Öğreneceğiz translate Spanish
1,883 parallel translation
Ne zaman öğreneceğiz acaba?
¿ Cuándo vamos a aprender?
Zaman içinde öğreneceğiz.
Lo sabremos en el tiempo.
Adamlarımı oraya göndereceğim, ve ne saçmaladığını öğreneceğiz.
Iré con mis hombres y descubriré de qué estás hablando.
Herkes hücresine dönsün ve unutmayın, bu olayı ilk alarm çaldığında öğreneceğiz.
Todos, regresen a sus celdas, y recuerden : La primera vez que supimos de esto fue cuando la alarma se activó.
Bir kaç dakika sonra, McGuire'ın bütün kirli sırlarını öğreneceğiz.
En unos minutos obtendré todos los trapitos sucios de McGuire.
Evrenin gönderdiği koşulları konuşmaya yanaşmadığımızda bunu zor yoldan öğreneceğiz evren sizi "gerçeklik" adında yeni bir arabulucunun eline bırakacak ve bundan sonra sizin için adınıza o konuşacak.
Vamos a descubrir del modo más duro que cuando no negocias las circunstancias que te son enviadas por el universo automáticamente te asigna un nuevo socio de negociación llamado realidad y ahí negociará por ti.
Ve sonra, ne ile uğraştığımızı öğreneceğiz.
Entonces sabremos a qué nos enfrentamos.
- Sanırım az sonra öğreneceğiz.
Supongo que estamos a punto de descubrirlo.
Bu da demek oluyor ki, sağ kalanlardan öğrenebildiğimizden daha fazlasını ondan öğreneceğiz.
Lo que significa que obtendremos más de él que lo que sacaremos de cualquiera de los sobrevivientes.
Ve senin sayende katil olup olmadığını da öğreneceğiz.
Y ahora gracias a ti, por "h" o por "b" él es un asesino.
Kim olduklarını öğreneceğiz.
Descubriremos quiénes son.
Yani onları inceleyeceğiz ve ne yapmamamız gerektiğini öğreneceğiz.
Entonces los leemos y aprendemos qué no hay que hacer.
Bugün, yürümeyi öğreneceğiz.
¡ Hoy aprenderemos a caminar!
Nasıl öğreneceğiz?
¿ Y cómo lo comprobamos?
Pekala daha fazlasını nasıl öğreneceğiz?
Entonces... ¿ Cómo vamos a averiguar más?
Aslında, adamın adını bende bilmiyorum. Ama bu gece öğreneceğiz.
En realidad, tampoco yo sé su nombre, pero esta noche nos enteraremos.
O zaman öğreneceğiz.
Y luego ya sabremos.
Babanın neler karıştırdığını öğreneceğiz, değil mi bebişim?
Vamos a averiguar lo que está tramando papá, ¿ verdad, pequeñín?
Evet, öğreneceğiz!
¡ Sí, vamos a hacerlo!
Birbirimize güvenmeyi öğreneceğiz.
Tendremos que confiar la una en la otra.
Hayır, bu gece Bay Burns'ü kimin vurduğunu öğreneceğiz.
No, esta noche descubriremos quién disparó a Mr Burns.
En azından kayıp olup olmadığını öğreneceğiz.
- Quizá. Al menos averigüemos si está desaparecido.
Uyanınca daha fazla şey öğreneceğiz.
Sabremos más cuando despierte.
- Pekala, peki hangi kattan geldiğini nasıI öğreneceğiz?
Esta bien, ¿ como sabemos el piso desde el que vino?
Kurbanımız nasıl hevesle işkenceye uğramış öğreneceğiz. Ardından da hükümet hayata döndürmeye çalışmış bir de.
Vamos a descubrir que la víctima fue torturada de manera entusiasta y el gobierno intentó revivirlo.
Sanırım yarın akşam öğreneceğiz.
Supongo que tendremos que descubrirlo mañana en la noche.
Ve meselenin özünü öğreneceğiz.
Y vamos a llegar hasta el fondo del asunto.
Bugün Pawnee Sun'da Dexhart seks skandalının merkezinde olan Leslie Knope ile çok özel bir röportajda işin iç yüzünü öğreneceğiz.
Hoy lo descubriremos, en Pawnee Today, tendremos una entrevista en exclusiva con la mujer que está en el centro del escándalo sexual Dexhart : Leslie Knope.
Sanırım şimdi Serena'nın sana karşı çıkıp çıkmayacağını öğreneceğiz.
Supongo que ahora veremos si Serena está dispuesta a perder ante ti.
Öğreneceğiz.
Lo vamos a averiguar.
Seni alıp, geçmişteki tüm eski sevgililerine götüreceğim ve sonra inşallah sen ve ben bunca zaman kafanı kuma gömerek nasıl yaşadığını öğreneceğiz.
Vamos a ver a todas tus novias pasadas para tratar de entender cómo te volviste tan pendejo.
Yakında öğreneceğiz.
Muy pronto lo descubriremos.
Calvini'yle konuşup öğreneceğiz.
Vamos a hablar con Calvini y averiguarlo.
- Bütün sırları beraber öğreneceğiz.
Averiguaremos todos los secretos.
Eminim kimin kimi yeneceğini çok yakında öğreneceğiz.
Seguro vamos a llegar al fondo del asunto.
Neler olacaksa, biz Toplantı da, öğreneceğiz Bayan Bose.
Sea lo que sea, vamos a averiguarlo en la reunión, señora Bose.
İlk önce belirtmek isterim ki hiç kimse yaralanmayacak sadece bir kaç tane temel hareket öğreneceğiz.
Para asegurarnos de empezar bien y de que nadie sufrirá heridas graves les enseñaremos los movimientos básicos.
Ama nasıl yapıldığını öğreneceğiz.
Pero vamos a aprender.
Biz orada ne olduğunu öğreneceğiz.
Para saber que paso aqui. - Ok, y donde los encontraron?
Er ya da geç öğreneceğiz.
Vamos a averiguar, usted sabe. Tarde o tempramo.
Onu bulduğumuzda kim değermiş öğreneceğiz.
Ya veremos quién los vale al final.
İşe yarayıp yaramadığını ne zaman öğreneceğiz?
¿ Cuándo sabremos si funciona?
Şimdi öğreneceğiz.
Vamos a ver eso.
Ve umuyorum ki, bu soruşturma bitene kadar bu haince eylemin özünü öğreneceğiz.
Al final de este interrogatorio... espero que lleguemos a dilucidar... este hecho atroz.
Polis onlarla görüşüyor, sonra neler olduğunu öğreneceğiz.
La policía los está entrevistando, y entonces averiguaremos qué ha ocurrido.
Bilmiyorum, arayınca öğreneceğiz.
No lo sé, veré.
Henüz bilmiyoruz. Ama öğreneceğiz.
No lo sabemos aún, pero vamos a averiguarlo.
İndiğinde nasıl bir yol izleyebileceğimizi öğreneceğiz. Asla eski hâline dönmeyecek.
Sabes, mucha de la hinchazón no ha bajado y cuando lo haga vamos a saber como proceder.
Öğreneceğiz.
Lo averiguaremos.
Kim olduğunu öğreneceğiz.
Tendremos la respuesta.
Yakında öğreneceğiz.
Pronto lo descubriremos.
öğrenci 51
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceksiniz 19
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17
öğrenebilirim 18
öğrendim 28
öğrenecek 20
öğreneceksiniz 19
öğreneceksin 43
öğren 61
öğrenciler 57
öğreneceğim 42
öğrenmelisin 17
öğrenebilirim 18