Çok güzel bir şey translate Spanish
1,051 parallel translation
Senin için çok güzel bir şey bulacağım.
Te voy a dar algo lindo.
Evet, çok güzel bir şey. Ama nerede kaldı bu çocuk?
Es muy bonita. ¿ Dónde se ha metido?
- Çok güzel bir şey.
- Algo hermoso.
- Bu çok güzel bir şey.
- Eso es muy bello.
Ama orada bir yerlerde çok güzel bir şey olmalı!
¡ Pero tiene que haber algo bello ahí afuera que me aguarda!
Kız çok güzel bir şey değil mi?
Es preciosa, ¿ verdad?
Bence evliliği saplantı haline getirmek çok ama çok güzel bir şey.
De todas formas, me parece muy bien que te obsesione el matrimonio.
Bence Rupert'la Gerald arasındaki arkadaşlık çok güzel bir şey.
Creo que la amistad entre Rupert y Gerald es hermosa.
- Ne demek bu? - Çok güzel bir şey yapıyorsun.
¿ Que quieres decir?
Bak baba, sana çok güzel bir şey aldım.
Mire, papá. Le compré algo lindo.
Ayrıca çok güzel bir şey daha var, Colossus gizli bir bilgiyi ortaya çıkardı.
Y el punto a favor, es que ese Coloso descubrió todo.
- Çok güzel bir şey.
- Eso es bueno.
Alışınca çok güzel bir şey.
Es lindo, cuando te acostumbras.
Çok güzel bir şey.
- Una cosa preciosa.
Seçme şansının olması çok güzel bir şey.
Debe de estar bien eso de poder elegir.
Çok güzel bir şey bu.
Parece bueno.
Burnumuzun ucunda çok güzel bir şey oldu.
Nos ha ocurrido algo bello en nuestras propias narices.
Ama çok çok güzel bir şey olmalı.
Quisiera algo muy bonito.
- Çok etkilendim. - Bunu öğrenmek çok güzel bir şey.
- Me deja impresionado.
Çok güzel bir şey değil mi?
Mírala. ¿ No es una cosa preciosa?
Yaptığı çok güzel bir şey.
Qué hermoso lo que él hace.
Çok güzel bir şey bu!
Sí que lo es.
Arkadaşımın olması çok güzel bir şey.
Es tan bonito tener una amiga.
Ne olursa olsun, böyle yapmak çok güzel bir şey değil.
Es lo mismo, no fue muy amable de tu parte.
Ortama uygun çok güzel bir şey var.
Sé exactamente lo que requiere tu humor.
Çok güzel bir şey, biraz iç.
Es muy bueno, pruebe un poco.
Çocuk olmak çok güzel bir şey.
Qué la infancia de todos los niños fuera preciosa.
- Evet, çok güzel bir şey. - Güzel, değil mi?
- Sí, eso está muy bien.
Çok güzel bir şey var filmde : gençler yine Hristiyanlığı keşfettiler. Bugünlerde herkes hedefsiz yaşıyor.
Es grandioso como la gente joven en la película fue conducida a la fe y Cristo hoy en esta era sin dirección en que vivimos.
Çok güzel bir şey, albay.
Una preciosidad, coronel.
Bunca yolu gelmen çok güzel bir şey.
Eres muy amable por haber venido hasta aquí.
Şantaj yapmıyorum. Ama benimle sonu olmayan bir maceraya çıkarsan, her şey çok güzel olur.
No es un chantaje, pero si me acompañas a una aventura desconocida, todo es posible.
Evet, şey vardı... Sahnelediği Brecht oyunlarından biri üstüne Althusser'ın yazdığı çok güzel bir metin vardır. Onu kendime mal ettim.
Hay un texto de Althusser sobre Brecht que aplico por mi cuenta :
Bunlarla çekilişte bir çok güzel şey kazanabilirsin.
Con ellos puedes ganar una gran cantidad de hermosas cosas en la lotería.
Çok zarif bir şey gibi, güzel.
Preciosa como ninguna.
Çok güzel. Gördün mü bak, ne kadar güzel bir şey.
Es fantástico, algo bonito.
- Şey, anne... annesi ona çok güzel bir giysi dikmiş... ama ona şimdi dar geliyor, hem küçük kardeşi de yok...
- Sabe, mamá... su mamá le hizo un trajecito muy lindo... pero le quedó pequeño, y él no tiene hermanos menores que lo usen.
Şey yani, bolca seviştik ve herşeyi de yaptık, yani... çok güzel bir olaydı çünkü çok fazla özgürlük vardı.
Hacemos el amor y todo y además gozamos de mucha libertad.
Fakat çok güzel yaptığım bir tek şey var, o da omlet.
Pero hay una cosa que hago maravillosamente y eso es una tortilla.
Başka bir yerde, her şey çok güzel.
En algún otro Iado, todo es hermoso.
Dürüstlük, prensip sahibi olmak çok güzel ama sonuçta, bunlar boş sözcüklerden başka bir şey değil.
Es muy bonito preocuparse por la justicia y la conciencia... y otros grandes principios pero, al final, no son más que palabras vacías, al menos en este asqueroso agujero.
Çalışmak zorunda olduğum evde hiç bir şey çok fazla güzel değildir.
Nada es demasiado bonito en mi casa. ¿ Acaso me toman por un vagabundo?
Şey, güzel hoş küçük bir kasaba orası. Anayolu var, bir kaç dükkan var ; fakat çok soğuk.
Es un pueblo pequeño muy bonito con una calle principal y algunas tiendas, pero hace mucho frío.
Şey... Çok güzel bir akşam geçirdim de.
- Lo he pasado fenomenal.
Oh, çok güzel bir fikir, özellikle böyle bir evde. Her şey çok değerli görünüyor.
Es una muy buena idea especialmente en una casa como esta.
Çalışmak zorunda olduğum evde hiç bir şey çok fazla güzel değildir.
Nada es demasiado bonito en mi casa.
Bunları bir kez aştık mı her şey çok güzel olacak.
Una vez que pasemos por esto, será el principio de todo lo bueno.
Size çok güzel bir bakireden başka bir şey gibi görünüyor olamaz.
No es más que una hermosa virgen.
Sey, Burasi cok güzel bir yer Bob!
Bien, ¡ Es un bonito lugar, Bob!
Saat şimdi 19.00 oldu en çok istediğim şey eve dönmek ve kız arkadaşım Debby'nin bana güzel lezzetli bir yemek pişirmesi.
Eran las siete y me habría encantado... irme a casa con mi novia Debby... y que me preparara una cena deliciosa.
Bu gece büyükanneni aradığımızda çok heyecanlandı. Onunla kalacağını duyunca çok sevindi. Senin için bir sürü güzel şey planlamış.
Cuando hemos llamado a la abuela, le ha hecho mucha ilusión... que estés con ella unos días... y está planeando un montón de cosas divertidas para hacer.
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzel bir kadın 44