Ölürsün translate Spanish
2,755 parallel translation
O zaman dayak yer ölürsün, puşt!
¡ Entonces, recibe un golpe y muere, bastardo!
Sahaya koşmadan hemen önce, Thad genelde bağırıp, "Ya vuruşu yaparsın, ya da ölürsün." gibi bir şeyler diyor.
Antes de salir a patear, Thad siempre me grita cosas como : Más te vale no fallar o estás muerto!
Ortam çok samimidir, tavuklu tartlarına ölürsün hele.
Es muy lindo. Es tan acogedor, y doy la vida por sus tartas.
duş alırken o kabloya dokunursan ölürsün!
Lo llamo así porque si te duchas y tocas el cable. ¡ Mueres!
Belki tahmin ettiğinden de çabuk ölürsün.
Tal vez más pronto de lo que crees.
- Organların iflas eder ve ölürsün. - Sayılarla bunu yapabilirler mi?
Desintegra tus órganos, y entonces mueres.
Neredeyse geldim. Onu yollarsan, ölürsün.
Ya casi llego.
Tek bir şey daha yayınlarsan, ölürsün.
Si publicas algo más, estarás muerta.
Ölürsün.
Te mueres.
Dönersen acı bir şekilde ölürsün.
Tu retorno será bajo pena de muerte.
Eğer çavuşla tekrar bir sorun yaşarsan, ölürsün.
Si vuelves a meternos en problemas con el sargento, estarás muerto.
Önce gelip de bana tedavi olmazsan ölürsün diyorsun ve beni kurtarmak istediğinden bahsediyorsun. Ben karar verdiğim zaman ise bir anda buhar olup ortadan kayboluyorsun.
Primero me dices que voy a morir y que tú quieres salvarme, y luego cuando yo accedo, tú solo, desapareces en el aire.
- Sen de ölürsün.
- También morirás.
Tanımadığım bir yüz görürsem, ölürsün.
Si veo una cara que no conozco, usted está muerto.
Bulaşırsan, ölürsün demek?
Si lo arruinas, ¿ estás muerto?
Söyle yoksa ölürsün!
¡ Dímelo o mueres!
Düşersen ölürsün.
Si caes vas a morir.
Oyun dünyasında, ya yaparsın ya da ölürsün.
es vivir o morir.
Seni burada bırakırsam kendi kendine muhtemelen solar ve ölürsün.
Si te dejo sola aquí... te marchitarás... y morirás por tu cuenta.
ona zarar vermeye cüret edersen, benim ellerimde ölürsün.
Si te atreves a hacerle daño de cualquier forma, yo mismo te mataré
Parmağını bile kıpırdatırsan ölürsün.
Oye tú, son 38000 won. ¡ Esta mujer! ¿ Quieres el dinero de una persona de Woo Kyoung?
Bana bulaşırsan, ölürsün. Silahı yere at!
Si no me haces caso, eres hombre muerto ¡ Suéltala!
Öyleyse ölürsün.
Entonces morirás.
Kalırsan, sen de ölürsün.
Si te quedas, moriras tambien.
Geri çekil yoksa ölürsün
Retroceda o está muerto, ¿ sí?
Seni sokarsa, ölürsün.
Si te muerde, no sobrevives.
Bunun iş içinde ölürsün, ben de öleceğim, benim neslim Vietnam'da öldü.
Te pueden matar en esto, mi generación murió en Vietnam.
Yüzmeye kalkarsan, bir kaç dakikaya ölürsün.
Si înoþi, mueren en pocos minutos.
Sabah 10'a kadar onu öldür, yoksa sen de ölürsün. Piç kurusu tek oğlumu vurdu!
Mátalo antes las 10 de la mañana o estarás muerto también, el hijo de perra mató a mi único hijo...
Yersen anında ölürsün.
Morirías en un segundo.
İki olasılık var. Ya, seni Hovartian beyin biti ısırdı ki o zaman her an acı içinde ölürsün.
Una de dos : o lo mordió la garrapata hovartiana y morirá agonizando en cualquier momento...
Kıyafetin olmadan iki dakika içinde ölürsün.
Dos minutos sin traje y estás muerto.
Eğer aşağıya inecek olursan, ölürsün.
Si en verdad vas a ir allá abajo, vas a morir.
Eğer gücü kaybedersen birkaç saat içerisinde donarak ölürsün.
Pierdes potencia, y te congelarás hasta morir en cuestión de horas.
Tabi ki. Büyük yayınevlerini beklemekten ölürsün.
Por supuesto, si esperas a los grandes editores, morirás primero.
- Seni görürse ölürsün.
- ¡ Estás muerto! ¡ Es sólo una chica!
- Oradan gidersen ölürsün!
Si haces esto, date por muerto.
Sonra da ölürsün.
Y entonces morirás.
Arkadaşlarımı incitirsen ölürsün.
Si lastimas a mis amigos, mueres.
Tetiği çekersen sen de ölürsün.
Si aprietas el disparador, estás muerto.
Bağırırsan ölürsün.
Grita, y estás muerto.
Buraya girersen annemin üzerine yemin ederim ilk sen ölürsün.
Entra y te juro que saldrás con los pies por delante.
Ya o sivri dişi öldürürsün ya da denerken ölürsün.
Mata al dientes de sable, o muere en el intento.
Umarım arabanın kontağını kapatıyorsundur, ölürsün yoksa.
Bueno, espero que encienda el coche, Porque te vas a morir si no lo hace.
- Biraz daha yaklaşırsan, ölürsün!
- ¡ Si te acercas, mueres!
30 saniyeden az zamanda ölürsün.
Tienes menos de 30 segundos.
Uçurursan sen de ölürsün!
¡ Vuélala y te llevará con ella!
Bir adım daha atarsan ölürsün.
Un paso más y mueres.
Bensiz dönersen ölürsün.
Si vuelves sin mí, te matarán.
- İki gün, yoksa ölürsün.
Dos días, o estás muerto.
Ancak orada panik yaparsan, demin yaptığın gibi ölürsün.
Pero si entras en pánico allá, como lo hiciste ahora, morirás.