Şem translate Spanish
139 parallel translation
- Şim-Şem.
- "Shim sham".
Şim şem dansı için sahneye biraz kum.
Arena sobre el escenario para la danza shim-sham de la arena.
İşte Etiyopya şim şem dansı.
Éste es el shim-sham de Etiopía.
"Çiğne-şem"
esto está riquísimo.
Jack, tehlikeli Jack, Muhh-tttee-şem bir adam " dediler.
Es un hombre peligroso. Jack es estupendo ".
Muh-te-şem.
Fa-bu-lo-so.
Kamp hakkında pek birşey bilmiyorum, Ama kulağa muh-te-şem geliyor!
No sé mucho acerca de este campamento, pero suena espectacular.
Şem.. panzeler.
¿ Chim... pancés?
Sem tanïdïgïm en meraklï adamsïn, ve hep isimin içindesin.
Eres el tipo más entrometido que conozco, y siempre con lo mío.
Harabeden biraz sandık ve kumaş aldım, donyağı, barut, marangoz araçları ve bazı önemli makaleleri, tabi ki hayatta kalan dostumu da unutmadım, Sem'i.
Conseguí entre los restos del naufragio varios arcones con toda clase de ropas, sebo, pólvora, herramientas de carpintero y decenas de útiles objetos, sin olvidar al único superviviente. Sam.
- Peki sem kimsin?
¿ Quién es usted?
Evet, eger sana söz vermiºsem, buna güvenebilirsin.
Sí, puede, si se la doy.
Marcello, neredesin sem?
Marcello, ¿ dónde estás?
Sam Yafet ve Ham.
Sem, Jafé y Cam.
Sam.
¡ Sem!
Ham, Sam, saman ve tahılı yükleyin.
Cam, Sem, embarquen paja y grano.
Sam sen geviş getiren toynaklı hayvanlarla ilgilen.
Sem,... ... tú cuidarás las reses y el ganado.
Sam, kızıl geyik mısır yemiyor.
Sem, el ciervo rojo no ha comido grano.
Sam'ın oğulları :
Los hijos de Sem :
Nuh, Sam'ın babasıydı Sam, Arfaksat'ın.
Noé fue padre de Sem... ... y Sem, de Arphaxad...
Mas seu maior crime foi tirar tudo pelo que eu mataria. Foi destruir em um minuto o que terei que trabalhar até o dia da minha morte sem nunca conseguir.
Pero tu mayor crimen fue tirar todo por lo que yo mataría destruir en un minuto por lo que trabajaré hasta el día de mi muerte sin llegar a conseguir.
Sem ne dersin David?
¿ Qué dices, David?
Sem... bir de öbürünün ismi neydi...
Sem... y... cómo es su nombre...
Fakat sem'hal güvecine biraz daha yamok sosu konur.
El estofado de sem'hal estaría mejor con un poco de salsa yamok.
Mi'i a'la felis sü'ekli, tamam?
Mi'i feliss sem'pe, ¿ ves?
O kesinlikle kısem ilgi duyuyor.
Y él está definitivamente semi-interesado.
Kesinlikle bağımlılık yapıcı!
Èisto sem zasvojen.
Rueben, E.M.S arayabilir misin? Bu herif hakkında.
Reuben, ¿ puedes llamar al SEM para saber de este tipo?
Bugün batıya doğru, kırmızı ışık olmayan yeni bir yol var, şehirden denize 20 dakikada.
Hoy es el � ltimo paso hacia el oeste sin ning � n stop sin sem � foros, desde el centro hasta la playa en 20 minutos.
Profesör Taylor, Seattle'da semıyoloji konferansında. Yani bana kaldınız.
El profesor está en una conferencia en Seattle por lo que les toca conmigo...
Ben Max'sem bu işe karışmak istemem.
Si soy Max, No quiero ser parte de esto.
Sem burada bırakamam!
No te voy a dejar.
Fakat ahbap, sem aşmışsın.
Sin ofender, Donna, pero, amigo, estás que ardes!
Bebel Gilberto'nun 1999'da 6 Degrees plak şirketi tarafından basılan "Sem Contencao" sunu dinliyorsun. Şarkıda efsanevi bir bossa nova şarkıcısı olan babası Joao Roberto'nun etkileri açıkça görülüyor.
Es la composición de Bebel Gilberto "Sem Contençäo", grabada en 1999, editada por Six Degrees Records e inspirada originalmente en el legendario artista de bossa nova Joäo Gilberto, que resulta ser su padre.
Hı-hıh. Sen bay "herşey kayıt altına alınmalı" değil misin?
Uh-huh. el Señor Sem Antica?
Kıçımı öp, eğer Linda Blair'sem niye siz çocuklara hiçbir şey anlatmıyorum
Bésame el culo, si fuera Linda Blair, no les diría nada
Ama eğer ben Larek'sem,... bir uzaylı,.. ve sen Zan,... bir başka uzaylı,...
Pero si soy Larek, un alienígena... y tú eres Zan, también un alienígena...
ÖSY sezonu resmen başladı.
La temporada SEM se inauguró oficialmente.
- "ÖSY" mi?
- ¿ "SEM"?
Eğer ben gay'sem. Birazcık bile. Senindir.
Si fuese gay, aunque un poco, estaría contigo.
Sem amca dediğin lanet olası bir düzücü.
" El tío Sam es narcotraficante.
TEM'in paten tozunu taraması bu kadar uzun sürmez
El SEM no tarda tanto en analizar el polvo de los patines.
Şimdi senin için, GSR'yi bulmak için SEM'e bakıyoruz.
Ahora utilizaré el S.E.M con el G.S.R para U.S.T.E.D
Aslında iki, üç hafta önce tanışmıştık.
La verdad es que nos conocimos hace unas 2 o 3 sem- -
Bundan sonra ben ne e sem onu yapacaksın.
Ya estás en demasiados problemas.
Sem mükemmel bir anne olacaksın.
Vas a ser una madre genial.
Evet. Sem sert.
Sí, vaya si se le paró.
SEM'de inceledik, fildişi çıktı.
Es marfil.
Ben şimdi Jane'sem niye hâlâ kendi anılarımı hatırlıyorum?
Ok, si soy Jane... por qué todavía puedo recordar todo sobre mí?
Sem...
¿ Querrías...?
- Eğer ben 35'sem...
- Si tengo 35...