Yoğun bakımda translate Spanish
431 parallel translation
Oğlum yoğun bakımda yatsın, ben yemekle uğraşayım.
Estoy haciendo esto mientras mi hijo está en la UCI.
Doktor yoğun bakımda kalbi durmuş biri var.
Doctor, paro cardíaco en la UVI.
Hasta yoğun bakımda.
El paciente está en la sala extra.
- Yoğun bakımda, ama kurtulacaktır.
- En terapia intensiva, pero mejor. Sí, señor.
- O hala yoğun bakımda.
Sigue en el quirófano.
Yoğun bakımda ne işiniz var?
¿ Qué está haciendo en la unidad de terapia intensiva?
Yoğun bakımda.
En cuidados intensivos.
Bakın... ben... generali sormaya gelmiştim. Yoğun bakımda.
He venido a preguntar por el general.
Yoğun bakımda.
Esta en cuidado intensivo.
Yoğun Bakımda.
Está en la UVI.
Ne yazık ki ölmedi, yoğun bakımda yatıyor.
Por desgracia no está muerto, sino que está en la UVI.
Yoğun bakımda bir yatak boşalmasını bekliyoruz.
Estamos esperando una cama para ponerlo en la U.C.I.
- Yoğun bakımda.
- En terapia intensiva.
Bu, her zamanki güzergahım değil. Kocam yoğun bakımda.
Mi esposo está en terapia intensiva.
Yoğun bakımda olmalıydı.
Debió haber estado en cuidado intensivo.
Görgü tanığı olan tek kişi yoğun bakımda ve bilinci kapalı olduğu için... r... detaylı bilgi alınamıyor.
La única persona que podría dar una descripción detallada del secuestrador continua inconsciente en cuidados intensivos.
Hala yoğun bakımda olmasına karşın polise şüphelinin eşgalini tarif edebildi.
Aunque aún en cuidados intensivos fué capaz de dar la primera descripción detallada del sospechoso.
Yoğun bakımdan çıktığımda beni görmeye geldi. " Bir iyi bir kötü haberim var.
Volvió cuando salí de Terapia Intensiva. Dijo "buenas y malas noticias".
Komiser, Gotham Şehir Hastanesi'nde yoğun bakımda yatıyor.
El comisionado está en Cuidados Intensivos del Hospital de Ciudad Gótica.
- Hayır, yoğun bakımda.
- No, aún no ha despertado.
O yoğun bakımda.
El está en cuidado intensivo.
Doktor yoğun bakımda.
El médico está en la uci.
Organlarından biri iflas edene kadar üç hafta yoğun bakımda komada kalacak.
Ahora estará en coma en la UCI durante tres semanas... - hasta que cada uno de sus órganos falle.
Dosyayı oku. Shelly Webster 30 saat yoğun bakımda kaldı.
Shelly Webster sobrevivió 30 horas en cuidados intensivos.
Yoğun bakımda öğleden sonra ziyaret saatleri yoktur.
No hay horas de visitas en la tarde, está en cuidados intensivos.
Anne öldü, kızı yoğun bakımda.
La madre está muerta. Y la hija en la UVI.
Kurban, Abdel Ichaha, hastahanede yoğun bakımda ve sağlık durumu kritik.
La víctima, Abdel Ichaha, está en el hospital en condición crítica.
Kızınız ameliyattan çıktı ve şimdi yoğun bakımda.
Su hija ya salió de cirugía y está en recuperación.
Sorduğun bebek yoğun bakımda.
Ese bebe del que ud pregunto en la ultima ronda? - ¿ Sí?
John, yoğun bakımda.
John está en terapia intensiva.
Çocuğun yoğun bakımda bir gün geçirmesi için sebep yok.
No hay motivo médico para que se pase un día en la uvi.
Yoğun bakımda. Ross?
- Está en Intensivos. ¿ Y Ross?
Bu gecelik yoğun bakımda.
Está en cuidados intensivos.
- Hsin hala yoğun bakımda.
Hsin sigue en terapia intensiva. - ¿ Y su hija?
Burada yoğun bakımda komada olduğu yazıyor. Hastanedeki çocuk bu!
Dice que está en coma, en cuidado intensivo. ¡ Es el chico del hospital!
Billie Keane'den daha iyisin herhalde... -... çünkü o yoğun bakımda.
Te va mucho mejor que a Billie Keane porque el está en terapia intensiva.
- Cedars'da yoğun bakımda.
- En Cedars, en terapia intensiva.
Yoğun bakımda.
La llevamos a cuidados intensivos.
- Şu anda hala yoğun bakımda. Kasabadaki bazı insanlar seni soğuk ve duygusuz diye tanımlıyor.
Hay gente que dice que eres fría e insensible.
Yoğun bakımda.
Inmóvil, bajo cuidado intensivo.
Yoğun bakımda.
Está en terapia intensiva.
Dr. Greene kızla yoğun bakımda.
El Dr. Greene espera en la uci Quirúrgica.
Üç gün boyunca hastanede kaldım. Yoğun bakımda.
Estuve en el hospital tres días, inmovilizado.
Yoğun bakımda yer yok.
No hay sitio en la UCI.
Yoğun bakımda bir oda ayarladım.
Por fin hay sitio en la UCI.
Az önce yoğun bakımda gördük. Nefes alıyordu.
Acabamos de verlo en la UTI, y parecía que respiraba.
Yoğun bakımda.
Está en UTI.
Bay Lignaux yoğun bakımda.
Sr. Lignaux, en cuidados intensivos.
Omuriliğe de isabet etmemiş. Yoğun bakımda.
Está grave... pero su condición parece ser estable.
Sizinle yoğun bakımda görüşürüz.
- Los veré en el área de terapia intensiva.
Yoğun bakımda, ciğerleri fena, zarı su toplamış.
La mamá está bien.