English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ 1 ] / 194

194 translate French

423 parallel translation
7 Aralìk 194 1'den çok önce Büro ajanlarì yüzlerce şüpheliyi filme çektiler.
Bien avant le 7 décembre 194 1, d'un point de vue avantageux, les agents du FBI photographient les actes de centaines de suspects.
Birleşik Devletler 7 Aralìk 194 1'de savaşa girdikten sonra 1 6.440 düşman ajanì, sabotajcìsì ve tehlikeli yabancì tutuklandì.
Une fois les Etats-Unis entrés en guerre, le 7 décembre 194 1, 1 6 440 agents ennemis, saboteurs et autres étrangers dangereux furent arrêtés.
Ama komutanı başında olan 194 gemi de hasarsız kurtuldu.
Et 194 sont restés à flot sans mutinerie.
Sana 194 fiş diyor.
Ça te fait 194 dollars.
Yoksa berbat bir çifte 194 dolar koymazdı.
II n'aurait pas misé 194 $ sans être sûr de lui.
- Denetçi 184.
- Superviseur 194.
Doğru arama prosedürlerinin farkındayım, 184.
Je connais les procédures de recherche appropriées, 194.
Ben denetçi 184, kod adım Gary Seven.
Je suis 194, mon nom de code est Gary Seven.
Başka komutunuz var mı, 184?
Avez-vous d'autres instructions, 194?
Verdiği ifadeye göre, siz 194 7'de New York'lu bir polis yüzbaşısının ve Virgil Sollozzo'nun öldürülmesinden sorumluymuşsunuz.
Il dit que vous avez été personnellement responsable du meurtre d'un commissaire de police et d'un certain Virgil Sollozo.
- 194, 195, - 95, 97, 198,
- 1 94, 1 95, - 95, 97, 1 98,
Dedem ordusuyla beraber buradaydı, Zannediyorum 1940'lardı. - Burasını siz mi dekore ettiniz?
Mon père est venu ici avec l'armée en 194... la décoration est de vous?
Fazladan 3,194 dolar.
3194 dollars de plus.
Biliyorsunuz, 194 görevde uçtum ve her birinde vurularak düşürüldüm.
J'ai volé sur 194 missions, et à chaque fois on m'a abattu.
1993 Temmuz itibariyle, Amerika'da bildirilmiş 315,390 vakadan 194,344'ü ölmüştür.
En juillet 1993, 315.390 cas de SIDA étaient déclarés aux Etats-Unis. 194.344 étaient mort.
Yayın İstasyonu 194'ün iletişim trafiğini bakım için kapattıkları süre içinde, idare etmeyi kabul ettim.
J'ai accepté de m'occuper du relais 194, qui doit fermer pour révision.
Kazanan, 194 puanla, "Grimley Maden Bandosu".
Vainqueur avec 194 points : la fanfare de Grimley.
- Sakin bir şekilde yaşlanmaya ne oldu? - Eskide kaldı. 194 00 : 14 : 23,863 - - 00 : 14 : 26,331 Gitmem gerek.
Et l'idée de vieillir avec grâce, alors?
194,6'ya 35 koordinatlarında mikro solucan deliği oluştuğunu tespit ediyorum.
J'ai détecté un micro-vortex aux coordonnées 194,6 par 35.
194 00 : 11 : 06,920 - - 00 : 11 : 08,720 Çünkü sizden nefret ediyorum!
{ y : bi } et vous serez mes esclaves
Aschen temsilcimizle yarın P3A-194'da buluşmayı kabul etti.
Les Aschens veulent rencontrer notre délégué sur P3A-194 demain.
Bigisayar Volialı sistemi yarıçapında.. .. olası kordinatları araştırıyor.
On cherche les coordonnées plausibles dans ce rayon autour du système volian, P3A-194.
P3A-194 Volia sisteminin 300 ışık yıllık yarıçapında.. ... beş muhtemel Yıldız Geçidi kordinatı hesapladık.
Nous avons identifié cinq Stargates possibles dans un rayon de 300 années-lumière de P3A-194, le système volian.
- 1 75'den 194'a çıktık
On a commencé à 84 kilos. Une semaine après, c'était 87,9.
Yedinci mil, saatteki hızı 194.211 mil.
Kilomètre 11. 312,485 km / h.
194.
Hyper. 1,94 gll.
191, 192, 193, 194.
191, 192, 193, 194.
Kan basıncı 194'e 126.
TA, 19,4 / 12,6.
Yüreğinin iyileşmekte olduğuna kendini inandırmak için uykusuz geçirdiği bitmek bilmeyen saatlere rağmen Ned, gerçeği uykusunda keşfetmişti.
{ \ pos ( 194,240 ) } En dépit des nuits blanches passées à se convaincre { \ pos ( 194,240 ) } que son coeur était en voie de guérison, { \ pos ( 194,240 ) } la réalité lui vint dans son sommeil.
Maalesef, annesinin ölümünden beri onun geri döndüğünü hayal etmediği tek bir gece geçmemişti.
Malheureusement, pas une seule nuit { \ pos ( 194,240 ) } n'était passée depuis la mort de sa mère { \ pos ( 194,240 ) } sans qu'il rêve de son retour.
Yüreğinin iyileşmesini aceleye koşamayacağının farkına varınca bir plan tertip etti.
{ \ pos ( 194,215 ) } Réalisant qu'il ne pouvait hâter la guérison de son coeur, { \ pos ( 194,215 ) } il mit au point un plan...
Bu plan, bir tek kendisinin yapabileceği bir şekilde annesiyle yeniden bağlantı kurmak içindi.
{ \ pos ( 194,215 ) }... pour renouer avec sa mère d'une manière qui lui était propre...
Genç Ned'in diğer çocuklar gibi bu bakımdan diğer yetişkinler gibi de olmaması,... bu durumda onu kısaca mutlu etmişti.
{ \ pos ( 194,240 ) } Car le jeune Ned n'était pas comme les autres enfants, { \ pos ( 194,240 ) } ni les autres adultes d'ailleurs, { \ pos ( 194,240 ) } ce qui, dans ce cas, l'enchantait... { \ pos ( 194,240 ) } brièvement.
Genç Ned, meyveler tekrar çürümesin diye turtayı tadamayacağını bilmesine rağmen umursamamıştı.
{ \ pos ( 194,240 ) } Bien que le jeune Ned savait qu'il ne pouvait goûter la tarte { \ pos ( 194,215 ) } sans que les fruits ne pourrissent à nouveau, { \ pos ( 194,215 ) } il s'en fichait.
Sırf kokusu, yalnızca bir saatliğine kendini tama olarak hissetmek istediği birisi gibi hissettirmişti.
{ \ pos ( 194,215 ) } L'odeur à elle seule lui permettait de ressentir, { \ pos ( 194,215 ) } ne serait-ce qu'une heure, { \ pos ( 194,215 ) } exactement ce qu'il voulait ressentir...
- "Arı Sue".
{ \ pos ( 194,215 ) } - Sue l'abeille.
Satın alabileceğin türden balı kastediyorum.
{ \ pos ( 194,215 ) } Je parlais du miel, { \ pos ( 194,215 ) } celui qu'on achète,
Senin için dört litrelik kaplarda alacağım türden.
{ \ pos ( 194,215 ) } celui que j'achèterais par litres pour toi.
Onun için uğraşmadığın bal, asla tatlı olmaz.
{ \ pos ( 194,215 ) } Le miel qu'on achète est toujours moins bon.
Bal üretimini genişletmek için şurada şahane bir teras var.
{ \ pos ( 194,215 ) } Il y a un toit fantastique { \ pos ( 194,215 ) } pour développer la production de miel.
Bunun olmadığını biliyorum.
{ \ pos ( 194,215 ) } Ce n'est pas le nôtre en tout cas.
Ve şehir balı öncüsü operasyonu yararına,... bence operasyonu sınırlı tutmamız gerek.
{ \ pos ( 194,215 ) } Et dans l'intérêt de l'opération "pionniers de l'apiculture urbaine", { \ pos ( 194,215 ) } je crois que son ampleur devrait être limitée.
Rahat ama iyi anlamında, her zaman kullanıldığı gibi.
{ \ pos ( 194,215 ) } Le bon sens de "confortable", son sens habituel.
Ben arılar için endişeleniyorum. Çiçekleri yakın tutmalıyız ki güvende hissetsinler.
{ \ pos ( 194,215 ) } C'est pour les abeilles, gardons les fleurs proches, elles se sentiront en sécurité.
Aslında, arılarda inanılmaz bir koku alma duyusu vardır.
{ \ pos ( 194,215 ) } En fait, les abeilles ont un sens de l'odorat incroyable.
Binaya gir de öğren.
{ \ pos ( 194,220 ) } Essayer d'entrez dans cet immeuble et vous verrez bien.
Kolay olmadı.
{ \ pos ( 194,230 ) } C'était pas facile,
Kontrol noktalarını ve devriyeleri atlatmamız gerekti.
{ \ pos ( 194,230 ) } on a dû éviter les check points et les patrouilles armées.
Konuşabileceğimiz bir yer var mı?
{ \ pos ( 194,220 ) } Y'à un endroit où on peut parler?
- Nabız çok yüksek.
- Pouls : 194.
194, sanırım.
La 194ème, je crois.
1948 32
1946 36
1947 45
1941 48
1949 25
1943 56
1942 59
1940 67
1945 91
1944 62

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]