195 translate French
205 parallel translation
- Tam hız ve 195 devir.
- En avant toute et poussez à 195 tours.
Tam hız, 195 devir.
En avant toute. 195 tours.
Hedefin derecesi 195 orta ölçekte pervaneler, pervaneler sabit.
Echo, relèvement 195, bruit d'hélices, force moyenne.
Hedef. 195 dereceyi gösteriyor.
Relèvement 195.
Hedef, 195.
Contact : 195.
- 185 derece ilerleyin.
- Pivotez sur un angle de 195 degrés.
Kırmızı Bölümdeki kaza 63 personeli yok etti bizim 195'imize karşılık onlarda 242 kayıp var.
L'accident du secteur L a encore détruit 63 membres de leur personnel, portant à 242 leurs pertes, contre 195 chez nous.
Temizsiniz. Vektörler 79 ve 195'de.
Vous êtes autorisé vecteur 79, sur 195...
- 194, 195, - 95, 97, 198,
- 1 94, 1 95, - 95, 97, 1 98,
- Efendim, 195...
193...
Yaklaşık 180 metresi kaldı ve... galiba elinde demir sekiz var.
Il lui reste 195 m et... il semble avoir la no 8.
2 Eylül 1951'de âşık oldum.
Je suis tombé amoureux le 2 septembre 195 1.
Şimdi arenaya gelen ise 195 paund ağırlığındaki vahşi ve tüylü... Hamiltonlu, Todd'Kurt'Howards!
Et maintenant, accusant 97 kg de poils à la pesée, la mascotte de Hamilton, Todd Howard le Loup-Garou!
Yani, 195 dolar'ım olursa Şişman Para Tanrısı Tubro'yu satın alabilirim.
Pourrais-tu me donner 195 $ pour acheter Tubro, le dieu panaméen de l'argent?
Peg, 195 dolar, bu aile için ne anlama geliyor biliyor musun?
Tu sais ce que représentent 195 $ pour cette famille?
180 gram.
195 grammes.
Bu yılın isimleri, 195 1 yılı sınıfından şöhretler listesinin en genç üyesi oyun kurucusu, lll. Grayson Dillon.
Cette année, les élèves distingués sont : sorti de la promotion 1951, le plus jeune membre du Tableau d'Honneur, le quarterback Grayson Dillon III.
- 195 işaret 6 istikametinde bulunan, Kazon aracı.
Un vaisseau kazon en approche à 195, marque 6.
Kan basıncı çok yüksek. 195 ile 120.
Pression artérielle en hausse. 19l12.
1951'den beri vitrinimizde bedava haber yayını
CHEZ PETE - TELES On y regarde les infos depuis 195 1
- Şüpheli hızını 195'e çıkardı.
- Le suspect monte à 1 90 km / h.
Hızları saniyede 703 metre.
Vélocité, 2 195 pieds / seconde.
Motosikletim 195 sapağında bozuldu.
Ma moto est tombée en panne au carrefour de la 1 95e rue.
Peki, sadece 387 adet 199.95'lik kolay ödeme olsa?
On peut faire 387 versements de 195 dollars.
Bütün kiralık arabalar 195 ila 215 kilometre sürülmüş.
Ces quatre voitures ont été conduites entre 195 et 215 km.
- 195 pound.
88,4 kilos! C'est pas possible.
20 olay yeri inceleme uzmanı, 195 kilometre!
20 agents CSI. 195 km.
Yüz doksan beş bin.
195 000 $.
42.195 kilometre.
42.195 kilomètres.
42.195 kilometre.
42195 kilomètres.
- 42.195 kilometre.
- 42.195 kilomètres.
- Ne yapıyorsun? ! Bugün, Cho-won 42.195 km koşuyor!
Aujourd'hui, Cho-won court 42.195 Km!
'Hayvanlar Âlemi'saat 6'da.
en 15 heures 6 minutes pour 228.195 Km.
Arabanın üstündeki marka Michelin 195 / 70 / R14s ile uyuşuyor.
Les traces sur le mobile home correspondent à un Michelin 195 / 70 R14.
195 nolu geçitten çıkıp 95 nolu karayolunda güneye doğru ilerliyor.
Il vient de prendre la l-95 en direction du sud.
" Başkan Kellogg ve Senatör Mills seçim kampanyaları için neredeyse 195 milyon dolarlık medya harcaması yaparken...
Alors que le président Kellogg et le sénateur Mills ont dépensé environ 195 millions de dollars chacun en frais de publicité,
Bu sabah 195. çevre yolunun aşağısında Patrick Mullin'in suratını bir inşaat işçisi parçaladı.
Patrick Mullin s'est fait défoncé la tête cet après-midi par un ouvrier sur le chantier 195 de contournement autoroutier.
195. yolda öldürüldü.
Il a été tué sur le chantier 195 de contournement autoroutier.
Şimdi sözü Jamal'dan önce Mayberry İnşaat'ın sahibi ve 195. çevre yolunun müteahhidi, Lee Mayberry'ye bırakıyorum.
Avant d'entendre Jamal, écoutons d'abord le propriétaire des chantiers Mayberry le responsable du chantier de contournement 195, Lee Mayberry.
Aranan son numara 233 65 195.
Le dernier numéro composé était le 23365195.
195. yönetmelik orada asılı.
L'arrêté 195 est affiché là-bas.
Bilemem. Bak, çatlak bir araba bombacısı göstermek istediğin her neyse göstermemen için oldukça zahmete girmiş. Vücutlar.
- J'aimerais bien savoir... { \ pos ( 195,217 ) } Écoutez, un poseur de bombe fou s'est donné beaucoup de mal pour que vous ne puissiez nous montrer ce que vous vouliez.
Ama ne yazık ki turtacı ona bir daha asla dokunamayacaktı.
Pour leur plus grand malheur, { \ pos ( 195,240 ) } le pâtissier ne pourrait plus jamais la toucher.
Hayır. Bir bakıma. Esasen uyanmanı bekliyordum.
{ \ pos ( 195,240 ) } Non, en quelque sorte si... { \ pos ( 195,240 ) } Mais surtout j'attendais ton réveil,
Ama uyanmanı bekleme sırasında, seyrediyordum. Evet, uyuyuşunu seyrediyordum.
{ \ pos ( 195,240 ) } et par la même occasion, je... { \ pos ( 195,240 ) } oui, je te regardais dormir.
Konuşma.
{ \ pos ( 195,215 ) } Tais-toi.
Beni uyurken mi seyrediyordun?
{ \ pos ( 195,215 ) } Tu me regardes dormir?
Rüyalar, beyninin bir yere sokamadığı rastgele saçmalıkları işleme sokmasıdır sadece.
{ \ pos ( 195,215 ) } Ton cerveau ne fait que ressortir du charabia qu'il n'a pas digéré.
Bir anlamı yok, öpemediğin ölü bir kızı öpmek isterken Olive'i öptüğünden suçluluk duyman dışında.
{ \ pos ( 195,240 ) } Ça ne veut rien dire, sauf que tu culpabilises d'avoir embrassé Olive { \ pos ( 195,240 ) } alors que tu voudrais embrasser la morte.
O burada değil. 195. 196.
À propos, où a bien pu passer 195, 196 197, 198 199, 200!
- Evet, baba. 195 00 : 43 : 46,857 - - 00 : 43 : 49,325 - Hava soğuk.Hadi içeri girelim.
La nuit est froide, rentrons