Zorlayın translate Spanish
295 parallel translation
Gizlenen kozanın merkez bloğunu dışarı çekmeye zorlayın!
¡ Saquen los restos del capullo del núcleo central!
Ülkeden kaçmaya zorlayın!
Eso lo quitará de primera plana.
Yolu kapatın ve onu dışarı çıkmaya zorlayın.
Cerquen la calle y háganlo salir. ¿ Hola?
Dışarı çıkmaya zorlayın.
Le obligaremos a salir a la nieve.
Geri çekilmeye zorlayın.
¿ Están tratando de retirarse?
Zorlayın ama çabuk olun.
Fuércela, pero dese prisa.
Pekâlâ, bu hâlde onu zorlayın.
Pues llévenlo a la fuerza.
Tamam, eğer öyle olacaksa, onları açlıkla çıkmaya zorlayın ya da gaz kullanın. Ama sorumluluğu almıyorum.
Si de eso se trata, sáquenlos con gases, pero no será responsabilidad mía.
Üst kollarla zorlayın.
Las brazas altas.
- Lafe, sen ve Pecos bu konuda onu fikrini değiştirmek için iyice zorlayın.
Lafe. Pecos y tú, procurad que cambie de idea.
Tüm kazıyı Tom'a kaydırın ve ağaçlara doğru zorlayın.
Concentraos en Tom e id rápido hacia los árboles.
Biraz daha zorlayın Bay Swanbridge.
Esfuércese un poco más, señor Swanbridge.
Hayır evladım, daha dik bir açıyla vurmayı deneyin. Biraz daha zorlayın.
No, no, querido muchacho, trata de golpear la caja con un ángulo más cerrado, más fuerza, más entusiasmo.
- Gemiyi sonuna kadar zorlayın.
- Písele a fondo.
Hafızanızı zorlayın hanımefendi.
Inténtelo, señora.
Evet bu doğru ama kendinizi biraz zorlayın.
Sí, es natural, pero haga un esfuerzo.
Zorlayın!
Usen las piernas.
Gidemeyecekseniz eğer, korner yaptırmaya zorlayın.
Si no pueden cruzar, no prueben entrar. Intenten conseguir un corner.
Sayın depremzedeler, yetkilileri evsiz ailelere ev vermeleri için zorlayın.
Caballeros, Obliguen a las autoridades a dar las casas a la gente sin hogar.
Limitleri zorlayın!
¡ Empújala al límite!
Hadi, zorlayın!
Vamos, empuja.
Hadi, zorlayın.
Vamos, empuja.
Allah aşkına birazcık zorlayın beni!
¡ Por Dios, que alguien me desafíe!
Avukatınızla konuşurken ortağınızın cesedini gördüğünüzü vurgulayın ve gördüğünüz diğer şeyler için de hafızanızı zorlayın.
Cuando hable con su abogado enfatice que vio el cadáver de su socio y piense bien en qué más vio.
Hücumda, onları adam değiştirmeye zorlayın. Onları adam değiştirmeye zorlayın.
Ahora escuchen, cuando ataquemos tenemos que conseguir romper su defensa forzarlos a cambiar.
Beyinlerinizi biraz zorlayın ve bunun bir savaş mı yoksa devrim mi olduğuna karar verin.
Ya podéis exprimiros la mollera averiguando si esto es una guerra..... o una revolución.
Onları istifaya zorlayın.
Obl � gueles a jubilarse.
Bay Shen, hafızanızı zorlayın.
Shen-san, busque en su memoria.
— Birazcık daha zorlayın, sadece 5 dolar.
¡ Apártense! $ 5 dólares por jugar.
Bilim adamları olarak, meraklı olmalı... ve sınırları zorlayıp... esrar perdelerini aralayacak kadar da cesur olmalıyız.
Como hombres de ciencia, debemos ser curiosos... y tener la audacia de mirar a través... de las maravillas que esconde.
Hiçbir insanın... kendi türünün sınırlarını zorlayıp da lanetlenmeden kurtulamayacağını söyledim sana.
Te advertí... que no se podían violar las tradiciones del hombre sin ser maldecido.
Ofans. Şimdi biraz daha zorlayın.
Sigue, sigue...
Arabanın kapısını zorlayıp açtım, ve sonra da alçakça kaçtım.
Estoy aquí para confesar mi crimen. Fui yo, yo soy el culpable, .. soy el que forzó la puerta del auto, y escapó.
Oh George, her zaman çok zorlayıcısın.
Oh, George, siempre eres tan fuerte...
Şimdi kızın dudaklarını zorlayıp son bir konyak içirirken...
Y ahora, como la obliga a beber el último coñac...
Cevapların zorlayıcıydı ve bazen de kodlanması olanaksızdı.
Sus respuestas fueron difíciles y a veces, imposibles de codificar.
Ama etrafımızda pintiliğin, öfkenin, gurur ve aptallığın... cömertlik, tevazu, adalet ve düşünceden çok daha fazla yarar sağladığını görüyorsak... belki biraz kendimizi zorlayıp dayanmalıyız. Hatta kahraman olmak pahasına.
Pero si vemos que la avaricia, la ira, la vanidad y la estupidez... rinden más beneficios que la caridad, la modestia, la justicia y la inteligencia, tal vez debamos perseverar un poco, aún corriendo el riesgo de ser héroes.
Onun üreme organlarına dokunup dokunmadığınızı bilmiyoruz, ya da onun sizi, onu tutmaya zorlayıp zorlamadığını.
No lo sé si usted tocó sus genitales o si él obligado a que la sostiene.
Onu zorlayıp, burda kalmasını sağlayacağız.
Le forzamos a que se quedara aqui.
Birisi şöyle mesela, ev halkını perhize zorlayıp karlı çıkabilmek için özel takvimler bastırıyormuşsunuz, perhiz günlerini ikiye katlıyormuşsunuz.
Uno dice que Vd. hace hacer calendarios especiales, donde se doblan las cuaresmas y las vigilias, para aprovechar de las ayunas a las que somete todo el mundo.
Modanın zorlayıcılığı altında kalmış dar görüşlü olmayan erkeklere hayranım.
Admiro mucho un hombre que no se guía por los dictadores de la moda.
Büyük bir hızla değişen dünyada, modern günlük yaşamın zorlayıcılığı... öfke ve hüsran üretiyor.
Tres, cuando recoja el libro, dame un primer plano.
Geçici bir ilgi için uç sınırları zorlayıp sonra da evine yalnız gidiyorsun.
Los extremos a los que llegan para una simple validación, y seguir llendo a casa solas.
Bizi bulutların üzerine inmeye zorlayıp, gemiye binecekler!
¡ Van a forzarnos encima de las nubes y abordarnos!
Blaustein, tam bir zorlayıcısın.
Blaustein, eres un tonto.
- Zorlayın bay Bird.
- En marcha, Sr. Bird.
Pazarlıkların başarıyla sonlanması için, zorlayıcı değil, arabulucu olmalıyım.
Para que las negociaciones funcionen, tengo que hacer de mediador, no de ejecutor.
Maya bağışıklık sistemi için çok zorlayıcıdır... çevresel hasta olun ya da olmayın farketmez.
Los hongos atacan el sistema de defensa... estén enfermos o no.
Eyalet mahkemesinin görüşünü destekleyen zorlayıcı kanıtlarla birlikte mahkemenin derhal önlem almasını sağlayacağımı umuyorum.
Espero poder brindar a la corte, sin más demoras... pruebas que sustenten la idea de la fiscalía.
Etkisi konusunda beni zorlayıp kimseyi yaktırmayın.
No me obliguéis a chamuscar a alguien.
Zorlayıcı bir iddia sundun... bu Jaffa'nın yakın zamanda devam eden iyiliklerinin eski kötülüklerini silmesine dair.
Ha presentado un argumento convincente... de que el bien que ha hecho este jaffa recientemente... de alguna forma debe borrar las atrocidades que cometió en el pasado.