Zahmet translate Spanish
4,593 parallel translation
Zahmet etme.
No se moleste.
Zahmet etme.
Está bien.
Fazla zahmet olmazsa.
Si no es mucha molestia.
Sana zahmet onun dırdırları olmadan da yaşayabileceğimi söyle.
Dile, pues, de mí, Que podía hacer sin toda la regaña.
Parayı tam getir yoksa hiç dönmeye zahmet etme.
Vuelve con la cantidad correcta o no te molestes en volver en absoluto.
Sana zahmet bana ecza kutusunu getirir misin? Hemen şu şeyin...
es sólo en eso...
Zahmet olmayacağına emin misiniz?
¿ Y no te molesta?
Al silahı eline de vur şu köpeği bi'zahmet.
Saca el arma y dispárale a ese perro, por favor.
- Hiç zahmet etme. O da aynısını yapana kadar ne yemek yiyeceğim ne de uyuyacağım.
No te molestes, no comeré ni dormiré hasta que lo haga ella.
Buraya kadar zahmet edip bize anlattığın bu fantastik hikaye ile ilgili kanıtın olmadığını düşünüyorum.
Voy a asumir.. .. que no vas a venir aquí y decirnos esta historia fantástica.. -.. sin algunas pruebas.
Eğer sen de John Doe'yi nasıl elinden kaçırdın demeye geldiysen hiç zahmet etme
Si vienes a decirme como se me escapó John Doe...
Kimler zahmet edip de işe gelmiş böyle. Yuppi.
Que por fin se digna a venir a trabajar. ¡ Bien!
Zahmet etme.
No te molestes.
Çünkü sen adama dönmeye asla zahmet etmiyorsun!
¡ Porque no te molestas en devolver las llamadas!
Sana zahmet olmasın.
¡ Cuidado con las manos!
Zahmet edip biraz daha okusaydın yazarın, onların, intihar kümeleri kitlesel histeri belirtileri olduğunu yazdığını görürdün.
Si te hubieses puesto a leer un poquito mas, habrías visto que el autor dice que, son casos de suicidios, síntoma de histeria colectiva.
Newt, sana zahmet, Chuck'ı bulsana.
Newt, hazme un favor. Ve por Chuck.
Zahmet etmenize gerek yok size memnuniyetle ödeme yaparım.
No molesta en absoluto Font color = "# ffff80" - Yo estaría muy feliz de pagarte.
Zahmet etmeyin kızlar.
No se levanten, señoritas.
Bir dahi degilseniz, zahmet etmeyin, tamam mi?
Si no eres un genio... no te molestes.
Bayan Phillips, dersime gelmeye devam etmek niyetindeyseniz, layik oldugunuz gibi önde oturun, yoksa zahmet edip de gelmeyin.
Srta. Phillips, si piensa seguir asistiendo siéntese delante o no se moleste en venir.
Affedersiniz, Majesteleri, zahmet olmazsa çantadan biraz şekerleme uzatır mısınız?
Disculpe, Su Alteza, ¿ podría pasarme un bocadillo de atrás?
Talimatlarda diyor ki, zahmet edip bir okusaydın eğer kalp ritmim yükselirse bu boktan şey halüsinasyonlara sebep oluyor.
Las instrucciones dicen que la molestia de leerlo... Si puedes mantener bajo ritmo del corazón, mierda actuará como alucinógeno.
- Zahmet olmazsa.
Si no te importa.
Profesör, zahmet olmazsa arkadaşımdan uzaklaşır mısınız?
Profesor, si no te importa caminar lejos de mi amigo,
Yumurtanı başıboş bırakacak kadar aptalsan şansına küs bir zahmet.
Por lo tanto, si fueras tan tonto como... para dejar tu huevo, mala suerte.
Zahmet etme sakın. Çok naziksin ama- -
- No, no, no, no te preocupes, amor...
Zahmet olmazsa konsantre ol.
Si no es mucho pedir, métele más esfuerzo.
- Zahmet etmeyin.
No molestar.
Zahmet etme.
No es necesario.
- Hiç zahmet etmeseydi.
- No tiene que hacerlo.
Zahmet edip bir özür bile dilemedim.
Ni siquiera te molestaste en pedir disculpas.
- Fotoğrafa bakmaya zahmet ettiniz mi bari?
¿ No se molestaron en mirar la puta foto? Sí.
- Zahmet etme.
- Callate.
Zahmet olmazsa?
Te molestaría?
Sen hiç zahmet etme.
No hay necesidad de molestarse.
Mösyö Binet, zahmet olmazsa ekmeği alabilir miyim?
¿ Monsieur Binet, podría molestarle por el pan?
Teşekkür ederiz lakin zahmet etmeseydiniz.
Gracias, pero podemos prescindir de ellos.
Ama bak ne diyeceğim, madem zahmet edip o kadar yol geldin buraya, kardeş, al sana bu geceki dövüş için iki bilet.
Pero te diré una cosa, ya que te tomaste la molestia de venir hasta acá, aquí tienes dos boletos para la pelea de esta noche.
Zahmet olmazsa...
Si no es problema...
Bir su neden zahmet olsun?
¿ Por qué el agua sería un problema?
Senin zahmet etmene gerek yoktu.
No hacía falta que se preocupe.
Zahmet etmeyin.
No vale la pena.
- Bir zahmet.
- Por favor.
Bir kâse su, hanımefendi, zahmet olmazsa.
Un pequeño cuenco de agua, si es tan amable.
- Bir zahmet iter misin?
- ¿ Me ayudas a empujarlo, por favor?
- Hiç zahmet etme, gerçekten.
- No te molestes, de verdad.
Umarım zahmet olmaz.
Bueno, no te molestes.
- Niye zahmet ettin anlamıyorum.
- No sé por qué te molestas.
Tanrım, hiç zahmet etme.
Oh, Dios, no te molestes.
Zahmet olmıyıcaksa?
Le importa?