Öfke translate Spanish
4,215 parallel translation
Öfke dolu bir saldırıymış. 17 bıçak yarası var.
Bueno, fue un ataque lleno de ira... 17 puñaladas.
Pekâlâ, bak seni öfke nöbeti geçiren yeşil şey...
Bueno, mira, tu rabieta de jade,
Kalk üstümden, seni öfke dolu kristal koleksiyoncusu...
¡ Suéltame, tú lleno de rabia, coleccionista de cristal...!
Sevgili Willy, benim de paylaştığım Rusya'daki öfke devasa boyutta.
Querido Willy, la indignación en Rusia, que yo comparto plenamente, es enorme.
Radikaller bile öfke ile dolacaktır.
Incluso los radicales se indignaran.
Spencer'ın düzensiz davranışları ve tüm öfke patlamaları.
Con el comportamiento errático de Spencer y su ataques violentos.
Gördün mü, tüm bu öfke... Sakın! oh, oh!
Verás, toda esta ira... ¡ no lo hagas!
Sonuçta halüsinasyon, değişken duygular veya kontrolsüz öfke gibi bir belirtin yok.
No es grave como si estuvieras alucinando o con emociones inestables e ira incontrolable.
Çünkü çok önceleri bu öfke ve nefret bizim inançlarımızdı.
Porque hace generaciones, esa ira y odio desmedido era parte de nuestras creencias.
Acıklı ve öfke dolu anlar yaşanırken MMD elçileri zor bela - salı günü toplu şekilde işbaşı yapılmasında anlaşmaya vardı.
Entre escenas de amargura e ira... los delegados del sindicato nacional de mineros han votado... para un regreso organizado a las labores el jueves.
'Öfke onun bombası.'
'La ira es su fuerza.'
Kim öfke kontrolü olmayan ve aldatan birini istemez ki?
¿ Quién no querría estar con un infiel con problemas de ira?
Klaus klasik öfke nöbetlerinden birini boynumu kırarak geçirdi. Cadı meclisine tek başına kafa tutmaya kalktı.
Klaus hizo una de sus clásicas rabietas, me rompió el cuello e intentó acabar con un aquelarre de brujas él solo.
O bölgedeki bir tümor aşırı öfke ve şiddete sebep olur.
Un tumor en esa ubicación... - Podría causar rabia extrema. - Y violencia.
Her kötü niyetle birlikte her türlü kin, öfke kızgınlık, bağrışma ve sövgü sizden uzak olsun.
Quítense de vosotros toda amargura, enojo, ira, gritería, maledicencia y toda malicia.
- Kendisi şu anda öfkeli bir noktada fakat bu öfke dinecektir.
Ahora mismo está en un lugar bíblico, pero esa rabia pasará.
Öfke, harekete geçiren bir duygudur tehdide karşı eyleme geçmeyi teşvik eder.
El enojo es una emoción energizante ; impulsa a la acción contra la amenaza.
Kafa karışıklığı, paranoya, öfke.
Confusión, paranoia, rabia.
Son zamanlarda oldukça fazla öfke sergiliyordun.
Has estado expresando mucha rabia recientemente.
Bu öfke değil.
No es rabia.
Öfke, kışkırtılmaya verilen duygusal bir cevaptır.
La rabia es una respuesta emocional a ser provocado.
Toplayabildiği öfke ve nefretin her parçasını hissetmeyi öğrettim.
A sentir cada pizca de furia y odio que pudiera reunir.
Bak, böyle bir öfke patlaması yaşadıktan sonra gidip her şey normalmiş gibi yaşayamazsın.
Mira, uno no explota así y después se vuelve... a comprar comida al Piggly Wiggly.
- Nasıl yani? Hayatım boyunca hep sorunlu biriydim. Okul kavgaları, öfke...
Durante toda mi vida he tenido un problema... peleas en el colegio, ira.
Öfke kontrolü terapilerine katıldım ama bu beni iyice öfkelendirdi.
Fui a terapia para controlar mi ira... pero me enfadaba.
Sonra bir gece... O gece... Tüm o öfke...
Y luego... aquella noche... aquella noche... la ira, simplemente, no pude controlarla.
- Çünkü benim de öfke problemlerim vardı.
Porque yo he tenido problemas de rabia también...
Swartz ve Demand Progress, devasa bir destek oluşturmuştu bile. Geleneksel toplumsal öfke ve VoIP'yi ( Internet Üzerinden Ses Protokolü ) kullanmışlardı.
Swartz y Demanda Progreso pudieron reunir un enorme apoyo usando los medios tradicionales combinado con el uso de voz por IP, para facilitar a la gente llamar al congreso.
Kendimizi ülkece korku ve öfke siyasetine teslim ettik. Ve korktuğumuz her şey, mesela internetin geleceği ve erişimi gibi, öfke duyduğumuz herhangi bir şey, iç güdüsel olarak müdahaleci bir adalet sistemi doğuruyor.
Hemos permitido, en este país, ser capturados por las políticas del miedo y del rencor y todo lo que tememos, como el futuro de internet y el acceso y todo lo que nos enoja, instintivamente crea una intervención judicial criminal
Öfke iyi bir motivasyondur.
La rabia es un gran motivador.
Öfke doluydum.
cabreado con el mundo.
Tüm bu öfke, bu kin, bu kızgınlık Sen şişeleme olduğunu, bu hayatını hem de mahvediyor.
Toda esa ira, la amargura y el resentimiento que encierra, está arruinándole la vida a ambos.
Beni ele geçiren bir öfke var.
Hay un ira que se hace cargo.
Öfke dolu olmalısın.
Tienes que estar consumido por la ira.
Tüm bu öfke, utanç ve yalnızlığı taşıyorsun bunu nasıl daha az anlarım bilmiyorum ve bir de bunu kağıda mı çizmek istiyorsun?
¿ Quieres crear. Has esta rabia, vergüenza y soledad Que no sé cómo se siente, y te pongo lo que en el papel?
Öfke.
Ira.
Ve sen de işler yolunda gitmediği için öfke nöbetleri geçiren hassas yaşlı bir adamsın!
¡ Y tú eres un viejo ingenuo teniendo una rabieta porque no está saliendo de la forma en que querías!
İçimde büyük bir öfke var, bu bir gerçek ama bunu geride bırakmaya çalışıyorum. Bana zarar veriyor çünkü.
Obviamente tengo un montón de odio, pero estoy intentando librarme de él, porque es tóxico.
Öfke nöbetin bitti mi, ha?
¿ Acabaste con tus lloriqueos?
"Öfke nöbetlerinde olsan da, en azında düşün beni"
"Aunque sea en un ataque de rabia, al menos piensas de mí"
Öfke tehlikeli bir müttefiktir karalarını bulandırır.
La ira es un peligroso aliado. Nubla tu juicio.
- Yolumdan çekil! - Sende Bilirsin, Öfke tehlikeli bir müttefiktir.
Sabes, la ira es un peligroso aliado.
Ben ne yapıyorum? Belki öfke sorunların vardır.
Quizá si tengo problemas de ira. No es la última vez que me veras, tortuga.
Benim öfke sorunum yok.
Yo no tengo problemas de ira.
Bir öfke misillemesi tecavüzü aradığımızı düşünüyorum.
Creo que estamos ante un violador con ira vengativa.
Ama yok o yüzden olana kadar öfke krizlerine girmeyi kes.
Pero no lo tienes, así hasta que lo tengas, deja de tener rabietas.
Ayrıca öfke kontrol programımıza katılmanızı önereceğim.
Voy a recomendarte que te registres en nuestro curso de control de la ira.
"Kulaklarını kapatma yüksek sesle bağır." "Sadece bir kere öfke ile beni azarla."
"Mi chinita, se enoja por algo."
Öfke ile doktorla konuşuyor.
Él está advirtiendo al médico.
Çok fazla öfke var.
Había mucha ira.
Suçluluk duygunu her zaman öfke ile maskeler misin?
¿ Siempre enmascaras la culpa con enfado?