English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ö ] / Ödün

Ödün translate Spanish

802 parallel translation
Korkudan ödün bokuna karışıyordu çünkü! Şimdi de korkuyorsun. İndir artık tüfeğini.
Porque tenías miedo de muerte y tienes miedo ahora, baja el rifle.
Ödün koptu.
Tenía miedo.
Şimdi Jim Allenbury'nin önünde diz çökmem gerekecek. 20 yıldır bu adamın karşısında tek bir ödün vermemiştim.
Ahora tengo que arrodillarme ante Jim Allenburry, un hombre al que he combatido 20 años, sin ninguna concesión.
Hiç ödün verme baba.
Mantén la guardia, papá.
Ödün mü koptu?
¿ Temes errar?
Derin derin hıçkırıyordun. Ödün kopmuştu sanki. Karşında görmeye dayanamadığın korkunç bir şeyler görüyordun sanki.
Diste unos sollozos muy profundos, como si estuvieras aterrorizada viendo algo tan espantoso que no soportaras mirarlo.
Sanırım o günden itibaren ödün vermeye başladım.
Supongo que desde aquel día empecé... a comprometerme.
Çok küçük bir ödün. Kabul ettiğiniz anda, sözleşmeyi imzalayabiliriz.
Es sólo un acuerdo pequeño y cuando lo acepte, firmaremos el contrato.
Söylemekten ödün kopuyor.
Eres demasiado cobarde para decirlo.
On yıldır, onun halkıyla vahşi bir savaş halindeydik. Acımasız, kanlı ve asla ödün verilmeyen bir savaş.
Durante diez años estábamos en guerra contra su gente una guerra sin cuartel.
Ödün mü kopsun, bir Allahın aptalı gazeteye tenkit yazacak diye her gün?
¿ Pugnar para insinuar mi nombre en las columnas de la Gaceta?
- Ben bir sanatçıyım ve ödün vermek istemiyorum. - Ne umurunda ki?
- Soy artista y no quiero comprometerme - ¿ Qué te preocupa?
Ormanda olsak bile McClellan, medeniliğimizden ödün vermeyelim.
Aunque estemos en un bosque, McClellan, tratemos de ser civilizados.
"Ormanda olsak bile medeniliğimizden ödün vermeyelim."
"Aunque estemos perdidos en un bosque, tratemos de ser civilizados".
Ödün vermeyi kabul etme.
Rehuyo el compromiso.
Ödün bokuna karıştı.
Lo he entendido. ¿ Tienes miedo, eh?
Bu konuda ödün vermek istemiyorum.
No soy persona de las que pactan.
Ödün vermiyorsun Harry aşkım.
No es que pactes, cariño.
Yoldaşlar, sevgili önderimiz, dış dünya ile ticaret yapılmasına karar verdi. Tabii asil prensiplerimizden ödün vermeden.
Camaradas, nuestro sabio Líder tan querido por nosotros, ha decidido comerciar con el mundo exterior, no para enriquecernos, claro está, eso sería indigno de nuestros principios.
Onurumdan ödün vermiş olmuyorum.
Esto no es una pérdida de integridad.
Hayır, bu sefer ona ödün vermeyeceğim. Hayır.
No voy a ceder esta vez.
Ödün koptu.
Muerto de miedo.
Çünkü mücadele etmekten ödün kopuyor.
Porque estás demasiado asustado para ir y conseguirla por ti mismo.
Şimdi ödün verme, yoksa yaşlılığını rahat içinde geçiremezsin.
Sea fuerte ahora o cuando sea viejo, no podrá vivir con comodidad.
Daha iyi degil. Ama aci çekmek, ödün vermektir. Ben hersey ya da hiç diyorum.
No es mucho mejor, pero el dolor es un compromiso.
Aynı benim gibi, yakalanacağım diye ödün patlıyor.
Tienes miedo de que te cojan, como yo.
Bir kere ödün vermeye başlayınca, sonu gelmiyor.
Cuando se empiezan a hacer concesiones, ya no se para.
Erdem için zevkten ödün ver.
Declinarás el placer en nombre de la virtud.
Cezayir'de olsan her şeyden ödün kopar.
Si estuviese en Argelia conmigo, estaría asustada todo el tiempo.
Bizimle pazarlık savaşına girişecekse, istediğini veririz. Hem de ödün vermeden.
Si quiere una pelea de cifras, así será. ¡ Nada de acuerdos!
Beni alttan alttan fikirlerimden ödün verdirmeye çalışıyordu.
Poco a poco me forzaba a entregarme, a comprometerme.
Beni kandıramazsın. Ödün kopuyor aslında.
Tú no me engañas, tienes miedo.
Frank, hepimiz ödün vermek zorundayız.
Frank, todos debemos transigir.
Yapabileceğimiz tek şey ödün vermemek.
Solamente tenemos que dominar la situación...
- Ödün vermemek? - Ödün vermemek. Haklısın.
Si señor, volvamos como si no hubiese pasado nada.
Jolly Stompers üyelerini metroda falan görünce ödün kopuyor. Ama seksen Homicides'cı tarafından kovalanırlarken gayet mazlumlar.
- Quiero decir que los Jolly Stompers, son aterradores cuando los ves en el tren, pero cuando están siendo perseguidos por 80 Homicides, son bastante dóciles.
Ödün koptu, değil mi?
Te asustaste, ¿ verdad?
Kendi gölgenden bile korkuyorsun, Gustav Amca'dan ödün kopuyor. - Evet, öyle.
Te asusta tu propia sombra y te da miedo el tío Gustav.
Billy Shaffer'in mezarını açıp otopsi yapmak için izin istediğimi söylesem ödün kopar o zaman.
Entonces te pido permiso para hacer una autopsia a Billy Schaffer.
Düşmanın, savunma direncini kırana dek aynı şekilde saldırmaya devam edilecek ve bundan ödün verilmeyecek şekilde yapılmış bir saldırıydı. Bu da zaman alıyordu.
Esta batalla se libró, y con razón de manera que continuó la ofensiva para destruir la resistencia el enemigo, y se necesita algún tiempo.
En iyi politikacıların bile ödün vermesi gerekir.
Aún los mejores políticos a veces tienen que transigir.
Müşteri konforundan ödün vermedikçe devam edin.
mientras mantenga el confort de los pasajeros.
Bu geçimsiz ilişkiye çok ödün veriyorum.
Hago mis concesiones a esta especie de relación.
Ama şimdi ödün vermek için burada değilim.
No estoy aquí para hacer sacrificios y pagarlo todo.
Evet, zaten inandığım her şeyden ödün verdiğimi hissediyorum.
Sí, lo siento, estoy realmente comprometido con todo, creo en ello.
Eric, yaptığın işi en iyi şekilde yaparak Tanrı'ya şükranlarını sunabilirsin. Ödün verme.
Eric, puedes alabar al Señor al pelar una papa si la pelas a la perfección.
Ödün vermek şeytanın kitabında yazar.
No hagas concesiones, son el idioma del demonio.
Korkudan ödün patlıyor!
¡ Estás muerto de miedo!
Bazı konularda asla ödün vermez.
Le transijo algunas cosas.
Ödün vermek gerekiyor.
- Hay que hacer concesiones.
tek tesellim kenara koyduğum param olur... durumumu değerlendiriyorum... ben kötü biriyim ve böyle kalacağım... bir değişim görmeyeceksiniz ama adiliğin de alemi yok... kimsenin benim yüzümden incinmesini, pisliğe bulaşmasını istemem... bu pis hayat bana göre değil hem artık benim için çok tehlikeli... hiçbir şeyden ödün veremem ama bu durumu kim değiştirecek?
"El único consuelo es el dinero Que has conseguido ahorrar " Estoy reconsiderando la situación " ¡ Soy malo y seguiré siéndolo!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]