English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ö ] / Ölmek

Ölmek translate Spanish

11,435 parallel translation
Peki ya... Henüz ölmek istemiyorum. Yani daha hazır değilim desem?
Y si le dijera... que no quiero morir... aún, ya sabe, que no estoy preparado.
Yani tabii, eğer biri ölmek zorunda olsa.
O sea, ya sabes, si tenía que ser uno de los dos.
Bu uyuşturucu Los Angeles'ta daha yeni. Eğer sokağa düşerse, yüzlerce ölü ya da ölmek üzere çocukla karşı karşıya kalırız.
Este farmaco es nuevo a Los angeles si sale a la calle en cantidad, estamos buscando a cientos de niños muertos o moribundos.
Ölmek mi istiyorsun?
. Usted tiene un deseo de muerte?
Kesinlikle böyle ölmek istemem.
Definitivamente esta no es la forma en la que me gustaría morir.
Ölmek istesem de ölemem.
No puedo morir, incluso si lo quiero.
Ölmek zorunda
ÉL DEBE MORIR
Ölmek istesem de ölemem.
Yo... no puedo morir, incluso si lo quiero.
Demek ki kendi evinde ölmek istiyor.
Quiere morir en casa.
Kendi kararımla ölmek istiyorum bu yüzden öleceğim günü kendim seçtim.
Quiero morir en mis propios términos, así que elegí un día... El día que elegí morir.
Hayır ama ölmek isteyecek.
- No. Pero deseará estarlo.
Benim işim ölmek.
Mi trabajo consiste en morir.
Ölmek için çok kötü bir yol değil mi?
Es una horrible manera de morir, ¿ no?
Ölmek üzere olan biri tarafından sorgulanmak dışardan bakınca pek güzel durmayacaktır.
No te verás bien siendo cuestionada por un enfermo terminal.
Bu şekilde ölmek istemezsin, Hitchcock.
¿ Así es como quieres morir, Hitchcock?
Ölmek mi istiyorsun?
¿ Tienes un deseo de morir?
Ölmek mi istiyorsun?
¿ Quiere morir?
Evet ama çoğu insan gibi ölmek istemiyorum.
Sí, pero no quiero acabar muerto como los demás.
Lösemiden ölmek üzere olan bir adamı tamamen yabancı birini öldürmeye iten şey nedir?
¿ Qué poseería a un hombre muriendo de leucemia a matar a un completo extraño?
Ölmek istemiyorum!
¡ No quiero morir!
Ölmek istiyorum.
No quiero vivir.
Ölmek istemiştim!
¡ Yo quería morir!
Bence neden ölmek istediğinle ilgili konuşsak senin için daha iyi olur.
Creo que sería bueno para ti hablar acerca de por qué quieres morir.
Bu, neden ölmek istediğimle alakalı değil.
No es sobre por qué morir.
Lütfen, ölmek istemiyorum.
Por favor, no quiero morir.
Ölmek istemiyorum.
No quiero...
Max kızamıktan ölmek üzereydi.
El sarampión estaba matando a Max.
Seni sevmeme izin vermenin tek yolu ölmek.
Solo muerto me dejarás amarte.
Ölmek zorundayım.
Tengo que morir.
Ölmek istemiyorum.
No quiero morir.
Yaşamak mı yoksa ölmek mi istediğine karar vermelisin.
Debes decidir si quieres vivir o quieres morir.
Ablamı görmeden ölmek istemiyorum.
No quiero morir sin mi hermana.
Ölmek için değil, öldükten sonra yaşamaya devam etmek için yardımınızı istiyorum.
No vas a ayudarme a morir, sino a vivir después de la muerte.
Ölmek istiyordum.
Quería morirme.
Ölmek istedin.
Tú querías morir.
Yenilerek ölmek nasıl bir şeydir? Bilmiyorum.
¿ Cómo es que uno es comido hasta la muerte?
Bilincim gidip geliyordu. Benimle oynamayı bırakıp yemeye karar vermeden önce ölmek için dua ettim.
Entré y salí del estado de conciencia, y recé por morir antes de que decidieran que habían jugado conmigo lo suficiente y que ya era hora de alimentarse.
Ölmek istedi.
Quería morir.
Ölmek bilmeyen şu insanlardan birisi işte.
Uno de esos individuos... que parecen no poder permanecer muertos.
Ölmek mi istiyorsun?
¿ Quieres morir? Imposible.
Ölmek mi istiyorsun?
Oye, ¿ quieres morir?
Eğer ölmek istiyorsan, o zaman öl.
Si quieres morir, entonces muere.
Eğer sonraki gün de aynı acıyı hissedersen, o zaman sonraki gün ölmek çok geç olmaz!
¡ Si sientes el mismo dolor al día siguiente... aunque mueras al día siguiente, no será demasiado tarde!
– Ölmek istiyor olmalısın.
- Debes querer morir, ¿ verdad?
Do Hyun artık ölmek istemiyor gibi görünüyor.
Ahora parece que Do Hyung no tendrá pensamientos suicidas.
Ölmek mi istiyorsun?
¿ Quieres morir?
Ssambab. – Ölmek mi istiyorsun gerçekten?
¿ Realmente quieres morir?
En mükemmel itaatim, acı çekmek, ölmek ve neticede bir gün dirilmek.
y finalmente, un día, mi resurrección.
Donarak ölmek üzeresin John.
Vas a morir congelado, John.
Ölmek istemedim.
Yo no quería morir.
- Çünkü ölmek istiyordu.
- Él quería morir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]