ¿ no cree?
Oradan oraya yorulmadın mı sen?
¿ No tienes calor, con tanto movimiento?
Yorulmadın mı, Ali?
¿ No estás cansado, Ali?
Etrafta dolaşmaktan yorulmadın mı?
¿ No te cansas de perder el tiempo?
Mütercim olarak çalışmaktan yorulmadınız mı?
¿ No te cansas de trabajar de intérprete?
- Yorulmadın mı?
- ¿ No estás cansada?
Yorulmadı mı?
- ¿ No está cansado?
Bu kadının oyunlarından yeterince yorulmadık mı?
¿ No crees que estamos cansados como para que juegues con la mujer?
Henüz çok fazla yorulmadım sanırım.
Creo que todavía no estoy cansada de verdad.
Sen bunları saklarken yorulmadıysan ben bulurken niye yorulayım?
Si tú no te cansaste poniéndolas, no voy a cansarme yo buscándolas.
Yorulmadın mı?
¿ No estás cansado?
Yorulmadın mı?
¿ No está cansado, usted?
Öldürmekten yorulmadın mı?
¿ No estás cansado de matar?
Bugün grevin sekizinci günü, hala yorulmadın mı?
Es el octavo día de la huelga y no estáis cansados.
Tüm bunlardan yorulmadın mı artık?
¿ No estás cansada de todo eso?
Patrick, hala kürek çekmekten yorulmadın mı?
Patrick... ¿ No te cansas de remar?
Bu sıcakta fahişelik yapmaktan yorulmadın mı?
Virginia, ¿ sigues siendo una perra en celo?
Yorulmadın mı?
¿ No te cansarías?
O kitaptan yorulmadın mı?
¿ No te cansas de leer ese libro?
İyi de bütün gün değirmende çalıştın. Hiç yorulmadın mı?
Trabajaste todo el día en el molino. ¿ No estás cansadísimo?
- Sen yorulmadın mı?
- No estás agotado?