Icınde translate Spanish
432 parallel translation
Seçme şansım olsa, Washington D.C.'deki... Ulusal Basın Kulübü'nde yumuşak bir iskemlede oturup... büyük, soğuk bir burbon sodayı kavrardım.
Si pudiera elegir, estaría sentado en un cómodo sillón... en el Club Nacional de Prensa de Washington, D.C., con un bourbon con soda bien frío en la mano.
C, Fairchild Caddesi'nde sen peşine düş.
C, intercéptela en Fairchild.
Gerçek bir casusluk olayını anlattığını iddia eden ve eski bir Alman askeri ataşesi tarafından yazılan bu kitap şaşırtıcı bir vakanın detaylarını ortaya koyuyor ve 1944 yılında Majestelerinin Türkiye Büyükelçiliği'nde Normandiya Çıkartması'nın planları da dahil yüzlerce gizli sırrın çalınarak Almanlara iletildiğini anlatıyor.
Este libro es un verídico relato sobre espionaje escrito por un antiguo agregado militar alemán y revela los más asombrosos detalles de un caso ocurrido en la Embajada Británica en Turquía en 1944 y en el cual altos secretos incluido el plan de invasión de Normandía, fueron robados y transmitidos a los alemanes.
- Karıcığı da Broadway Çiçek Evi'nde buketler yapıyor olacak.
... y su mujer estará haciendo ramilletes en la floristería Broadway.
Thorwald bizi Doğu Nehri'nde bir gezintiye çıkarmaya hazır.
Thorwald está dispuesto a llevarnos de paseo al Río Este.
Caddeye çık ve Kanal Caddesi'nde bir erkek ayarla.
Fuera, a la calle. Vayan a pescar hombres a la calle, pero no desde mis ventanas.
- Şişeler ses çıkardığınde kendimi tutamıyorum.
¿ Por qué lo hace? No puedo evitar que las botellas hacen ruido...
Yarın Ejder Saati'nde size Shogun'un huzuruna çıkmak üzere eşlik edeceğim.
Mañana, a la Hora del Dragón, le escoltaré hasta la presencia del Shogun.
Sen C Bölgesi'nde görevlisin, doğru mu?
Usted está en el área C, ¿ no es así?
Sevgililer Günü'nde çıkarttığı büyük gürültü halkla ilişkiler açısından pek iyi olmadı.
Ese alboroto que montó el día de San Valentín, no fue lo ideal para las relaciones públicas.
Oedipus Kompleksi'nde olan : Çocuğun karşıt cinsteki ebeveynine aşırı düşkünlüğü bebeklik erotizminin doruk noktasına çıkar.
Es en el complejo de Edipo donde la fijación del niño por el progenitor de sexo opuesto alcanza su clímax.
Bu arada Casey, evlat... Genelkurmay Başkanlığı, Personel İdaresi'nde iyi iş çıkardığını duyuyorum.
Por cierto... he oído que eres un director excelente del Estado Mayor.
Martha bana Tarih Bölümü'nde olduğumu söyler. ... Tarih Bölümü olmasına karşı çıkarak, bölümü işletme anlamında.
Martha dice que estoy en ese departamento... pero que no soy el departamento, en el sentido de dirigirlo.
Claridge Oteli'nde yaşayıp kortejle dolaşabilirim... düşeslere dilediğim gibi el sallayabilirim... yeni hayatıma çabuk alışırım iyi günler Yargıç Bey!
"Tendré una suite en el Claridge Y conduciré una flota de carruajes " Y saludaré a las duquesas Con la mayor simpatía " De acuerdo con mi nueva posición ¡ Buenos días, juez!
C.D.J.C. Arşivleri'nde bu telgrafı görebilirsiniz. Benim fikrime göre bunun gerçek olduğunu kanıtlayan iki şey var :
Según Beugner, cuando él sugirío evacuar a los niños, probablemente a América,
Kurt Kuyruğu Vadisi'nde, Çılgın Kadın'ın öcünü alan büyük savaşçı olup olmadığını soruyor?
Pregunta si Ud. es el gran guerrero que venga la loca del valle.
Belasco Malikânesi'nde olan tüm olağanüstü olayların listesini çıkardım. Elektrik tesisatını onarttım eşyanızın nakliyatını hallettim.
Una lista de los fenómenos registrados en la casa reinstalación eléctrica, transporte del equipo.
Hollywood Baraj Gölü'nde kapıcı asansör şaftında boğuldu.
Guarda de la presa de Hollywood ahogado en el hueco de un ascensor.
Bağımsızlık Günü'nde plajları açmak akşam yemeğine davetiye çıkarmak demek olur!
Si abres las playas el cuatro de julio, será ponerle la comida en la mesa, por el amor de Dios.
Moral Hizmetler, saat 19.00'da C Bölüğü'nde bir gösteri sunacak.
Sargento Abraham, preséntese en el despacho del Coronel.
Birkaç saat önce Güneş Şehri'nde, adam çıldırır.
Hace unas horas, en Sun City, se le ha ido la olla.
Berlin Ekspresi'nde sorun çıktı.
Hubo problemas en el Expreso de Berlín.
Portakal Çiçeği Köprüsü'nde Yeşil Çayır Karayolu'ndan 1. Çıkış.
Salida 1 de la autovía Pastos Verdes, paso elevado del Azahar.
Bir : "Flashlight Projesi" nde yıkıcı sonuçlar ortaya çıkaran bir arıza meydana geldi.
UNO : Hubo un problema con el proyecto Flashlight con resultados catastróficos...
Buna inanacağımı mı sanıyorsun? Çin Mahallesi'nde savaş çıkıyor ve sen haber yapmıyorsun, huh?
¿ Hay una guerra en Chinatown y no vais a informar sobre ella?
Burada Peruzzi Şapeli'nde, dışarı çıkarıldığımız yerde olduğu gibi, büyük ressamlar arasında Giotto'nun özel karakteristiğini görebilirsiniz.
Se puede observar aquí en la Capilla Peruzzi así como en el lugar del cual hemos sido echados el carácter especial de Giotto entre los grandes pintores.
Reklam Yılları Dergisi'nde resmim çıkacak.
Saldré en Advertising Age Magazine.
Beverly Hills Atıcılık Kulübü'nde bir adam var.
Hay un tipo en el Club de Tiro de Beverly Hills.
Söyler misiniz, New York Hapishane Hastanesi'nde yapılan bu muayenelerden çıkan bulguları kabul ediyor musunuz?
Dígame, ¿ acepta los resultados de estos exámenes... que se le realizaron en el hospital?
Dr. Alembert'le Eyfel Kulesi'nde yemek yerken... bu manzaranın tadını çıkartırsınız.
Desde la Torre Eiffel debe de ser preciosa, cuando tú y el Dr. Alembert la estéis disfrutando.
Teksas Temyiz Mahkemesi'nde sonuç aleyhimize 9'a 0 çıkınca, biraz moralim bozulmuştu.
Cuando el Tribunal Criminal de Apelaciones de Texas... votó 9-0 contra nosotros, estaba un poco molesto.
Tavşanın karısı Mürekkep ve Boya Kulübü'nde şarkıcı.
La esposa del conejo canta... en un lugar llamado El Bar de Tinta y Pintura.
Hayır. Uyuşturucu yüzünden hala Cabrini Hastanesi'nde.
Él continúa en Cabrini con P.C.P.
Forsyth Caddesi'nde yaşarken yiyeceğimizi taştan çıkartırdık.
En la Calle Forsyth muchas veces comíamos sémola y salsa.
Çok yakında Sekizinci Hava Kuvvetleri'nde 25. ve sonuncu görev uçuşuna çıkan... ilk ekip olacaklar.
Están a punto de ser la primera tripulación del 8 ° Escuadrón... que cumple su 25ª y última misión.
Son derece acımasız, yaşanamaz uzay karanlığıyla burada Yeryüzü'nde tadını çıkardığımız şey arasındaki tek fark budur.
y ésa es la única diferencia entre lo que disfrutamos aquí en la Tierra y lo que es realmente dañino, inevitable, en la oscuridad del espacio.
Amerika Birleşik Devletleri'nde son üç yıl içinde ortaya çıkan... bölünmeleri, şiddeti, toplumdan hoşnutsuzluğu... siyahlarla beyazlar, zenginlerle yoksullar... veya yaş grupları arasındaki bölünmeleri, Vietnam konusundaki... fikir ayrılıklarını hep beraber çözebiliriz.
Lo que ha pasado en EE.UU. en los últimos tres años, la división, la violencia, el desencanto de la sociedad, las divisiones entre negros y blancos, pobres y ricos, entre generaciones, o Vietnam, podemos solucionarlo.
Arkeoloji Derneği'nde konuşmak için yarın yola çıkıyorum.
Salgo para Boston mañana para dar una lectura en la Sociedad Americana de Arqueología.
Müdür, Kurtarıcı'nın Kilisesi'nde yardımcı papazdır.
Oh, no lo sé. El jefe es un diácono en la iglesia del Salvador.
Ondan da kurtulduktan sonra bir yerlerden yine Kont çıkıverdi. Adam, Adelphi Oteli'nde kalıyor. Güllere servet harcıyor.
Y justamente ahora, cuando ha conseguido sacudírselo de encima, ese llamado conde sale de la nada se instala en el hotel Adelphi y se gasta una fortuna en rosas.
Yani diyebiliriz ki Bayan Lucy Sahra Çölü'nde çırılçıplak bir şekilde... ata eyersiz binen bir Haziran gelininden bile ateşli, öyle mi?
Lucy es más ardiente que novia de junio cabalgando desnuda, a pelo.
Yangın görevlileri yangına Diego Caddesi'nde ikinci kat dairedeki hatalı ısıtıcının neden olduğunu söylediler.
Un calefactor defectuoso causó el fuego en un apartamento del 2º piso en Diego Street.
Alıcısıyla Dicle Bölgesi'nde buluşacakmış ama programın gerisindeymiş.
Se suponía que quería a su comprador en el sector Tigris, pero no lo encontró allí.
Şükran Günü'nde çok fazla hindi yemişti. Külotlu çorabını keserek çıkarmak zorunda kaldım.
En día de acción de gracias comió mucho pavo, y tuve que cortarle las pantimedias.
Galiba Kelly, Bud'ın okulunun "Hoş geldiniz Partisi" nde haşaratör olarak çıkacakmış.
Parece que Kelly se va a aparecer como el Verminator En el mitin de regreso a casa de Bud.
Sayın Yargıç, müvekkilim Tip Top Yapı Şirketi'nde çalışırken geçirdiği bir kaza nedeniyle dizinde bir sakatlanmaya maruz kaldığına dair belgeleri yüce mahkemeye sunmak istiyoruz.
Señoría, quisiéramos acreditar ante el tribunal el deterioro de la rodilla de mi cliente, resultado de una herida recibida cuando trabajaba para la Tip Top Construction Company.
Simone, geçen Salı günü Amerikan Elçiliği'nde Pamela Harriman'ın verdiği akşam yemeğinden hiddetle çıkması üzerine New York Post gazetesi şu başlığı atmıştı :
Un adulador se fue enojado de la fiesta de Pamela Hariman... que se dio anoche en la embajada norteamericana... lo que resultó en el titular del "New York Post" :
Glenn Quentin, Snowden Hills Şehir Kulübü'nde profesyonel golfçü. Sizin ortaya çıkardığınız karınızın sevgilisi.
Glenn Quentin, golfista profesional del Club Snowden Hills que se enteró era el amante de su mujer.
Destiny Gölü'nde balığa çıkan iki sıkı dost her şeyden uzakta.
Los dos mejores amigos pescando en el Lago Destino... alejados de todo.
Bu yüzden, son dönemler Dünya Kubbesi'nde yapılan toplantılar insanları ilgilendirmeyen çatışmalar yüzünden çıkmaza giren bir projeye ne kadar zaman ve bütçe harcanacağıyla ilgiliydi.
Como resultado, recientes sesiones en la Cúpula Terrestre... han cuestionado abiertamente cuánto tiempo y dinero debía ser invertido... en un proyecto que parece perpetuamente enfrascado en conflictos no humanos.
Ziyaretiniz esnasında Babil 5'te meydana gelen olaylar Dünya Kubbesi'nde taşıdığımız endişeleri haklı çıkarıyor.
Desde luego los sucesos que tuvieron lugar en Babylon 5 durante su reciente visita... representan lo que nos viene preocupando a muchos de nosotros en la Cúpula Terrestre.