English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ç ] / Çaldım

Çaldım translate Spanish

8,124 parallel translation
- Dişçinin ofisinden çaldım da.
La robé de la consulta del dentista.
Çok garip. Kapısını çaldım, duymadı herhâlde.
Es raro porque llamé a su puerta y no me contestó.
Bayan Barbara'dan çaldım.
Se lo he robado a la Sra. Bárbara.
Başka bir adamın adını çaldım. Ve daha sonra kendimi bir hiçliğin içinde buldum.
Le quité el nombre a otro hombre y no hice... nada con él.
Bir saat zili çaldım.
Toqué el timbre durante una hora.
Hayır Damien, Marcus'ın kredi kartını çaldım.
No, Damien, robé la tarjeta de crédito de Marcus.
Bunları senin evinden çaldım.
Me colé en tu casa para conseguirlos.
Takıldım, düştüm ve beldeki yağlanmayı azaltıcı limonlu ve taze naneli su dolu sürahiyi başıma çaldım.
Tropecé y me caí sobre su jarra de agua infusionada con limón y menta que ayuda a reducir la grasa abdominal.
Ayrıca 2 yıl da flüt çaldım.
Y fui dos años a clases de flauta.
Yok çaldım... hepsini çaldım.
No, los robé... toda una pared.
Ben çaldım, fakat...
Lo robé, pero...
Çiftlikten yem çaldım.
He buscado algo en la granja.
Çaldım.
Lo robé.
Zili çaldım. Kurye olduğumu söyledim.
Toqué el timbre, dije que era un mensajero.
- Çaldım.
- Llamé.
Biz şarkıyı çaldığımız sırada evdeydiler.
No, estaban en la casa cuando tocamos la canción.
Şarkıyı ilk çaldığımızda mahalledeki herkes ele geçirilmişti değil mi?
Todos en el vecindario fueron poseídos primero, ¿ cierto?
- Madeleine'nin doktorunun notlarını mı çaldın?
- ¿ Tu le robaste al doctor las notas sobre Madeleine?
Biri ayakkabılarımızı çaldı.
Un tipo nos ha robado los zapatos.
Pablo, senden çaldığımızı ve el konulmasıyla ilgili o hikâyeyi uydurduğumuzu mu düşünüyorsun?
Pablo, ¿ vos estás pensando que nosotros te estamos robando, hermano? ¿ Que nos inventamos todo eso del decomiso? Decime, hombre.
Paranı çaldığımızı söylememizi mi istiyorsun?
¿ Vos querés que te digamos si nos robamos la plata?
Önce birisi cep telefonlarımızı çaldı. Şimdi de vida kapaklı şampanya.
Primero, alguien roba nuestros móviles, y ahora champán de tapón de rosca.
- Sanki birisi arkadaşımı çaldı ve yerine yabani bir hayvan bıraktı. Tün gece ayakta, gündüzleri uyuyor ve çok fazla makyaj yapıyor ve diğer yabani hayvanların yanına gidiyor.
- Es como si alguien... se robó a mi amiga y la cambió por un animal... que está despierto toda la noche... y duerme todo el día y se maquilla demasiado... y anda por ahí con otros animales salvajes.
Tuvalet temizleyicisini çaldığımı söyledi.
Él dijo que me he robado el limpiador del inodoro.
Bu yüzden odamdan çaldığın kanıtla başlayalım hadi.
Así que empecemos por la prueba... que me robaste de mi habitación.
Daha önce milli hazineden bir şey çaldığım olmamıştı.
Nunca antes me he llevado tesoros nacionales.
Arkadaşlarımı benden çaldığın için!
¡ Por robarme a mis amigos!
Telefon çaldı mı açacaktınız salaklar. Çok acil bir şey söylemeye geldim.
Idiotas, no respondíais a mis llamadas, y lo que tengo que contaros no puede esperar.
- O bıdık mı benim malımı çaldı diyorsun yani?
¿ Qué, dices que esa cosita es la ladrona de alcohol?
Bunu Whispers'tan çaldığımı düşünebilirsin ama teknik olarak çalmadım çünkü onu çöpe atacakları malzemelerden yaptım.
Quizá creas que la robé de Susurros, pero técnicamente no fue así, porque la hice de material que igual ellos iban a descartar.
Hemen hemen. Eski bir müzik çaların dönen bir parçası. O da ter atölyesinden çaldığım iğneyi harekete geçiriyor.
Tiene el motorcito de un viejo Discman, y eso hace girar la aguja que robé del taller.
- Yani parasını mı çaldın?
¿ Robabas su dinero? ¿ Por qué?
Çaldırayım. Numaram neydi ki?
Lo llamaré. ¿ Cuál es mi número?
- Çaldın mı bunları?
¿ Los robaste?
Kafasını açıp çaldığın şeyi orada arasak mı?
¿ Deberíamos abrir la cabeza de él y mirar si está lo que robó?
Ben çaldım.
Yo lo robé.
Gecenin bir yarısı biri kapımı çaldı, hatırlıyor musun?
Alguien me golpeó la puerta a mitad de la noche, ¿ recuerdas?
- Bütün yatırımcıların parasını mı çaldın?
- ¿ Robaste todo ese dinero?
Hassas dokunaçlarımın, meşru müdafaa kuvvetlerinden çaldığım füzeyle neler yapabildiğini göstermeme müsaade et.
Permíteme mostrarte el poder de estos tentáculos de perforación y este misil me hurtado de la Defensa Personal-Force.
İlçeden yarım milyon çaldı.
Le robó un millón y medio al condado.
Tatlım, yine benim kamyonumdan çaldığını biliyorum.
Cariño, sé que has robado nuevamente de mi furgoneta.
Anahtarlıkta saklamalı arkandan çaldığım
Mi talento tengo que proteger.
Onun için çaldın mı?
¿ Le robaste?
Bende ordudan çaldığım uzaydan gelen çok güçlü bir lazer silahı var ve ben de kendi savaşımı vermek istiyorum. Aptalca biliyorum ama bence hala vaktimiz var, birilerine...
Tengo un arma laser del espacio muy poderosa que robe del ejército... y quería luchar por mi cuenta y sé que fue una estupidez... pero creo que todavía hay tiempo para darle a alguien que...
Onu çaldığını sandım, ama geri geldi.
Pensaba que iba a robarlo, pero volvió.
Babacığım, elmaslarımı çaldılar.
Papi, alguien robó nuestros diamantes.
Kendimi çaldıracağım.
Voy a llamar a mi teléfono.
Evimdeki gümüş takımımı çaldığından gayet eminim.
Bueno, estoy segura de que él robó los cubiertos de mi casa.
Zil çaldıktan sonra biraz aceleye getirdim tabii ama başardım.
Claro, me dí el gusto en cuanto sonó la campana, ¡ pero lo conseguí!
Ne çaldığımı duydun mu Lane?
¿ Escuchaste lo que estaba tocando Lane?
- Bizim nasıl çaldığımızı hiç görmedi.
- ¡ Nunca nos ha visto tocar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]