English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Spanish / [ Ü ] / Üstüne

Üstüne translate Spanish

22,730 parallel translation
Oyalamakta üstüne olmayan kişinin
¿ Saben quién era bueno haciendo tiempo?
Hepsini çiçeklerin üstüne koy.
Poner a todos en las flores.
Dikkatleri üstüne çekecek bir şey yapmazsan sorun olmaz.
Mira, si no haces nada para llamar la atención, creo que estarás bien.
Atmosferin üstüne çıkacak bir yol bulabilirse tabii.
- Si encuentra una manera de dispersarlo lo suficientemente alto en la atmósfera.
Kanepenin üstüne değil " Aşağı indir onu!
¡ No en el sofá! ¡ Ponlo abajo!
Yapıştır şunu tıpanın üstüne.
¡ Pégalo en el corcho!
Hadi hepimiz telefonlarımızı masanın üstüne koyalım.
Vamos, pongamos todos nuestros teléfonos sobre la mesa.
- Cosimo, telefonunu masanın üstüne koy.
- Anda, Cosimo, saca tu teléfono.
Yemek yerken telefonu masanın üstüne koymak kabalıktır.
Es inapropiado tener el teléfono sobre la mesa mientras comemos.
Bunun için fazla üstüne gitme kızın.
Así que no seas demasiado duro con ella por eso.
Olayları alıp üstüne atmamam gereken kişiye attım.
He'tado pasando por cosas, y me cabreé con el único que no debía hacerlo.
Herkesin bakışlarını üstüne çekmeni.
Consigue todo el mundo te mira. De esa manera no me esta mirando.
Birisi Bay Blaine üstüne boşalmış.
Alguien eyaculó sobre Mr. Blaine.
Izzy'nin üstüne sırf Aşağı Dünya'dan bir arkadaşı olduğu için mi gidiyorsun?
¿ Estás culpando a Izzy de todo esto por tener un amigo en el Submundo?
Bütün vücudunu, seni adi papaz, cesedinin üstüne pisleyeceğim.
Cada pedazo, Padre desgraciado, voy a defecar encima de tu cuerpo.
- Evin altını üstüne getirmişsin.
- Pusiste la casa patas arriba.
Çık şunun üstüne!
¡ Ve a por él!
Burada tüm gün kıçımızın üstüne oturmaktan iyidir.
Es mejor que estar con el culo en una silla.
O tavan kadının başının üstüne çökmek üzere çünkü.
¿ Sí? ¿ Cuando? Porque el maldito techo se cae sobre su cabeza ahí.
Bu şehirdeki herbir ana kuzusunu paramı geri alıp o tetikçi canlı bir şekilde dizlerinin üstüne çökene kadar döveceğiz.
Apalearé a todo cristo hasta que haya recuperado mi dinero y el asesino esté de rodillas, vivo.
- Tutuklamayı üstüne al.
- Adjudíquese la detención. - ¿ Qué?
Evet. Tutuklamayı üstüne al.
Atribúyase el mérito.
Seni ne zaman atacağız eyer üstüne?
¿ Cuándo te subirás a un caballo?
Hayır, bakın, eğer olan buysa bölge savcısı bundan basın açıklamasında bahsederdi hem de bunu üstüne basa basa yapardı. Çünkü onun psikopat olduğuna dair olan hikayesini destekliyor.
Si hubiera sido así, la fiscal lo habría comunicado con luces de neón porque eso apoya su historia de que es un psicópata.
Sizi içeride tutmak için erken tahliyeyi engelleyecek her ihlalin üstüne gideceklerdir.
El estado aprovechará cada infracción para evitar una liberación anticipada, para mantenerlo preso.
Dizlerinin üstüne çök!
¡ De rodillas!
Bu demektir ki sen onu birisini üstüne salmak istiyorsun ve bunu ikimiz de biliyoruz.
Apunta un cañón suelto contra alguien, y ambos lo sabemos.
Tamam mı? Bunların üstüne Frank Castle B.S'yı öldürdü ve Wilson Fisk onu gönderdiğim hapishaneyi yönetiyor.
Para colmo, Castle mata a la fiscal, y Fisk dirige la prisión a la que lo mandé.
Ellerin kafanın üstüne, Frank.
Manos en la cabeza, Frank.
Ellerin kafanın üstüne ya da şarjörü boşaltırım, tanrı şahidim olsun.
¡ Manos en la cabeza, o disparo, lo juro por Dios!
- Bütün suçu senin üstüne atamaz.
No puede culparte de esto.
Onu bulmak için şehrin altını üstüne getirecekler Matty.
Van a poner a esta ciudad patas arriba buscándola a ella, Matty.
Tam üstüne bastın.
Te queda un segundo.
Lucifer, üstüne bir şeyler giysene.
Lucifer, poner un poco de pasada " la ropa puesta.
İyi insan lafının üstüne gelirmiş.
Bueno, hablando del diablo.
Evet, üstüne bastın.
Sí, lo es en verdad.
Polis, o zavallı kızın ölümünü senin üstüne yıkmaya kalktı ama biz medyaya duyurmadık.
La policía intentó culparte de la muerte de esa pobre chica. Pero mantuvimos a la prensa al margen.
Adam arabanın üstüne düştü!
¡ Hay un tío en el coche!
Yine de Eleanor Bloom'dan piyasa fiyatının epey üstüne satın almak zorunda kalacaksın.
Bueno, todavía tendrás que comprárselo a Eleanor Bloom, estoy segura de que por encima del precio de mercado.
Ondan tüm öncelikli sistemlerin üstüne görünmez yedekler kurdum.
Es por eso que hago respaldos invisibles de todos los sistemas con prioridad.
Mesela yastığımın üstüne papatya taçları gibi küçük hediyeler bırakmaya başladı.
Empezó a dejarme regalos en la almohada, como guirnaldas de flores.
Neden birinin bebeğinin üstüne oturmasını isteyesin ki?
( Risa ahogada ) ¿ Por qué querría alguien a sentarse en su bebé?
Bebeğinin üstüne mi oturayım!
Y sentarse en su bebé!
Dizlerinin üstüne çök.
¡ Ponte de rodillas!
Biri elini almış ve bluzunun altına, göğsünün üstüne koymuş.
Una de ellas te tomó la mano y la puso bajo la camisa, en su pecho.
Gel. Şunu alıver üstüne.
Póntelo.
Alex, Shane Heywood üstüne 20 papel yatırmış.
Alex apostó £ 20 a Shane Heywood.
"Ne olursa olsun, sizi dizinizin üstüne çöktüreceğim." dedi.
Así que, dijo : "Al infierno con ello. Os debilitaré desde la raíz".
5 Eylül 1877'de Çılgın At hayatı boyunca halkını korumak için savaşan ve Birleşik Devletlere karşı savaş üstüne savaş kazanan adam öldürüldü.
En 5 de septiembre de 1877, Caballo Loco, un hombre que había luchado toda su vida para proteger a su pueblo y ganado batalla tras batalla contra el ejército de los EE.UU., es asesinado.
Şu tarif edilemez trajedi havasının altındaki parfüm gibi üstüne sıktığın sinir.
La ira escondida debajo del inexplicable aroma a tragedia que usas como un perfume.
Sanırım üstüne olur ve oldukça da temiz.
Creo que te quedará y está limpio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]